Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2007/222 E. 2007/273 K. 11.12.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2007/222
KARAR NO : 2007/273
KARAR TARİHİ : 11.12.2007

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Günü 11.04.2007 – 25.07.2007
Sayısı : 414-116

Devletin yargı organlarını alenen aşağılama suçundan sanık … hakkında Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesince 11.04.2007 gün ve 414-116 sayı ile verilen görevsizlik kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 9.Ceza Dairesince 25.07.2007 gün ve 1-1 sayı ile;
“…sanığın Cumhuriyet Savcısı sıfatını taşısa bile mesai saatleri dışında gerçekleştirdiği iddia edilen eylem ve faaliyetinin görevinden doğmadığı gibi görevi sırasında da işlenmediği, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 93. maddesi gereğince kişisel suç niteliğinde bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi ve uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iletilmesi üzerine, Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Son soruşturmanın açılmasına dair verilen kararda, Adıyaman Cumhuriyet Savcısı olan sanık …’in 17.11.2005 tarihini 18.11.2005 tarihine bağlayan gece 01.30-02.00 sıralarında sarhoş vaziyette kimlikleri meçhul iki şahısla birlikte adliyeye gelerek içeriye girmek istemesi ancak gece bekçisinin uyarıları üzerine adliyeye giremeyip, sarhoşluğun etki¬siyle Adıyaman Cumhuriyet Başsavcısına, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanına, diğer Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarına sinkaflı sözlerle küfür edip adliyenin giriş kapısı tarafındaki ana caddeye bakan bahçesine aleni olarak küçük tuvaletini yapması şeklinde açıklanan yargılama konusu maddi olayda Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümü gereken uyuşmazlık, sanığa atılı suçun görevden doğan veya görev sırasında işlenen suç mu yoksa kişisel suç mu olduğuna, dolayısıyla da yargılama görev ve yetkisinin Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesine mi yoksa Yargıtay 9. Ceza Dairesine mi ait olduğuna ilişkindir.
Yargılama görev ve yetkisi, sanığa atılı suçun görevden doğan veya görev sırasında işlenen suç olduğunun kabulü halinde 2802 sayılı Yasanın 90. maddesi uyarınca Yargıtay 9. Ceza Dairesine, kişisel suç olarak kabulü halinde ise anılan Yasanın 93. maddesi uyarınca Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesine ait olacaktır.
5271 sayılı CYY’nın 4. ve 17. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümü, üst görevli mahkeme olarak Ceza Genel Kuruluna ait olup bu konuda herhangi bir duraksama bulunma¬mak¬tadır. Ceza Genel Kurulunun 11.12.2001 gün ve 291-295, 15.04.2003 gün ve 108-120, 28.12.2004 gün ve 218-232 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasasında hâkim ve Cumhuriyet savcılarının gerek görev¬den doğan veya görev sırasında işlenen, gerekse kişisel suçlarına ilişkin olarak;
“Son soruşturma mercileri” başlıklı 90. maddesinde;
“Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dâhil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtay’ın görevli ceza dairesinde görülür.
Birinci fıkra dışındaki hâkim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.”,
“Kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma” başlıklı 93. maddesinde ise;
“Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısına ve son soruşturma o yer ağır ceza mahkemesine aittir…” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Çalışma sürelerine ilişkin olarak 2802 sayılı Yasanın 24.12.2005 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5435 sayılı Yasanın 24. maddesiyle değişik “Çalışma saatleri” başlıklı 54. maddesi;
“Hâkim ve savcılar, haftalık çalışma süresi ve günlük çalışma saatleri yönünden Devlet Memurları Kanunundaki hükümlere tâbidirler. Ancak, hizmetin gerekleri ile görevin özellik¬lerinden doğan hâllerde mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde nöbet tutarlar.
Nöbet gün ve saatleri ile nöbet tutanların dinlenme hakları, iş ve kadro durumlarına göre Cumhuriyet savcıları için Cumhuriyet başsavcıları, hâkimler için adlî yargı adalet komis¬yonu başkanları tarafından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenecek esaslara göre tespit edilir.
Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.” biçimindedir.
Dosya içeriği incelendiğinde;
30.04.1997 tarihinde birinci sınıfa ayrılan ve olay tarihinde Adıyaman Cumhuriyet Savcısı olan sanığın yukarıda açıklanan ve işlediği iddia olunan eylemler nedeniyle Adalet Bakanı tarafından verilen kovuşturma izni üzerine Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının iddia¬na¬mesi ve Şanlıurfa 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 05.06.2006 gün ve 149-248 sayılı kararıyla, 5237 sayılı TCY’nın 301/2. maddesi uyarınca yargılanmak üzerine hakkındaki son soruştur¬manın Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesinde açılmasına karar verildiği,
Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi ve Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin karşılıklı kararları nedeniyle çıkan olumsuz yetki uyuşmazlığının Yargıtay 5.Ceza Dairesinin 02.11.2006 gün ve 9893-8397 sayılı kararıyla Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin belirtilen kararının kaldırılması suretiyle çözümlendiği,
Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesince 11.04.2007 gün ve 414-116 sayı ile;
“…Sanığın 30.04.1997 tarihinde birinci sınıfa ayrıldığı Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün cevabi yazısında anlaşıldığından görevi sırasında işlediği atılı suçtan ötürü yargılamasının Yargıtay’ın görevli Ceza Dairesinde yapılacağı…” gerekçesiyle verilen görev¬sizlik kararıyla dosyanın bu kez gönderildiği Yargıtay 9.Ceza Dairesince 25.07.2007 gün ve 1-1 sayı ile;
“…sanığın Cumhuriyet Savcısı sıfatını taşısa bile mesai saatleri dışında gerçekleştirdiği iddia edilen eylem ve faaliyetinin görevinden doğmadığı gibi görevi sırasında da işlenmediği, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 93. maddesi gereğince kişisel suç niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından Dairemizin görevsizliğine, delillerin takdir ve değerlendirilmesi yetkili ve görevli mahkemeye ait olmak üzere, 5237 sayılı TCK. nun 301/2. maddesi gereğince yargılamasının yapılması bakımından, dosyanın görevli Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği görülmektedir.
Dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde;
Olay sırasında herhangi bir nedenle görevli olduğuna dair dosya içersinde bilgi ve belge bulunmayan, bununla birlikte olaydaki konumu ve davranışları nedeniyle de adliyeye herhangi bir görevin ifası için gelmediği açıkça anlaşılan Adıyaman Cumhuriyet Savcısı olan sanığın, mesai saatleri dışında gece 01.30-02.00 sıralarında işlediği iddia edilen ve yukarıda açıklanan eylemlerinin görevinden doğduğunun veya görev sırasında işlendiğinin kabulü olanaklı değil¬dir. Bu eylemler sanık Cumhuriyet savcısının kişisel suçu niteliğindedir.
Bu itibarla Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararı isabetli bulunduğundan Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Genel Kurul Üyesi, Cumhuriyet Savcıları yirmidört saat görevli olduklarından suçun görev sırasında işlendiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2007 gün ve 414-116 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Sanığın yargılamasının yapılması için dosyanın görevli ve yetkili Şanlıurfa 2.Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 11.12.2007 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.