Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2022/78 E. 2022/207 K. 30.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2022/78
KARAR NO : 2022/207
KARAR TARİHİ : 30.11.2022

Birleştirme Uyuşmazlığı
Bulunan Yargıtay Daireleri: 5 ve 8. Ceza
Mahkemesi : 5. Ceza (İlk Derece)
Sayısı : 12-44

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 11.02.2021 tarihli ve 2021/13 Esas sayılı iddianamesi üzerine Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesince 09.07.2021 tarih ve 171-299 sayı ile, sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 257/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle yargılanmaları bakımından son soruşturmanın açılmasına, silahlı terör örgütüne üye olma suçunun kişisel suçlardan olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek dosya Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından 28.01.2022 tarihinde yapılan tensip ile “Dairemizin yukarıda yazılı esas numarasına kayıtlı davası ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 2018/7 Esas numaralı davası arasında şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunduğu değerlendirildiğinden birleştirilme konusunda görüş bildirilmesi amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesine (İlk Derece) yazı yazılmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 01.04.2022 tarihli ve 2018/7 sayılı yazısı ile “Dairenizin 2022/12 Esas sayılı dosyasında adı geçen sanıkların büyük bir kısmının; Dairemizin 2018/7 Esas sayılı dosyasında iddianame yerine geçen belge olan son soruşturmanın açılmasına dair kararda sanık olarak gösterilmediği gibi …’in de şikayetçi olarak gösterilmediği, her iki dosyada da dava açılan ve yargılamaya konu edilen fiillerin tamamen farklı olduğu, bir kısım sanıkların ortak olması dışında irtibat bulunmadığının anlaşılması ve dosyamızın bulunduğu safahat ile yargılamada geçen süre dikkate alındığında birleştirme durumunda yargılama süresinin olumsuz etkilenme ihtimali” nedeniyle söz konusu birleştirmeye muvafakat edilmediği belirtilmiştir.
Bunun üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 21.09.2022 tarih ve 12-44 sayı ile “Sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ilk derece mahkemesi sıfatı ile Dairemize açılan kamu davası ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 2018/7 Esas sayılı kamu davası arasında şahsi, fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu, delillerin birlikte değerlendirilip, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tespiti bakımından her iki davanın birleştirilerek görülmesinde yarar olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nın 8 ve devamı maddeleri uyarınca işbu davanın Yargıtay 8. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 2018/7 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, Esasın bu şekilde kapatılmasına, Dairemiz ile Yargıtay 8. Ceza Dairesi (İlk Derece) arasında doğan olumsuz birleştirme ihtilafının çözülmesi için dosyanın yüksek görevli Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2022 tarihli ve 128368 sayılı yargı yeri belirlenmesine dair yazısında “Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/12 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davasının, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/191 esasına kayden görülen davanın soruşturma ve kovuşturma sürecinde müşteki …’in mağduriyetine yol açan usul ve yasaya aykırı işlemler yaptıkları, bu suretle görevi kötüye kullanma suçunu (TCK md. 257) işledikleri iddiasına ilişkin olduğu;
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2018/7 esas sayılı dava dosyasının ise sanıklar …… ve … hakkında kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/191 esasına kayden görülen davanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında usul ve yasaya aykırı işlemlerde bulunarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, icrai davranışla görevi kötüye kullanma, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, suç uydurma suçlarını işledikleri iddiasına ilişkin olduğu;
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/12 esas sayılı davasında görevi kötüye kullanma suçundan sanık olan …, …, …, … ve …’in Yargıtay 8. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 2018/7 esas sayılı davasında da aynı suçtan sanık oldukları gibi …’in da her iki davada mağdur/müşteki/katılan konumunda olduğu;
Buna göre Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/12 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davası ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2018/7 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davası arasında, her iki dava konusunun kamuoyunda “Ergenekon Davası” olarak bilinen davanın soruşturma ve kovuşturma süresinde cereyan eden usul ve yasaya aykırılıklara ilişkin olması, bir kısım sanıkların her iki davada da ortak oluşu, …’in her iki davada da müşteki konumunda bulunması, bu müştekiye yönelik eylemler bakımından yargılama konusu eylemlerin ve atılı suçların aynı oluşu dikkate alındığında şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu ve her iki davanın birlikte yürütülmesinde yarar ve zorunluluk bulunduğu değerlendirilmekle, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2018/7 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davasının daha önce açılmış ve yargılama konusu iddiaların daha geniş olmasına göre Yargıtay 5. Ceza Dairesinin birleştirme kararının kabulü ile davaların Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2018/7 esas sayılı dava dosyası üzerinde birleştirilmesine” karar verilmesi talep edilmiştir.
Bu kapsamda Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gereken konu, Yargıtay 5 ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ilişkindir.
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.” şeklinde,
“Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi;
“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.” biçiminde,
“Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.” şeklinde,
“Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesi;
“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.” biçiminde,
“Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.” şeklinde,
“Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık” başlıklı 17. maddesi;
“(1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.” biçiminde düzenlenmiştir.
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, 5271 sayılı CMK’nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiği,
Kural olarak birleştirmede yarar bulunup bulunmadığının her olayda tetkik ve takdir edilmesinin yargılamayı yürüten hâkime ait olduğu, keza Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi birleştirme zorunluluğunun ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı,
Davaların birleştirilmesi hususu muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesine, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesine ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetildiğinde davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerektiği,
Bu bakımdan, örgüt kapsamında işlenen suçlar nedeniyle birden çok sanık hakkında yürütülmekte olan davaların birleştirilmesi söz konusu olduğunda bağlantı ve iştirak kavramlarının dar yorumlanarak uygulanmasında zorunluluk bulunduğu,
Gözetilmelidir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla 2018/7 Esas sırasına kayden görülmekte olan kamu davasının belirli bir aşamaya gelmiş olması ve ayrıca Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetilerek birleştirme kararı verilmesi hâlinde davanın uzamasına sebebiyet verilecek olunması karşısında örgüt kapsamında işlenen suçlar nedeniyle birden çok sanık hakkında yürütülmekte olan davaların birleştirilmesi söz konusu olduğunda bağlantı ve iştirak kavramlarının dar yorumlanarak uygulanması gerektiği nazara alındığında ilgili dosyaların birleştirilmesi zorunlu olmadığından gelinen bu aşamada davaların ayrı ayrı yürütülmelerinin gerektiği kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının birleştirme isteminin reddine ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu Üyesi; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin birleştirme kararının yerinde olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2022 tarihli ve 128368 sayılı birleştirme isteminin REDDİNE,
2-Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 21.09.2022 tarihli ve 12-44 sayılı birleştirme kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.