Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2022/53 E. 2022/182 K. 30.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2022/53
KARAR NO : 2022/182
KARAR TARİHİ : 30.11.2022

Yargıtay Daireleri : 12 ve 4. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 1081-698

Sanık … hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit, sanık … hakkında, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit, sanıklar … ve … hakkında ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda KDZ. Ereğli 2. Asliye Ceza Mahkemesince 07.07.2015 tarih ve 1081-698 sayı ile; sanıkların özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan beraatlerine, sanık …’ın tehdit suçundan beraatine, sanık …’nun ise hakaret ve tehdit suçlarından ise mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.01.2019 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesince 15.01.2020 tarih ve 893-515 sayı ile;
“Suça sürüklenen çocuk …’ın TCK’nın 134/1, 134/2-1, 106/1-2, 43/1, 31/3; suça sürüklenen çocuk …’in TCK’nın 125/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 125/1, 134/2-1, 106/1-1, 31/3; suça sürüklenen çocuk …’nın TCK’nın 134/2-1, 31/2; suça sürüklenen çocuk …’ın TCK’nın 134/2-1, 31/3. maddeleri gereğince cezalandırılmalarının talep edildiği 08.12.2014 tarihli iddianamedeki; ‘…Suça sürüklenen çocuk … ile müşteki …’nın bir dönem arkadaş oldukları, 2014 yılı Haziran ayı içerisinde suça sürüklenen çocuk …’ın müşteki …’yı … ikametine davet ettiği… burada suça sürüklenen çocuk …’ın müşteki …’dan soyunmasını istediği, müşteki …’nın bu teklifi kabul ederek soyunduğu, suça sürüklenen çocuk …’ın müşteki …’nın bilgisi ve rızası dışında bu hâliyle fotoğrafını çektiği ve telefonuna kaydettiği, müşteki …’nın ikametten ayrıldığı, bir süre sonra tarafların arkadaşlık ilişkisini noktaladıkları, suça sürüklenen çocuk …’ın bu fotoğrafı müşteki …’ya göndererek ‘kendisinden ayrıldığı takdirde bunları arkadaşlarına yayacağını, kendisi ile sevgili olmaya devam etmesini istediğini’ belirten mesajlar gönderdiği, suça sürüklenen çocuk …’ın müşteki …’ya ait bu fotoğrafı telefon yoluyla suça sürüklenen çocuk …’a gönderdiği, suça sürüklenen çocuk …’ın da bu fotoğrafı suça sürüklenen çocuklar Ahsen ve Aleyna’ya ifşa ettiği, suça suça sürüklenen çocuklar Ahsen ve Aleyna’nın müşteki …’ya ait bu fotoğrafı tanık olarak ifadelerine başvurulan okul arkadaşları ile öğretmenlerine ifşa ettikleri, suça sürüklenen çocuk …’in 31/10/2014 tarihinde whatsapp ve twitter uygulamaları üzerinden müşteki …’yı hedef alacak şekilde… tehdit ve hakarette bulunduğu…’ biçimindeki açıklamalara göre, suça sürüklenen çocuk …’ın 18 yaşından küçük olan katılanın çıplak görüntüsünü kaydettiğinin ve söz konusu fotoğrafın suça sürüklenen çocuklar tarafından birbirlerine ve yaşıtı olan arkadaşlarına ifşa edildiğinin iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki anlatımın içeriğinden TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nın 226. maddesinin 3 ve 5. fıkralarında tanımlanan müstehcenlik, suça sürüklenen çocuklar Oğuzhan, Aleyna, Ahsen ve Baran hakkında TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı anlaşılmakla,
Mahalli Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilen eylemlere ilişkin iddianamedeki sevk ve anlatıma, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne, suça sürüklenen çocuklar hakkında beraat hükmü kurulan ve iddianamede TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu iddia edilen eylemlerin aynı zamanda TCK’nın 226/3-5. madde ve fıkralarında tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturmasına, TCK’nın 226. maddesinin 3 ve 5. fıkralarındaki müstehcenlik suçunun cezasının, TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezasından daha ağır olmasına ve Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 05.02.2015 tarihli, 2015/9 esas, 2015/320 sayılı kararına göre, 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmî Gazetede yayımlanıp, 01.03.2018 günü yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu kararların ve hükümlerin incelenmesi görevi Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait bulunduğu,” ,
Yargıtay 4. Ceza Dairesince de 24.02.2021 tarih ve 18433-6261 sayı ile;
“Tebliğname tarihine, Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz isteminin; özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik olduğu anlaşıldığından temyizin kapsamına, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca kabul edilen işbölümü kararına göre işin incelenmesi Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği,”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 12. Ceza Dairesince 20.04.2022 tarih ve 2134-3117 sayı ile oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 12 ve 4. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı iş bölümü kararının; “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” kısmının 6. maddesinde; “Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.”, 8. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında da; “Birden fazla suçun yer aldığı hükümlerin temyiz incelemesi, incelemeye konu suçlardan yaptırımı en ağır olanına bakmakla görevli dairece yapılır. Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır, üst sınırların eşit olması halinde ise alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu kabul edilir. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınır. Temyiz kanun yoluna tabi olmaması nedeniyle ilk bakışta reddedilecek temyiz talepleri görevli dairenin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaz.” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
Sanık …’nun hakkında hakaret ve tehdit suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın CMK’nın 223. maddesi anlamında hüküm niteliğinde bulunmadığı ve bu kararlara ilişkin temyiz istemlerinin ilk bakışta reddedilecek taleplerden olduğu hususları göz önüne alındığında, Ceza Dairesinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken hükümler özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından verilen beraat kararlarıdır.
Tebliğnamenin düzenlendiği 15.01.2019 tarihi itibarıyla dikkate alınması gereken iddianamedeki nitelendirmeye(sevke) göre, temyiz incelemesine konu olan suçlardan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yaptırımının TCK’nın 134/2. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası; tehdit suçunun yaptırımının ise aynı Kanun’un 106/1. maddesi uyarınca altı aydan iki yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu göz önüne alındığında; TCK’nın 134/2. maddesinde belirtilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu için öngörülen ceza daha ağır olduğundan temyiz incelemesinin, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 12. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15.01.2020 tarihli ve 893-515 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.