Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2022/44 E. 2022/173 K. 30.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2022/44
KARAR NO : 2022/173
KARAR TARİHİ : 30.11.2022

Birleştirme Uyuşmazlığı
Bulunan Yargıtay Daireleri : 11 ve 5. Ceza
Mahkemesi : 11. Ceza (İlk Derece)
Sayısı : 9-1

Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının 08.06.2021 tarihli ve 1166-137 sayılı iddianamesi ile Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2021 tarihli ve 482-566 sayılı karar ile; sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve 3628 sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından cezalandırılmaları istemiyle yargılanması bakımından son soruşturmanın açılmasına karar verilerek dosya Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesince 16.03.2021 tarih ve 9-1 sayı ile;
“Sanık … hakkında Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.06.2021 tarih, 2021/3028 soruşturma ve 2021/1166 esas sayılı iddianamesi kapsamında Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2021 tarih, 2021/482 esas ve 2021/566 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararı ile suç tarihleri 25.01.2018-19.07.2018 olan, 3628 sayılı Kanuna Muhalefet, Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği suçlarından Türk Ceza Kanunu’nn 204/2, 204/3, 53 maddeleri, 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 4. madde yollamasıyla aynı kanunun 13/1, 14, 15 ve Türk Ceza Kanunu 53. maddeleri gereğince cezalandırılması için Dairemize kamu davası açıldığı,
Yine sanık … hakkında Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2019 tarih, 2019/7354 soruşturma ve 2019/3060 esas sayılı iddianamesi kapsamında Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.01.2020 tarih, 2019/569 esas ve 2020/5 karar sayılı kararı ile; suç tarihi Aralık 2008 olan, rüşvet almak ve vermek, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından Türk Ceza Kanunu’nun 252/2 yollaması ile 252/1, 252/7, 204/2 ve 204/3. maddeleri gereğince cezalandırılması için Yargıtay 5. Ceza Dairesinde 2020/6 esas sayılı kamu davası açıldığının tespit edildiği,
Her iki dosyanın incelenmesinden; sanık … hakkında 3628 sayılı Kanuna muhalefet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından ilk derece mahkemesi sıfatı ile Dairemize açılan kamu davası ile yine rüşvet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından dolayı ilk derece mahkemesi sıfatı ile Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/6 esas sayılı kamu davası arasında şahsi ve hukuki bağlantı bulunduğu, delillerin birlikte değerlendirilip, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tespiti bakımından her iki davanın birleştirilerek görülmesinde yarar olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nin 8/1. ve devamı maddeleri uyarınca Dairemizdeki davanın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/6 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine Dairemizin 2021/9 esas sayılı dava dosyasının esasının kapatılmasına, dosyanın Yargıtay 5 Ceza Dairesine gönderilmesine,” karar verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince de 12.04.2022 tarih ve 31-19 sayı ile;
“Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2021 tarihli, 2021/482 esas ve 2021/566 sayılı son soruşturmanın açılması kararı ile sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve 3628 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından TCK’nın 204/2, 204/3, 43, 53 ve 3628 sayılı Yasanın 13/1, 14, 15 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle açılan kamu davası Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2021/9 esas sırasına kaydedilmiştir.
Dairece henüz yargılamaya başlanılmadan 07.02.2022 tarihli yazı ile işbu davanın, aynı sanık hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla Dairemizin 2020/6 esas sırasında rüşvet alma ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından görülmekte olan davayla birleştirilip birleştirilmeyeceği konusunda görüş sorulmuştur. Talep hususunda Dairemizce henüz bir yanıt verilmemişken Dairece verilen 16.03.2021 tarihli kararla davaların resen
birleştirilmesine karar verilerek dava dosyası gönderilmiştir.
Sanık hakkında Dairemizde görülmekte olan 2020/6 esas sayılı kamu davasının 30.03.2022 tarihli 5. celsesinde resen birleştirilmiş olan Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2021/9 esas sayılı kamu davasının, görüşü sorulan Yargıtay Cumhuriyet savcısının mütalaasına uygun olarak Dairemizde görülmekte olan davadan CMK’nın 10. maddesi gereğince ayrılmasına ve işbu kamu davasının Dairemizin başka bir esas sırasına kaydına karar verilmiştir.
İzah edilen safahat itibariyle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın ‘Bağlantı kavramı’ başlıklı 8. maddesi;
‘(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.’ şeklinde,
Aynı Kanun’un ‘Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme’ başlıklı 11. maddesi;
‘(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.’ biçiminde düzenlenmiştir.
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, 5271 sayılı CMK’nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiğidir.
Keza, Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi; birleştirme zorunluluğu ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı, davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan, Anayasa’nın 141. maddesindeki ‘davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması’ ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde belirtilen ‘adil yargılanma hakkı’ kapsamında ‘davaların makul sürede görülmesi’ ilkeleri gözetildiğinde, davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerekmektedir.
Birleştirme yapabilmenin temel amacının usul ekonomisinde aranması gerekir. Bu da zaman ve esas açısından birleştirmede fayda bulunması hâlinde gündeme gelebilir. Yargılamanın birleştirilmesi fayda düşüncesine dayandığından, fayda varsa birleştirilmeli fayda yoksa birleştirilmemelidir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık … hakkında Dairemizin 2020/6 esas sırasına görülmek olan kamu davasında sanığa kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun yanında rüşvet alma suçu da isnat olunmuşken resen birleştirme kararı verilen Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2021/9 esas sırasına kayden açılan davada sanık hakkında rüşvet suçundan herhangi bir kamu davası açılmamış olması, Dairemizde yürütülen davada yargılama konusu yapılan eylemin sanık …’in Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesi hâkimi olarak görev yaptığı sırada uhdesinde bulunan 2018/656 esas sayılı dava dosyası kapsamında gerçekleştirdiği iddia olunan usul ve yasaya aykırı işlemler olduğu, birleştirilen dava konusunun ise sanığın Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi hâkimi olarak görev yaptığı dönemde uhdesinde bulunan bir kısım dava dosyalarındaki usul ve yasaya aykırı işlemlere ilişkin olması itibariyle dava konularının farklılık göstermesi, iki dava arasındaki tek benzerliğin resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olup salt bu halin davaların birlikte görülmesini zorunlu kılan irtibat olarak kabulüne yasal olarak imkan bulunmaması, ayrıca Dairemizde görülmekte olan davada yargılamanın sonuna yaklaşılmasına rağmen birleştirilen davada henüz yargılama faaliyetine başlanılmamış olması karşısında davaların ayrı ayrı görülmesinin makul sürede yargılanma hakkına sağlayacağı yarar, birleştirilerek görülmesi hâlinde ise bu hakkın ihlaline neden olabilecek düzeydeki zarar ihtimali de dikkate alındığında, sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve 3628 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından Yargıtay 11. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 2021/9 esas sırasına kayden açılıp Dairemizde görülmekte olan dava ile resen birleştirilmesine karar verilen kamu davasının CMK’nın 10. maddesi uyarınca ayrılmasına, bu suretle Dairemiz ile Yargıtay 11. Ceza Dairesi (İlk Derece) arasında doğan olumsuz birleştirme ihtilafının çözülmesi için dosyanın yüksek görevli Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2022 tarihli ve 63916 sayılı yargı yeri belirlenmesine dair yazısında ise;
“Yargıtay 5. Ceza Dairesi (İlk Derece)nin 2020/6 esas sayılı dosyasında, sanık … hakkında rüşvet almak ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından, Yargıtay 11.Ceza Dairesinin (İlk Derece) 2021/9 esas sayılı dosyasında ise aynı sanık hakkında 3628 Sayılı Kanuna muhalefet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından dava açıldığının anlaşılmasına, davalara konu suç tarihleri ile olayların farklı bulunması ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülmekte olan kamu davasının geldiği aşama nedeniyle dosyaların birleştirilmesinde fiili ve hukuki yarar görülmemesine, her iki dosyada mevcut delillerin onaylı örneklerinin getirtilmesi olanağı da nazara alındığında, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin (ilk Derece) gerekçesine göre, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 16.03.2021 tarih ve 2021/9 esas 2022/1 karar sayılı birleştirme kararlarının kaldırılmasına, davaların her iki Dairenin kendi dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmesi,” talep edilmiştir.
Bu kapsamda; Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gereken konu, Yargıtay 11 ve 5. Ceza Daireleri arasında oluşan birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ilişkindir.
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi;
“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.” biçiminde,
Anılan Kanun’un “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesi;
“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.” biçiminde,
Anılan Kanun’un “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık” başlıklı 17. maddesi;
“(1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.” biçiminde düzenlenmiştir.
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, 5271 sayılı CMK’nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiği, kural olarak birleştirmede yarar bulunup bulunmadığının her olayda tetkik ve takdir edilmesinin de o yargılamayı yürüten hâkime ait olduğu,
Keza, Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi; birleştirme zorunluluğu ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı, davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan, Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkı” kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetildiğinde, davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerektiği,
Gözetilmelidir.
İncelenen dosya kapsamına göre, sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve 3628 sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesince 24.11.2021 tarih ve 482-566 sayı ile verilen son soruşturmanın açılması kararı üzerine, dosyanın ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmak üzere gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince 16.03.2021 tarih ve 9-1 sayı ile; aynı sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve rüşvet suçlarına ilişkin olarak Yargıtay 5. Ceza Dairesinde 2020/6 esas sayılı kamu davasının bulunduğu ve bu bağlamda sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi gerekçesiyle Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülmekte olan 2020/6 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş ise de,
Yargıtay 5. Ceza Dairesinde (ilk derece mahkemesi sıfatıyla) görülmekte olan kamu davasının belirli bir aşamaya gelmiş olması, Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkı” kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetildiğinde birleştirme kararı verilmesi hâlinde davanın uzamasına sebebiyet verecek olması karşısında; ilgili dosyaların birleştirilmesi zorunlu olmadığından, gelinen bu aşamada davaların ayrı ayrı yürütülmeleri gerektiği kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2022 tarihli ve 63916 sayılı davaların ayrı ayrı yürütülmesi isteğinin kabulüne ve Yargıtay 11. Ceza Dairesinin birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2022 tarihli ve 63916 sayılı davaların ayrı ayrı yürütülmesi talebinin KABULÜNE,
2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 16.03.2021 tarihli ve 9-1 sayılı birleştirme kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.