Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2021/99 E. 2022/85 K. 16.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2021/99
KARAR NO : 2022/85
KARAR TARİHİ : 16.03.2022

Birleştirme Uyuşmazlığı
Bulunan Yargıtay Daireleri: 9 ve 8. Ceza
Mahkemesi : 9. Ceza (İlk Derece)

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2020 tarihli ve 2020/12 Esas sayılı iddianamesi ile Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli, 181-244 sayılı karar ile; sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1 ile 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 257/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle yargılanmaları bakımından son soruşturmanın açılmasına karar verilerek dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 02.10.2020 tarihinde yapılan tensiple “Sanık hakkındaki silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından dosyanın tefriki ile Dairemizin başka esasına kayıt edilmesine,”, karar verilerek yapılan yargılama sırasında 07.12.2020 tarihli 1. celsede ise; “Dosyamız ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2019/6 dosyası arasında irtibat bulunduğu düşünüldüğünden dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesinin dosyası ile birleştirilmesi hususunda Yargıtay 8. Ceza Dairesine görüş sorulmasına,” karar verilmiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 19.01.2021 tarihli ve 2019/6 esas sayılı yazısıyla; “Birleştirmeye konu dosyalardaki tüm sanıklar hakkında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davalarının olduğu, bu davalardan sanıkların ceza almaları durumunda 3713 sayılı Yasanın 5, maddesinin uygulanması ihtimali bulunduğu, bu durumda bu suçlara terör dairesinin bakması gerektiğinden anılan bu sebeplerden dolayı,” söz konusu birleştirmeye muvafakat edilmediği belirtilmiştir.
Bunun üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince 31.05.2021 tarihli ve 38-32 sayılı karar ile “Dava ekonomisi göz önüne alındığında Mahkememizin iş bu dosyası ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2019/6 esas sayılı dosyası arasında hukuki, fiili ve şahsi irtibat bulunduğu, davaların birlikte görülmesinde zorunluluk bulunduğu, görevi kötüye kullanma suçlarının 3713 sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında işlenen suçlardan olmadığı, anlaşılmakla CMK’nun 8. maddesi gereğince Mahkememizin dosyasının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2019/6 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, bundan sonraki işlemlerin Yargıtay 8. Ceza Dairesi dosyası üzerinden yürütülmesine,” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2021 tarihli ve 83504 sayılı yargı yeri belirlenmesine dair yazısında ise; ” Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 2020/38 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davası ile Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 2019/6 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davası arasında, sanıkların her iki davada da ortak oluşu, …’in her iki davada da müşteki konumunda bulunması, bu müştekiye yönelik eylemler bakımından yargılama konusu eylemlerin ve atılı suçların aynı oluşu dikkate alındığında, şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu ve her iki davanın birlikte yürütülmesinde yarar ve zorunluluk bulunduğu değerlendirilmekle, Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 2019/6 esas sayısına kayden görülmekte olan kamu davasının daha önce açılmış ve yargılama konusu iddiaların daha geniş olmasına göre Yargıtay 9.Ceza Dairesinin birleştirme kararının kabulü ile, davaların Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 2019/6 esas sayılı dava dosyası üzerinde birleştirilmesine, karar verilmesi talep edilmiştir.
Bu kapsamda; Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gereken konu, Yargıtay 9 ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ilişkindir.
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi;
“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.” biçiminde,
Anılan Kanun’un “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesi;
“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.” biçiminde,
Anılan Kanun’un “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık” başlıklı 17. maddesi;
“(1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.” biçiminde düzenlenmiştir.
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, 5271 sayılı CMK’nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiği, kural olarak birleştirmede yarar bulunup bulunmadığının her olayda tetkik ve takdir edilmesinin de o yargılamayı yürüten hâkime ait olduğu,
Keza, Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi; birleştirme zorunluluğu ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı, davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan, Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkı” kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetildiğinde, davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerektiği,
Bu bakımdan örgüt kapsamında işlenen suçlar nedeniyle birden çok sanık hakkında yürütülmekte olan davaların birleştirilmesinde, bağlantı ve iştirak kavramlarının dar yorumlanması ve uygulanması gerektiği,
Gözetilmelidir.
İncelenen dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmesi istemiyle Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesince 14.07.2020 tarih ve 181-244 sayı ile verilen son soruşturmanın açılması kararı üzerine, dosyanın ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmak üzere gönderildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesince 02.10.2020 tarihli tensip zaptıyla silahla terör örgütüne üye olma suçu bakımından kamu davalarının ayrılmasına karar verildikten sonra, görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin kamu davasının, aralarında aynı sanıkların da bulunduğu toplam 34 sanığın farklı şikâyetçilere yönelik gerçekleştirdikleri benzer eylemler nedeniyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinde (ilk derece mahkemesi sıfatıyla) görülmekte olan 2019/6 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş ise de,
Yargıtay 8. Ceza Dairesinde (ilk derece mahkemesi sıfatıyla) görülmekte olan kamu davasının belirli bir aşamaya gelmiş olması, Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkı” kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetildiğinde birleştirme kararı verilmesi hâlinde davanın uzamasına sebebiyet verecek olması karşısında; örgüt kapsamında işlenen suçlar nedeniyle birden çok sanık hakkında yürütülmekte olan davaların birleştirilmesinde, bağlantı ve iştirak kavramlarının dar yorumlanması ve uygulanması gerektiği de gözetildiğinde, ilgili dosyaların birleştirilmesi zorunlu olmadığından, gelinen bu aşamada davaların ayrı ayrı yürütülmeleri gerektiği kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2021 tarihli ve 83504 sayılı birleştirme isteğinin reddine ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2021 tarihli ve 83504 sayılı birleştirme talebinin REDDİNE,
2-Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31.05.2021 tarihli ve 38-42 sayılı birleştirme kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.