Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2021/96 E. 2022/82 K. 16.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2021/96
KARAR NO : 2022/82
KARAR TARİHİ : 16.03.2022

2021/Bşk-96 2022/82 2016/157932

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 12 ve 4. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 528-77

Sanık … hakkında katılan mağdurlara karşı iki kez zincirleme biçimde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesince 26.11.2014 tarih ve 551-557 sayı ile sanığın eyleminin 6545 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik TCK’nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesince 22.04.2015 tarih ve 539-163 sayı ile sanığın eylemlerinin TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilerek oluşan görev uyuşmazlığının çözümü bakımından dosya Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesince 09.09.2015 tarih ve 8303-13922 sayı ile Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup dosyanın gönderildiği Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 02.03.2016 tarih ve 528-77 sayı ile sanık hakkında katılan mağdurlara karşı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan beraat kararı verilmiştir.
Bu hükümlerin katılan mağdurlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesince 16.12.2020 tarih ve 2231-7157 sayı ile;
“Çocukların cinsel istismarı ile değişen suç vasfına göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yerel mahkemece gerekçeli karar başlığına suçun ismi ‘Çocuğun Basit Cinsel İstismarı’ olarak yazılmasına ve hüküm fıkrasında anılan suçun nitelikli halinden kaynaklanan görev uyuşmazlığı ile ilgili süreç açıklanmasına rağmen gerek hüküm fıkrasında gerek hükümlerin gerekçesinde sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan da beraat kararı verildiğinin açıklandığı belirlenerek yapılan incelemede:
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. madde ve fıkrasının (a) bendi; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.’ şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. Maddesiyle; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan yasal değişiklik uyarınca mahkumiyet dışındaki kararlarda iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki ‘nitelendirme’ esas alınarak görevli daire belirlenecek olup, ‘nitelendirme’ ibaresinden ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki yanlış ya da eksik biçimde uygulanması istenen maddeler veya suç ismi değil, unsurları yer alan ve açıkça saptanan fiil veya fiillere ilişkin suç ya da suçlar anlaşılmalıdır.
Nitekim gerek CMK’nın 170, 225 ve 226. maddelerinede yer alan hükümlere gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.10.2019 tarihli ve 2017/14-550-2019/574 sayılı kararı ile bu kararla uyumlu ceza dairelerinin istikrar kazanan uygulamalarına göre; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek fiille ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmekte olup, iddianamede açıklanan fiile uygun sevk maddesinin yazılmaması ya da eksik yazılması, sanığa söz konusu fiilin ve bu fiile bağlı suçun yüklenmediği, diğer bir anlatımla Cumhuriyet savcısının nitelendirmesinde böyle bir suçun yer almadığı şeklinde yorumlanamaz. Ayrıca, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 05.02.2015 tarihli ve 2015/9-320, 15.07.2009 tarihli ve 7-7, 15.07.2009 tarihli ve 8-8, 25.12.2009 tarihli ve 13-13 sayılı kararlarında da, “tavsif” in ve buna bağlı olarak görevli dairenin, yanlış ya da eksik belirlenmiş sevk maddelerine ve suç ismine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiş olup, bu kabulden ayrılmayı gerektiren herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; sanığın, TCK’nın 103/1-b, 103/3, 43/1, 53/1, 53/2. maddeleri gereğince mağdur sayısınca iki kez cezalandırılmasının talep edildiği 03.10.2013 tarihli iddianamede ve TCK’nın 134/1, 43, 53. maddeleri gereğince mağdur sayısınca iki kez cezalandırılmasının talep edildiği Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianame yerine geçen 22.04.2015 tarihli görevsizlik kararında, mağdur çocukların amcası olan sanığın, mağdur çocukların gerek pantolonlarını indirerek gerek banyoda iken cinsel organlarının ve vücutlarının fotoğraflarını çektiğinin iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki ve iddianame yerine geçen 22.04.2015 tarihli görevsizlik kararındaki anlatımın içeriğinden TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra TCK’nın 226. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı anlaşılmakla,
Katılanlar vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilen fiillere ilişkin iddianamedeki ve iddianame yerine geçen 22.04.2015 tarihli görevsizlik kararındaki uygulanması istenen maddeler ve anlatımla anlatımlarda yer alan nitelendirmeye, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne, sanık hakkında beraat hükümleri kurulan ve iddianamede TCK’nın 103. maddesindeki çocukların cinsel istismarı, iddianame yerine geçen 22.04.2015 tarihli görevsizlik kararında TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu iddia edilen eylemlerin, TCK’nın 226/3. madde ve fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçunu da oluşturmasına, TCK’nın 226. maddesinin 3. fıkrasındaki müstehcenlik suçunun cezasının, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezasından daha ağır olmasına, hukuki nitelendirmenin ve buna bağlı olarak görevli dairenin, yanlış ya da eksik belirlenmiş sevk maddelerine ve suç ismine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerektiğine dair Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun kararlarına göre, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp, 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu hükümlerin incelenmesi görevi Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin görevsizliğine, 08.07.2020 tarihli ve 31179 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli ve 173 sayılı kararı ile Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 01.10.2020 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve anılan daireye ait işlerin 01.10.2020 tarihi itibariyle Yargıtay 4. Ceza Dairesine devrine karar verilmesinden dolayı dosyanın görevli Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine,” ,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince 10.06.2021 tarih ve 3338-18798 sayı ile;
“Tebliğname tarihine, temyizin kapsamına, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu’nun hazırlamış olduğu işbölümü kararına göre,
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 2018/bşk-118 E.-2018/180 K. ve 2017/bşk-323 E.- 2017/343 K. ile 2017/bşk-360 E-2017/380 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir’ şeklinde iken, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle (a) bendi ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır’ şeklinde değiştirilmiştir.
İncelemeye konu olayda; sanık hakkında TCK’nın 103/1.b, 103/3, 43/1, 53/1, 53/2 maddeleri uyarınca çocuğun basit cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında, Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2012 tarih ve 2013/551 esas ve 2014/557 sayılı kararıyla, eylemin TCK 103/6. maddesi kapsamında da kaldığı ve bu maddedeki ceza miktarı ile 6545 sayılı Yasanın 59.maddesi ile değişik TCK’nın 103/1. maddesinde yapılan değişiklikteki ceza maddesindeki cezanın üst sınırı da nazara alındığında ceza miktarının üst sınırına göre bu suça bakma görevinin Ağır Ceza mahkemesinin görev kapsamında kaldığından bahisle görevsizlik kararı verildiği, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarih ve 2014/539 esas ve 2015/163 sayılı kararıyla, mağdurların sadece çıplak fotoğraflarının çekilmesi iddiasının bu kapsamda olmayıp, Yargıtayın içtihatlarında da belirtildiği üzere (örn: Y.12.CD.nin 2012/32005 esas, 2013/15770 karar sayılı 10/06/2013 tarihli içtihadı) 5237 sayılı TCK’nın 134/1. maddesi kapsamında özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında olduğu, iddianame anlatımında sanığın mağdurların vücutları üzerinde şehevi nitelikte, cinsel arzusunu tatmin amacına yönelik bir kastından ve hareketinden bahsedilmediği, iddianame anlatımına göre sanığın zincirleme şekilde mağdurların sadece çıplak fotoğraflarını çekmek şeklinde nitelendirilen iddia konusu eylemlerinin, mağdurların özel hayatlarının gizliliğini ihlal suçuna ilişkin TCK’nın 134/1, 43/1. maddeleri kapsamında Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girdiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verildiği,
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesiyle, Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 09/09/2015 tarih ve 2015/8303 esas, 2015/13922 sayılı kararıyla yerinde görülmeyen Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/11/2014 gün ve 2013/551 E. 2014/557 K. sayılı yerinde görülmeyen görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği,
Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2016 tarihli, 2015/528 esas ve 2016/77 sayılı kararıyla, TCK 134/1. maddesindeki özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden arındırılmış kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın beraatine karar verildiği görülmekle yapılan incelemede;
Sanığın atılı suçtan beraati kararına karşı, katılan vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesinde ‘iddianamedeki ve iddianame yerine geçen 22/04/2015 tarihli görevsizlik kararındaki anlatımın içeriğinden TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra TCK’nın 226. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı…’ şeklinde iddianamedeki nitelendirmeyle uyuşmayan gerekçeyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, tebliğname tarihi itibarıyla katılanın temyiz talebinin kapsamı karşısında, ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken hüküm, sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen beraat hükmüdür.
Yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere sanık çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kamu davası açıldığı, Bakırköy 14. Ağır ceza Mahkemesinin 22/04/2015 tarih ve 2014/539 esas ve 2015/163 sayılı kararıyla iddia konusu eylemlerinin, mağdurların özel hayatlarının gizliliğini ihlal suçuna ilişkin TCK’nın 134/1. maddesi kapsamında olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 09/09/2015 tarih ve 2015/8303 esas, 2015/13922 sayılı kararıyla aksi yöndeki Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırıldığının anlaşılması karşısında, değişen suç vasfı nedeniyle Yerel Mahkemece eylemin TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu şeklindeki nitelendirme sonucu sanığın beraatine karar verilmiş olması nedeniyle, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca yetkili ve görevli olan Yargıtay 12. Ceza Dairesince yapılması gerektiği,”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 12 ve 4. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” hükmüne yer verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı iş bölümüne göre, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu inceleme görevinin Yargıtay 12. Ceza Dairesine ait olduğu ve tebliğnamenin düzenlendiği 11.07.2020 tarihi itibarıyla dikkate alınması gereken iddianame yerine geçen Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2015 tarihli ve 539-163 sayılı görevsizlik kararındaki nitelendirmenin de TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna ilişkin olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suçla ilgili temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 12. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 16.12.2020 tarihli ve 2231-7157 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.