Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2021/8 E. 2021/41 K. 31.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2021/8
KARAR NO : 2021/41
KARAR TARİHİ : 31.03.2021

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 9. Ceza
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 05.12.2019 tarihli ve 12-12 sayılı iddianamesi ve Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli ve 942-18 sayılı son soruşturmanın açılması kararıyla sanık …’in görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılması üzerine, dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 03.02.2020 tarihli ve 2020/4 değişik iş sayılı, sadece Daire Başkanı tarafından imzalanan karar ile;
“…
Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli, 2019/942 esas ve 2020/18 karar sayılı görevi kötüye kullanmak suçundan şüpheli … hakkında son soruşturmanın açılmasına dair karar ile Yargıtay ilgili ceza dairesine verilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilen dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Üst Düzey Memur Soruşturma Bürosunun (İlk Derece Yargıtay Esas Masası) 29.01.2020 tarihli tevzi işlemi ile UYAP sisteminden Dairemize tevzi edilerek 30.01.2020 tarihinde fiziki olarak teslim edilmiştir.
28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü başlığında iş bölümü değişikliği nedeniyle görevi kötüye kullanma (TCK’nın 257. maddesi) suçunun Yargıtay 9. Ceza Dairesine devrinin yapılmasına karar verildiği,
Aynı başlık altındaki ortak hükümler bölümünün 13. maddesinde ise ‘İlk derece yargılamasına tabi olup da yargılamasına başlanılan dava dosyaları devir işlemine tabi tutulmazlar’ hükmüne yer verildiği,
İş bölümü kararının 01.02.2020 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdiği, söz konusu dosyanın yargılanmasına başlanılmadığı anlaşılmakla,

Dosyanın yetkili ve görevli Yargıtay 9. Ceza Dairesine tevzi edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesince de 01.04.2020 tarih ve 12-21 sayı ile;
“…Ceza muhakemesi cezai uyuşmazlığı çözüme kavuşturmak için yürütülen faaliyetlerin tümüne verilen isimdir. Muhakeme suç işlendiği şüphesi ile başlayıp şüphenin yenilerek kesin bir karara bağlanmasına kadar devam eder. Bu süreçte iddia, savunma ve yargılama olmak üzere üç temel faaliyet söz konusudur. İddia, savunma ve yargılamadan oluşan bu üçlü faaliyet ceza yargılaması ya da ceza muhakemesi olarak adlandırılır. Bu bağlamda ceza muhakemesi soruşturma evresi, iddianamenin değerlendirilmesi, kovuşturma evresi olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Bu cümleden hareketle Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yargılama aşaması diye bir tabir kullanılmamaktadır. Yargılama faaliyeti soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin tamamını kapsamaktadır. Soruşturma aşaması şüphe ile başlar, kovuşturma aşaması ve hüküm ile sona erer. Kovuşturma aşamasına ise iddianamenin kabulü ile başlanır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/3. maddesinde belirtildiği üzere 15 gün içinde iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır ve kovuşturma aşamasına geçilir. İddianame veya iddianame yerine geçen belgelerin mahkemeye gelmesi ile yapılan tüm faaliyetler yargılamaya dahildir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararındaki ‘yargılanmaya başlanmadığı’ gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla,

Hüküm: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dairemizin görevsizliğine,
2- Dava dosyasının Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine, ancak ilgili Dairenin de görevsizlik kararı bulunması nedeniyle görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın yüksek görevli Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine”,
Karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca 27.10.2020 tarih ve 64-83 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca açıklığa kavuşturulması gereken husus, ilk derece yargılamasının hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin tespitine ilişkin ise de öncelikle olumsuz görev uyuşmazlığı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Olumsuz görev uyuşmazlığının doğması için, karşılıklı olarak iki Dairenin kendisini görevsiz sayması, başka bir anlatımla iki dairenin karşılıklı görevsizlik kararı vermesi gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanınca imzalanan 03.02.2020 tarihli ve 2020/4 değişik iş sayılı iade kararı ile dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 01.04.2020 tarih ve 12-21 sayı ile Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi gereği, Dairelerin iş bölümüne ilişkin olarak Yargıtay Başkanlar Kurulunca hazırlanarak Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından onaylanmasının ardından 28.01.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 28.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararına göre verilen ve yalnızca Daire Başkanı tarafından imzalanan tevdi kararlarının görevsizlik kararı olarak kabulü mümkün değildir.
Bu durumda Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı olmadığından, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gereken görev uyuşmazlığı da yoktur.
Bu itibarla, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı uyarınca dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine,” karar verilmiş,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 05.01.2021 tarih ve 10-1 sayı ile;
“Son soruşturmanın açılması kararı ile sanığın cezalandırılması talep edilen görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin davaya bakma görevi Dairemize ait iken Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılan 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesine verildiği, bu kararın Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü başlığı altındaki Ortak Hükümlerin 13. bendinde ilk derece yargılamasına tabi olup da yargılamasına başlanılmayan dava dosyalarının devir işlemine tabi tutulacağının düzenlendiği, Dairemizce söz konusu dosyanın 30.01.2020 tarihinde fiziki olarak teslim alındığı, dosyanın iş bölümünün yürürlüğe girdiği 01.02.2020 tarihinden iki gün önce Dairemize teslim edilmiş olmasının yargılamaya başlanıldığı sonucunu doğurmadığı ve CMK’nın 174/1-3. maddesinde öngörülen süre içerisinde iddianamenin kabulüne dair bir karar verilmediği, ayrıca iddianamenin değerlendirilmesi için öngörülen 15 günlük sürenin bitiminin 14.02.2020 tarihine denk geldiği, dolayısıyla CMK’nın 175. maddesi hükmü gereğince bu tarihe kadar kamu davasının açılmamış ve kovuşturmaya da başlanmamış olduğu, henüz iddianamenin değerlendirilmesi aşamasında iken yürürlüğe giren iş bölümü kararı uyarınca sanığa atılı görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin davaya bakma görevinin Yargıtay 9. Ceza Dairesine verilmiş olduğu anlaşıldığından, Dairemizin iş bölümü nedeni ile görevsizliğine ve ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,” şeklindeki gerekçeyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca açıklığa kavuşturulması gereken husus, görevi kötüye kullanma suçundan ilk derece yargılamasının hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2019/1 sayılı iş bölümüne göre görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla görevli daire Yargıtay 5. Ceza Dairesi iken, 28.01.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakma görevi Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi;
“Ceza dairelerinde:
c) Temyiz davasına bakmakla görevli olan daire, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu davalar ile olağanüstü kanun yollarına ilişkin davalara bakmakla da görevlidir.” şeklinde düzenlenmiş olup, temyiz dosyasına bakan dairenin aynı suçla ilgili ilk derece dosyalarına da bakacağı kabul edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine UYAP sistemi üzerinden tevzi edildiği 29.01.2019 tarihinde yürürlükte bulunan 2019/1 sayılı İş bölümü kararında Dairelerin bakmakta oldukları ilk derece dosyaları ile ilgili özel bir hüküm bulunmadığından uyuşmazlığın genel hükümler ve Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrar kazanmış kararları uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 12.07.2007 tarihli ve 23-23 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere bir işin Özel Dairece incelenip muktezaya bağlanmasından sonra artık müteakip işlere de aynı Özel Dairece bakılması esastır. Nitekim süreklilik kazanan bu uygulamalar sonucunda 2012 yılından itibaren yapılan iş bölümlerinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarına paralel olarak dairelerin daha önce kendilerine gelmiş olmakla birlikte bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdikleri işlerden geri gelenlerine bakmaya devam edeceği düzenlenmiştir.
Şu hâlde, Özel Dairelerce yargılamalarına başlanılan ilk derece dosyalarının aynı Özel Daire tarafından bakılmasına devam olunması gerektiği kabul edilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/4. maddesinde düzenlenen “davaların en az masrafla mümkün olan en kısa zamanda bitirilmesi gerektiği” hükmü ve usul ekonomisi ile delillerin yüz yüzeliği ve tabi hâkim ilkesi uyarınca da yargılamasına başladığı ilk derece yargılamasının aynı Özel Dairece sonuçlandırılması hakkaniyete ve kanuna daha uygun olacaktır.
Öte yandan, CMK’nın 170. maddesinin 2. fıkrasında, soruşturma evresi sonunda toplanan kanıtların, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması hâlinde Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenleneceğine, müteakip fıkralarında da iddianamede bulunması gereken hususlara yer verilip aynı Kanun’un 175. maddesinin 1. fıkrasında “İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar.” denilmektedir.
İddianamenin iadesi başlıklı CMK’nın 174. maddesi ise;
“1- Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
2- Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
3- En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
4- Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
5- İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.” şeklindedir. Bu düzenleme uyarınca da 15 günlük inceleme süresi sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılacaktır.
1412 sayılı CMUK’da iddianamenin kabulü kurumuna yer verilmemesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamenin mahkemeye verilmesiyle kamu davasının açıldığı kabul edilmiş, ancak 5271 sayılı CMK’nın 175. maddesinde açıkça kamu davasının açılması iddianamenin kabulü şartına bağlanmıştır. Buna göre, 5271 sayılı CMK düzenlemesinde kovuşturmanın başlaması için düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ya da kanuni 15 günlük süre içesinde iade edilmemiş olması şarttır.
İncelemeye konu dosyada; sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesince 10.01.2020 tarih ve 942-18 sayı ile verilen Yargıtay ilgili ceza dairesinde son soruşturmanın açılması kararı üzerine dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29.01.2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden Yargıtay 5. Ceza Dairesine tevzi edildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanınca imzalanan 03.02.2020 tarihli ve 2020/4 değişik iş sayılı karar ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesince de 01.04.2020 tarih ve 12-21 sayı ile Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderildiği, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca ise 27.10.2020 tarih ve 64-83 sayı ile anılan Daireler arasında görev uyuşmazlığı bulunmadığı gerekçesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 05.01.2021 tarihli ve 10-1 sayılı kararıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinin görevli olduğu belirtilerek dosyanın yeniden Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan hazırlanan Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli ve 942-18 sayılı son soruşturmanın açılması kararı ve eki dosyanın 29.01.2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden Yargıtay 5. Ceza Dairesine tevzi edildiği ve Yargıtay 5. Ceza Dairesince CMK’nın 174. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen on beş günlük iade süresi içerisinde 03.02.2020 tarihli ve 2020/4 değişik iş sayılı karar ile son soruşturmanın açılmasına dair karar ile eki dosyanın Yargıtay 9. Ceza dairesine gönderildiği, CMK’nın 174. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “…3- En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.” ve aynı Kanun’un 175. maddesinin 1. fıkrasında bulunan “İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar.” hükümleri göz önünde bulundurulduğunda incelemeye konu dosyada Yargıtay 5. Ceza Dairesince yargılamaya başlanılmadığı anlaşıldığından, ilk derece yargılamasını yapma ve sonuçlandırma görevi 9. Ceza Dairesine ait bulunmaktadır.
Bu itibarla, ilk derece yargılamasının Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 01.04.2020 tarihli ve 12-21 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, ilk derece yargılaması yapılmak üzere Yargıtay 9. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.