Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2021/67 E. 2022/53 K. 16.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2021/67
KARAR NO : 2022/53
KARAR TARİHİ : 16.03.2022

2021/Bşk-67 2022/53 2016/145796

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 11 (15) ve 3. (16) Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 88-303

Sanık … hakkında resmî belgede sahtecilik, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve kamu kurumuna karşı sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme; sanık … hakkında ise resmî belgede sahtecilik ve bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık …’in tüm suçlardan mahkûmiyetine, sanık …’in ise tüm suçlardan beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık …, … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 23. Ceza Dairesinin, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 tarihli ve 398 sayılı kararı ile kapatılması üzerine, anılan kararın (d) bendi uyarınca dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.02.2020 tarih ve 11621-1578 sayı ile;
“Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmî belgede sahtecilik, kamu görevlisinin suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması, kamu kurumuna karşı sistemi engelleme, bozma verileri yok etme veya değiştirme suçlarından sanık …’in mahkûmiyetine; resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık …’in beraatine ilişkin hükümler; sanık … ve suçtan zarar gören … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.02.2016 tarihli ve 1 sayılı iş bölümü kararının Yargıtay Ceza Daireleri iş bölümünü düzenleyen II nolu bölümün, ortak hükümler başlığının 5. ve 7. bendinde, ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır ve çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne yer verildiği,
İncelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan mala zarar verme suçunun cezası; suç, hüküm ve tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 282/1. maddesinde 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası cezasından ibaret olduğu ayrıca tebliğname tarihinin 27.04.2016 tarihi olduğu gözetildiğinde;
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı kararı gereğince temyiz incelemesi Yüksek (16.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 16. Ceza Dairesince de 04.02.2021 tarih ve 2029-799 sayı ile;
“İddianame kapsamı incelendiğinde; sanıkların resmî belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1. maddesi; dolandırıcılık suçundan TCK’nın 158/1-f maddesi uyarınca cezalandırılmaları; sanık …’in ayrıca kamu görevlisinin suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklaması suçundan 26.06.2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılan değişiklik öncesi TCK’nın 282/1-2. maddesi ve kamu kurumuna karşı sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan TCK’nın 244/2-3. maddesi uyarınca cezalandırılması talep edilmiş, sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet ve beraat kararları; sanık … ve suçtan zarar gören … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesine konu suçlardan kamu görevlisinin suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklaması suçunun temel cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’nın 282/1. maddesinin 26.06.2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılan değişiklik öncesi hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası şeklinde düzenlenmesi; TCK’nın 244/2. maddesinde düzenlenen kamu kurumuna karşı sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun temel cezasının altı aydan 3 yıla kadar hapis, TCK’nın 204. maddesinde düzenlenen resmî evrakta sahtecilik suçunun cezasının iki yıldan beş yıla kadar hapis, TCK’nın 158/1-f fıkrasında düzenlenen bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun cezasının ise iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası şeklinde olduğu; Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 karar sayılı kararında da ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır. Temyiz incelemesine konu olan suçların ceza miktarlarında sonradan değişiklik olması hâlinde tebliğname tarihindeki suçun temel şekline göre ceza miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenir. Birden fazla suçun yer aldığı hükümlerin temyiz incelemesi, incelemeye konu suçlardan yaptırımı en ağır olanına bakmakla görevli dairece yapılır. Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır, üst sınırların eşit olması hâlinde ise alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu kabul edilir.’ şeklinde düzenleme bulunduğu ve TCK’nın 282. maddesinde 26.06.2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılan değişikliğin tebliğname düzenleme tarihinden önce olup, sanık aleyhine olduğu da gözetildiğinde;
İddianamedeki sevke, mahkeme kararındaki nitelendirmeye, tebliğnamenin düzenlendiği tarihe, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi hükmüne, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı kararındaki iş bölümüne göre, işin incelenmesi Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 (15) ve 3. (16) Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik 14/3. maddesinin a bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” b bendi, “çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddeye dayanılarak Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarihli ve 1 sayılı iş bölümü kararının “Ceza Daireleri iş bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 7. maddesinde; “Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkumiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.” 8. maddesinde “Temyiz incelemesine konu olan suçların ceza miktarlarında sonradan değişiklik olması halinde tebliğname tarihindeki suçun temel şekline göre ceza miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenir.” 9. maddesinde ise “Birden fazla suçun yer aldığı hükümlerin temyiz incelemesi, incelemeye konu suçlardan yaptırımı en ağır olanına bakmakla görevli dairece yapılır. Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır, üst sınırların eşit olması halinde ise alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu kabul edilir. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınır…” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Suçtan zarar gören … vekilinin her iki sanık hakkında verilen tüm hükümlere; sanık …’in ise kendisi hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminde bulunduğu, temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğnamenin düzenlendiği 27.04.2016 tarihindeki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun yaptırımı TCK’nın 282/1. maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adli para cezası; bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun yaptırımı TCK’nın 158. maddesinin birinci fıkrasının (f) ve son bentlerinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde adli para cezası; kamu kurumuna karşı sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun yaptırımı TCK’nın 244/2. maddesinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezası; resmî belgede sahtecilik suçunun yaptırımı ise TCK’nın 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup yaptırımı en ağır olan suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu ile bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun temel hapis cezalarının alt ve üst sınırları aynı olsa da bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu için öngörülen adli para cezasının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirlenebilmesi, diğer bir ifade ile hükmolunacak adli para cezası için herhangi bir üst sınır öngörülmemesi karşısında bu suçun yaptırımının, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna göre daha ağır olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla temyiz incelemesinin, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmekte ise de;
23.07.2016 tarihli ve 29779-2 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun’la 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na eklenen geçici 15. maddenin 12. fıkrasına dayanılarak, 23.06.2021 tarihli ve 31520 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve tüm işlerin Yargıtay 11. Ceza Dairesine devrine karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca 23.11.2006 tarihli ve 6-6; 03.03.2005 tarihli ve 1-1; 13.09.2018 tarihli ve 122-184 ile 28.12.2018 tarihli ve 236-298 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere dosyanın görevsizlik kararlarını veren Ceza Dairelerinden başka bir Ceza Dairesine gönderilmesi de mümkündür.
Bu itibarla, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06.02.2020 tarihli ve 11621-1578 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.