Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2021/133 E. 2022/119 K. 16.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2021/133
KARAR NO : 2022/119
KARAR TARİHİ : 16.03.2022

2021/Bşk-133 2022/119 2014/282103

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 12. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 395-240

Sanık hakkında şantaj ve özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesince 09.05.2014 tarih ve 395-240 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 08.07.2019 tarih ve 26898-12704 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemler, sevk maddeleri ile temyizin kapsamı ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun ceza daireleri arasındaki iş bölümüne dair kararına göre, sanık hakkında TCK’nın 107/2, 134/2. maddeleri uyarınca şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kamu davası açılmış bulunmakla, tebliğname tarihine göre en ağır yaptırımı içeren suçun özel hayatın gizliliğini ihlal suçu olduğu ve bu nedenle işin incelenmesinin Yüksek 12. Ceza Dairesinin görevine girdiği” gerekçesiyle
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesince de 09.12.2020 tarih ve 12308-6958 sayı ile;
“Şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. madde ve fıkrasının (a) bendi; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.’ şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan yasal değişiklik uyarınca mahkumiyet dışındaki kararlarda iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki ‘nitelendirme’ esas alınarak görevli daire belirlenecek olup, ‘nitelendirme’ ibaresinden ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki yanlış ya da eksik biçimde uygulanması istenen maddeler veya suç ismi değil, unsurları yer alan ve açıkça saptanan fiil veya fiillere ilişkin suç ya da suçlar anlaşılmalıdır.
Nitekim gerek CMK’nın 170, 225 ve 226. maddelerinede yer alan hükümlere gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.10.2019 tarihli ve 2017/14-550-2019/574 sayılı kararı ile bu kararla uyumlu ceza dairelerinin istikrar kazanan uygulamalarına göre; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek fiille ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmekte olup, iddianamede açıklanan fiile uygun sevk maddesinin yazılmaması ya da eksik yazılması, sanığa söz konusu fiilin ve bu fiile bağlı suçun yüklenmediği, diğer bir anlatımla Cumhuriyet savcısının nitelendirmesinde böyle bir suçun yer almadığı şeklinde yorumlanamaz. Ayrıca, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 05.02.2015 tarihli ve 2015/9-320, 15.07.2009 tarihli ve 7-7, 15.07.2009 tarihli ve 8-8, 25.12.2009 tarihli ve 13-13 sayılı kararlarında da, ‘tavsifin’ ve buna bağlı olarak görevli dairenin, yanlış ya da eksik belirlenmiş sevk maddelerine ve suç ismine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiş olup, bu kabulden ayrılmayı gerektiren herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; sanığın TCK’nın 107/1-2, 134/2. madde ve fıkraları gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 10.09.2013 tarihli iddianamede, 14 yaşındaki mağdur …’ya ait yarı çıplak fotoğrafın sanık tarafından 18 yaşından küçük Engin isimli çocuğa gönderilmek ve internette yayımlanmak suretiyle ifşa edildiğinin iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki anlatımın içeriğinden TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı anlaşılmakla,
Mağdur vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilen fiillere ilişkin iddianamedeki sevk ve anlatımla anlatımda yer alan nitelendirmeye, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 14. Maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne, sanık hakkında beraat hükmü kurulan ve iddianamede TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu iddia edilen eylemin aynı zamanda TCK’nın 226/5. madde ve fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturmasına, TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasındaki müstehcenlik suçunun cezasının, TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezasından daha ağır olmasına, hukuki nitelendirmenin ve buna bağlı olarak görevli dairenin, yanlış ya da eksik belirlenmiş sevk maddelerine ve suç ismine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerektiğine dair Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun kararlarına göre, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı gereğince temyize konu hükümlerin incelenmesi görevi Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin görevsizliğine, 08.07.2020 tarihli ve 31179 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli ve 173 sayılı kararı ile Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 01.10.2020 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve anılan daireye ait işlerin 01.10.2020 tarihi itibarıyla Yargıtay 4. Ceza Dairesine devrine karar verilmesinden dolayı dosyanın görevli Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine” şeklinde,
Karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 17.10.2021 tarih ve 3340-23777 sayı ile oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 12. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun ile değişik, Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen, 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.”, (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır.” ve “İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli ceza dairesine gönderilir.” hükümleri getirilmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması hâlinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanık hakkında şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlâl etme suçlarından yapılan yargılamada sanığın atılı suçlardan beraatine karar verildiği, iddianamenin metin kısmında sevk maddesi olarak TCK’nın 107/2 ve 134/1. maddelerinin gösterilmesi karşısında, özel hayatın gizliliğini ihlâl suçunun yaptırımının daha ağır olması nedeniyle temyiz incelemesinin, bu suça bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 12. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 09.12.2020 tarihli ve 12308-6958 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.