Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2021/123 E. 2022/109 K. 16.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2021/123
KARAR NO : 2022/109
KARAR TARİHİ : 16.03.2022

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 12 ve 4. Ceza
Mahkemesi : KOCAELİ Çocuk
Sayısı : 140-415

Suça sürüklenen çocuk hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve bilişim sistemindeki verileri bozma suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Kocaeli Çocuk Mahkemesince 28.06.2016 tarih ve 140-415 sayı ile suça sürüklenen çocuğun her iki suçtan beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.06.2020 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesince 11.11.2020 tarih ve 1343-5901 sayı ile;
“Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarından suça sürüklenen çocuğun beraatine ilişkin hükümler, mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. madde ve fıkrasının (a) bendi; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.’ şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan yasal değişiklik uyarınca mahkûmiyet dışındaki kararlarda iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki ‘nitelendirme’ esas alınarak görevli daire belirlenecek olup, ‘nitelendirme’ ibaresinden ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki yanlış ya da eksik biçimde uygulanması istenen maddeler veya suç ismi değil, unsurları yer alan ve açıkça saptanan fiil veya fiillere ilişkin suç ya da suçlar anlaşılmalıdır.
Nitekim gerek CMK’nın 170, 225 ve 226. maddelerinede yer alan hükümlere gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.10.2019 tarihli ve 2017/14-550-2019/574 sayılı kararı ile bu kararla uyumlu ceza dairelerinin istikrar kazanan uygulamalarına göre; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek fiille ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmekte olup, iddianamede açıklanan fiile uygun sevk maddesinin yazılmaması ya da eksik yazılması, sanığa söz konusu fiilin ve bu fiile bağlı suçun yüklenmediği, diğer bir anlatımla Cumhuriyet savcısının nitelendirmesinde böyle bir suçun yer almadığı şeklinde yorumlanamaz. Ayrıca, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 05.02.2015 tarihli ve 2015/9-320, 15.07.2009 tarihli ve 7-7, 15.07.2009 tarihli ve 8-8, 25.12.2009 tarihli ve 13-13 sayılı kararlarında da, ‘tavsifin’ ve buna bağlı olarak görevli dairenin, yanlış ya da eksik belirlenmiş sevk maddelerine ve suç ismine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiş olup, bu kabulden ayrılmayı gerektiren herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; suça sürüklenen çocuk …’ın TCK’nın 244/2, 134/2-1, 31/3. madde ve fıkraları gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 13.02.2015 tarihli iddianamede, 18 yaşından küçük olan mağdur …’in vücudunun cinsel bölgelerini gösteren cinsel içerikli fotoğraflarının, suça sürüklenen çocuk tarafından, herkesin görebileceği şekilde, mağdura ait facebook hesabı üzerinden yayımlanması suretiyle ifşa edildiğinin iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki anlatımın içeriğinden TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı anlaşılmakla,
Mağdur vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilen fiillere ilişkin iddianamedeki sevk ve anlatımla anlatımda yer alan nitelendirmeye, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 14. maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne, suça sürüklenen çocuk hakkında beraat hükmü kurulan ve iddianamede TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu iddia edilen eylemin aynı zamanda TCK’nın 226/5. madde ve fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturmasına, TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasındaki müstehcenlik suçunun cezasının, TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve TCK’nın 244/2. madde ve fıkrasındaki sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarının cezalarından daha ağır olmasına, hukuki nitelendirmenin ve buna bağlı olarak görevli dairenin, yanlış ya da eksik belirlenmiş sevk maddelerine ve suç ismine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerektiğine dair Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun kararlarına göre, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanıp, 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu hükümlerin incelenmesi görevi Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin görevsizliğine, 08.07.2020 tarihli ve 31179 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli ve 173 sayılı kararı ile Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 01.10.2020 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve anılan daireye ait işlerin 01.10.2020 tarihi itibariyle Yargıtay 4. Ceza Dairesine devrine karar verilmesinden dolayı dosyanın görevli Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine,” şeklinde
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince de 29.04.2021 tarih ve 3336-13434 sayı ile;
” Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, dosya görüşüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu tarafından kabul edilerek, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca onaylandıktan sonra 28/01/2020 tarih ve 31022 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay iş bölümü kararının ”Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkumiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır’ ve ‘Birden fazla suça ilişkin temyiz incelemesinin suçlardan en ağır olanına bakmakla görevli Dairece yapılır’ hükmü uyarınca temyiz inceleme görevi temyize konu edilen kararlara ilişkin olarak dava açan belgedeki en ağır yaptırımı olan TCK’nın 134/1. maddesine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna yönelik temyizin incelenmesi Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği” gerekçesiyle,
Karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya Yargıtay 12. Ceza Dairesince 06.10.2021 tarih ve 2587-6592 sayı ile oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 12 ve 4. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı iş bölümünün; “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” kısmının altıncı maddesinde de; “Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan, Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağır saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
İncelemeye konu dosyada, Yerel Mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçlardan dolayı beraat hükümleri kurulmuş olduğundan ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken ve iddianamede atılı suça ilişkin sevk maddesi belirtilmek suretiyle nitelenen özel hayatın gizliliğini ihlâl suçunun yaptırımının, bilişim sistemindeki verileri bozma suçuna göre daha ağır olması karşısında, temyizen inceleme görevi, anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 12. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11.11.2020 tarihli ve 1343-5901 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.