Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2020/44 E. 2020/63 K. 27.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2020/44
KARAR NO : 2020/63
KARAR TARİHİ : 27.10.2020

2020/Bşk-44 2020/63 2014/55034

Yargıtay Daireleri : 11 ve 12. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 161-498

Sanık … hakkında taksirle ölüme neden olma, görevi kötüye kullanma ve resmî belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 12.11.2013 tarih ve 161-498 sayı ile sanığın taksirle ölüme neden olma ve resmî belgede sahtecilik suçlarından beraatine, görevi kötüye kullanma suçundan ise mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 01.10.2018 tarih ve 9851-7431 sayı ile;
“Katılanlar vekilinin temyiz isteminin, sanık hakkında taksirle öldürme suçundan verilen beraat hükmü ve görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu, kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan verilen beraat hükmüne yönelik bir temyiz bulunmadığı anlaşılmakla, taksirle öldürme ve görevi kötüye kullanma suçlarına yönelik temyiz talebi ile sınırlı olarak dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Taksirle öldürme suçundan beraat, görevi kötüye kullanma suçundan mahkûmiyet ile sonuçlanan kamu davasında, iddianamedeki anlatım ve nitelendirmeye, hükümlerin konusuna, temyizin kapsamına, iş bölümüne ve tebliğname tarihindeki taksirle öldürme suçunun ceza miktarına göre, temyiz inceleme görevi Yüksek 12. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesince de 20.01.2020 tarih ve 7109-678 sayı ile;
“Katılanlar vekilinin 15.11.2013 tarihli süre tutum dilekçesinde mahkemenin kararının eksik inceleme ile verildiğini belirttiği, gerekçeli temyiz dilekçesinde ise kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçuna yönelik temyiz hakkından feragat ettiğine yönelik açıkça bir beyanının bulunmadığının anlaşıldığı, hükmün gerekçesine ve uygulama maddelerine göre, sanık hakkında TCK’nın 204/2. maddesindeki kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan ve TCK’nın 85/1. maddesindeki taksirle öldürme suçundan beraat hükmü, TCK’nın 257/2. maddesindeki görevi kötüye kullanma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmuş olup, temyiz incelemesine konu edilen eyleme ilişkin mahkeme kararındaki nitelendirmeye, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 09.02.2011 tarihli ve 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesi uyarınca Başkanlar Kurulu tarafından hazırlanıp, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu hükümlerin incelenmesi görevi Yargıtay 11. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 12. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre; katılanlar vekilinin 14.11.2013 havale tarihli temyiz dilekçesinde temyize konu suçun adı belirtilmeden “…Karar eksik incelemeye dayalı ve hatalıdır. Bozulması gerektiği inancındayız. Bu nedenle, belirtilen kararı temyiz ediyoruz…Gerekçeli kararın tarafımıza tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçemizi sunacağımızı bildiririz.” şeklinde anlatımda bulunulmuş ise de 28.01.2014 havale tarihli temyiz nedenlerini belirten ek dilekçesinde açıkça taksirle ölüme neden olma suçundan verilen beraat hükmü ile görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasını istediği ve temyiz istemini bu iki suça hasrettiği anlaşılmakla katılan vekilinin resmî belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminde bulunmadığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” şeklinde değiştirilmiştir. Söz konusu fıkranın (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu kabul edilmelidir. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Buna göre, 30.05.2016 olan tebliğname tarihi itibarıyla, temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede nitelenen taksirle ölüme neden olma suçunun cezası TCK’nın 85/1. maddesi uyarınca iki yıldan altı yıla kadar hapis ve mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre görevi kötüye kullanma suçunun cezası ise TCK’nın 257/2. maddesi uyarınca altı aydan iki yıla kadar hapis cezası olup, taksirle ölüme neden olma suçu daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere 12. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 20.01.2020 tarihli ve 7109-678 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.