Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2020/42 E. 2020/61 K. 27.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2020/42
KARAR NO : 2020/61
KARAR TARİHİ : 27.10.2020

2020/Bşk-42 2020/61 2013/84395

Yargıtay Daireleri : 7 ve 5. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 227-174
.
Sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında eylemin bankacılık zimmeti suçunu oluşturabileceği ihtimaline binaen Uzunköprü Asliye Ceza Mahkemesince 09.06.2009 tarih ve 60-284 sayı ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesince 13.10.2010 tarih ve 227-174 sayı ile sanığın denetim görevini ihmal ederek zimmet suçunun işlenmesine imkan sağlamaktan TCK’nın 251/2. maddesi uyarınca mahkûmiyetine ve CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi üzerine dosyayı yeniden ele alan Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesince 16.11.2012 tarihli ve 227-174 sayılı ek karar ile hükmün açıklanmasına karar verilmiştir.
Hükmün katılan … AŞ vekili ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 01.12.2015 tarih ve 6320-22551 sayı ile;
“…Katılan … adına soruşturma aşamasında suç duyurusunda bulunan, kovuşturma aşamasında ise katılan vekili olup hükmü temyiz eden Avukat …’nın dosyada bulunan vekâletnamesinin 31.12.2007 tarihine kadar geçerli olduğunun anlaşılması karşısında; suç duyurusunda bulunduğu 03.01.2008 tarihinden temyiz tarihine kadar geçerli bir vekâletnamesinin bulunup bulunmadığı, adı geçen avukat veya katılandan sorulup bu hususun tutanağa bağlanması ve vekâletnamenin bulunması hâlinde eklendikten, bulunmaması hâlinde ise kararın katılana tebliğinden sonra iade edilmesinin temini için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine” karar verilmiştir.
Tevdi kararından sonra Yerel Mahkemece dosyanın tekrar gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince 01.06.2016 tarih ve 8282-8286 sayı ile;
“…Katılan … adına soruşturma aşamasında suç duyurusunda bulunan, kovuşturma aşamasında ise katılan vekili olup hükmü temyiz eden Avukat …’nın suç duyurusunda bulunduğu 03.01.2008 tarihi itibarıyla katılan … tarafından verilmiş bir vekâletnamesinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; kararın katılana tebliğinden sonra iade edilmesinin temini için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine” karar verilmiştir.
Tevdi kararı üzerine Yerel Mahkemece yapılan tebliğ işleminden sonra dosyanın tekrar gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince 24.10.2019 tarih ve 18205-36366 sayı ile;
“…Tüm dosya kapsamının incelenmesinde suç tarihinde Ziraat Bankası Uzunköprü Şubesinde veznedar olarak göre yapan sanığın, amortili ve ikramiyeli biletlerin bayilere ödemelerinin yapılması sırasında, Milli Piyango Bayisi olan diğer sanıklar tarafından teslim edilen ikramiyeli piyango biletlerinin ikramiyesi olup olmadığını, bayiler tarafından düzenlenen bordrodaki bilet adetleri ile uyum sağlayıp sağlamadığını ve bordroların çarpım ve toplamlarının kontrolünü yapması gerekirken gerekli kontrolleri yapmadan ödeme yapması suretiyle 28.04.2006-28.02.2007 tarihleri arasında Milli Piyango İdaresine ait toplam 55.396,40 YTL’yi piyango bayisi olan diğer sanıklar Erdal ve Şaban’a kullandırdığı iddialarıyla ilgili olarak sanıklar hakkında TCK’nın 155/2. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, sanık Nejdet Kafkas’ın ise TCK’nın 251/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de,
Banka Teftiş Kurulu Başkanlığının 2007/6 sayılı kanuni soruşturma raporunun incelenmesinde ‘Milli Piyango İdaresinin Ankara Kurumsal Bankacılık Şubesi nezdinde bulunan hesabının, yine kurumsal şubenin geçici hesabından ödenen ikramiye ve amorti bedelleri kadar blokeli tutulması nedeniyle, bankanın herhangi bir gelir kaybına uğramadığının’ belirtildiği, 3670 sayılı Milli Piyango Teşkiline Dair Kanun’un 12. maddesine göre Piyango İdaresine ait malların devlet malı sayıldığı, bunları zimmete geçirenlerin devlet malları ve paraları hakkında hükmedilecek cezalara tabi olduğunun düzenlendiği,
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre zimmet suçunun ise yalnızca banka parasına karşı işlenebileceği, kaldı ki 5411 sayılı Yasa’nın 160. maddesi kapsamındaki ‘Zimmet’ suçunun soruşturma ve kovuşturulması ancak ilgili banka veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna yazılı başvuruda bulunulması şartına bağlanmış olup, bu şart muhakeme şartı niteliğindedir. Yine dosyanın tetkikinde; katılan müşteki banka vekili Av. …’nın 03.01.2008 tarihli suç duyurusu dilekçesine ekli vekâletin incelenmesinde adı geçen vekilin 5411 sayılı Yasa’nın 162. madde kapsamında ‘Başvuru’ için yetkisinin bulunmadığı anlaşılmış olup dosya kapsamına göre banka zimmeti suçundaki soruşturma ve kovuşturma için aranan dava şartı gerçekleşmediğinden, bu suçtan soruşturma ya da kovuşturma yapılamayacağı, tüm dosya kapsamı, açılan kamu davasındaki sevk maddeleri ve mahkûmiyetin niteliğine göre, müştekinin iddialarının varlığının kabulü hâlinde, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki zimmet suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden,
Hükmün konusuna ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun iş bölümüne ilişkin 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı kararına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Ceza Dairesine ait bulunduğu,”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 14.01.2020 tarih ve 8606-162 sayı ile;
“…2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değiştirilmeden önceki 14. maddesinde yer alan ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır.’ düzenlemesine, 09.02.2014 olan tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı iş bölümü kararının ‘Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler’ başlıklı bölümünün 4. maddesi hükmüne, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.12.2016 tarihli ve 2016/174-174 E.-K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, incelemeye konu dosyada, temyiz talebinin önce Yüksek 7. Ceza Dairesince incelenerek 01.12.2015 tarihli ve 6320-22551 sayılı karar ile tevdi kararı verilmesine ve bu karar doğrultusunda yapılacak yeniden inceleme görevinin de anılan Daireye ait olmasına, iddianame yerine geçen görevsizlik kararının içeriğine, temyizin kapsamına, tebliğname tarihine ve bu tarihte yürürlükte bulunan Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre; temyiz incelemesi yapma görevinin Yüksek 7. Ceza Dairesine ait bulunduğu,”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine dosyanın sehven gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince 18.02.2020 tarih ve 593-2450 sayı ile; dosyanın gereği için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesince 27.02.2020 tarih ve 1592-9299 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 7. ve 5. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin tespitine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve 09.02.2014 olan tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 29.01.2014 tarihli ve 2015/1 sayılı iş bölümünün; “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” kısmının dördüncü maddesinde;
“Ceza Daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle Daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar.” hükmü getirilmiştir.
İncelemeye konu dosyada, temyiz talebinin önce Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek 01.06.2016 tarihli ve 8282-8286 sayılı, 24.10.2019 tarihli ve 18205-36366 sayılı kararlarla katılan vekili ile katılan banka arasında vekâletname bulunup bulunmadığının araştırılması ve gerekçeli kararın katılan bankaya usulünce tebliğ edilmesi için tevdi kararı verildiği anlaşıldığından, tevdi kararı doğrultusunda yapılacak yeniden inceleme görevi de Yargıtay 7. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 24.10.2019 tarihli ve 18205-36366 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 7. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.