Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2020/27 E. 2020/47 K. 27.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2020/27
KARAR NO : 2020/47
KARAR TARİHİ : 27.10.2020

2020/Bşk-27 2020/47 2017/64000

Yargıtay Daireleri : 20 ve 6. Ceza
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 1481-1275

Sanıklar … ve … hakkında nitelikli yağma ve sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik, görevi yaptırmamak için direnme ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından yapılan yargılama sonucu İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesince 16.11.2016 tarih ve 319/355 sayı ile; sanıkların aynı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlere yönelik olarak sanıklar müdafileri ile sanık … tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince 22.09.2017 tarih ve 1481-1275 sayı ile; sanıklar hakkındaki nitelikli yağma ve sanık … hakkındaki resmi belgede sahtecilik ve görevi yaptırmamak için direnme eylemleri yönünden istinaf başvurularının esastan reddine, sanık … hakkındaki uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu yönünden ise hükmün düzeltilmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükümlerin de sanık … müdafisi ile sanık … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 20.11.2019 tarih ve 394-6385 sayı ile;
“İddianamedeki sevk ve nitelendirmeye, 6572 sayılı Kanun ile değişik Yargıtay Kanunu’nun 27. maddesi hükmü ile 31.01.2019 tarih ve 30672 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı kararındaki iş bölümünün 4 ve 5. maddelerine göre işin incelenmesi görevi Yargıtay 6. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince de 15.01.2020 tarih ve 2352-50 sayı ile;
“Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamalarına göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp, tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de; suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır. Hapis ve adli para cezalarının eşit olması halinde başta Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 19.04.2006 gün ve 10-10 sayılı kararında da vurgulandığı üzere tebliğnamenin düzenlendiği dairenin görevli olduğu kabul edilmelidir.
İncelemeye konu dosyada, temyiz itirazları kapsamında bulunan uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nin 188. maddesinin ’18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 66. maddesiyle, bu maddenin birinci fıkrasında yer alan ‘On yıldan az olmamak üzere’ ibaresi ‘Yirmi yıldan otuz yıla kadar’ şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan ‘Beş yıldan on beş yıla kadar’ ibaresi ‘On yıldan az olmamak üzere’ ve yedinci fıkrasında yer alan ‘Dört’ ibaresi ‘Sekiz’ şeklindeki değiştirilmesi’ ile tebliğnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre; temyiz incelemesi yapma görevinin Yüksek 20. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Gerekçeleriyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 20 ve 6. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır”, (b) bendinde ise “çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı iş bölümünün; “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” kısmının ikinci maddesinde;
“Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup, temyiz incelemesi bu işbölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.”
Üçüncü maddesinde; “İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli ceza dairesine gönderilir.”, yedinci maddesinde “…Temyiz kanun yoluna tabi olmaması nedeniyle ilk bakışta reddedilecek temyiz talepleri görevli dairenin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaz…” şeklinde hükümler düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK’nın “Temyiz” başlıklı 286. maddesi;
“(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
(2) Ancak;
a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,

Temyiz edilemez.” şeklindedir.
Bu düzenlemeye göre, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilen ve beş yılın üzerinde hapis cezaları içeren nitelikli yağma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri temyiz yoluna başvurulabilecek hükümlerdendir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
09.01.2018 olan tebliğname tarihi itibarıyla sanık … müdafisi ile sanık …’ın temyiz taleplerinin kapsamı karşısında, ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken hükümler; nitelikli yağma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleridir.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki ve temel şekillerinde ön görülen yaptırım miktarlarına göre yapılan değerlendirmede; TCK’nın 149. maddesininin birinci fıkrasının a, c ve d bendindeki nitelikli yağma suçunun yaptırımı on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası; TCK’nın 188. maddesinin üçüncü fıkrasındaki uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun yaptırımının on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası olduğu göz önüne alındığında, TCK’nın 188. maddesininin üçüncü fıkrasındaki uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun cezası daha ağır olduğundan temyiz incelemesinin bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 20. Ceza Dairesince yapılması gerekmekte ise de;
23.07.2016 tarihli ve 29779-2 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun’la 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na eklenen geçici 15. maddenin 12. fıkrasına dayanılarak, 08.07.2020 tarihli ve 31179 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli ve 173 sayılı kararı ile Yargıtay 20. Ceza Dairesinin kapatılmasına ve tüm işlerin 10. Ceza Dairesine devrine karar verilmiştir.
Bu itibarla, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın 10. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 20.11.2019 tarihli ve 394-6385 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 10. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.