Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/69 E. 2019/106 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/69
KARAR NO : 2019/106
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 6. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 144-196

Sanık … hakkında kasten yaralama, sanık … hakkında silahla tehdit suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Karapınar Asliye Ceza Mahkemesince 07.06.2012 tarih ve 144-196 sayı ile sanıkların aynı suçlardan mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 30.11.2016 tarih ve 12480-14761 sayı ile;
“…İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 6. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince de 28.02.2019 tarih ve 7619-1263 sayı ile;
“…Olay günü sanık …’in yakınan …’dan alacağını talep etmesi üzerine çıkan tartışma ve arbedeyi çevrede bulunanların araya girmesiyle sonlandırdığı, ancak sanık …’in aynı gün evine giden yakınan Şaban’ın önüne geçip bir talepte bulunmadan yakınana saldırıp basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde onu yaraladığı, olayı duyan sanık …’ın silahla işyerine gidip sanık …’i tehdit ettiği olayda;
Sevk ve uygulama maddelerine, temyizin kapsamına, tebliğname tarihine ve Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Genel Kurulu kararına göre, işin incelenmesi Yüksek 4. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 6. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin “…Müşteki şüphelilerin olay tarihinde aralarındaki alacak anlaşmazlığı nedeniyle tartışmaya başladıkları ve tartışmanın büyümesiyle karşılıklı olarak birbirlerini darp ettikleri, müşteki şüpheli Emin’in ele geçirilemeyen kesici bir alet ile sol kulağına vurmak ve sağ elini kesmek suretiyle müşteki şüpheli Şaban’ı basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde darp ettiği, müşteki şüpheli Şaban’ın da sol koluna vurmak suretiyle müşteki şüpheli Emin’i basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde darp ettiği, müşteki şüpheli Şaban’ın çocukları olan şüphelilerin müşteki şüpheli Emin’in dükkanına giderek şüpheli Ayhan’ın belinden çıkardığı adli emanetin 2010/69 sırasına kayıtlı kuru sıkı tabancasını müşteki şüpheliye doğrultarak ‘seni sinkaf ederim, seni öldüreceğim, burayı yakacağım’ şeklinde sözler söylediği, bilgilerine başvurulan … ve …’ün araya girerek şüphelileri sakinleştirdikleri müşteki şüpheli Emin’in müşteki şüpheli Şaban ve şüphelilerden davacı ve şikayetçi olduğu, müşteki şüpheli Şaban’ın da müşteki şüpheli Emin’den davacı ve şikayetçi olduğu, şüpheli ve müşteki şüpheli Şaban’ın üzerlerine atılı suçları kabul etmedikleri, müşteki şüpheli Emin’in ise üzerine atılı suçu kabul ettiği, tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulan … ve …’ün alınan ifadelerinde şüphelilerin müştekinin şüpheli Emin’in dükkanına giderek şüpheli Ayhan’ın belinden çıkardığı bir tabancayı müşteki şüpheliye doğrultarak ‘Seni sinkaf ederim, seni öldüreceğim, burayı yakacağım, burayı bombalarım’ şeklinde sözler söylediğini beyan ettikleri…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık … hakkında kasten yaralama, sanık … hakkında silahla tehdit suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Öte yandan, Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu olan ve iddianamede anlatılan suçların tebliğnamenin düzenlendiği tarihteki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektiren TCK’nun 106/2-a-c maddesinde düzenlenen tehdit suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 30.11.2016 tarihli ve 12480-14761 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.