Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/223 E. 2019/260 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/223
KARAR NO : 2019/260
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 4 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 415-853

Sanıklar hakkında kasten yaralama, görevi yaptırmamak için direnme, konut dokunulmazlığının ihlâli ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesince 12.04.2012 tarih ve 415-853 sayı ile sanık …’ın kasten yaralama, tehdit ve hakaret, sanık …’ın tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali ve hakaret suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık … ve sanık … müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 28.02.2018 tarih ve 16508-4067 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, tebliğname tarihine ve temyize gelen suçlardan en ağır yaptırımı olan TCK’nın 116/4 maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçuna göre işin incelenmesi Yüksek 18. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 30.09.2019 tarih ve 2927-13341 sayı ile;
“Tebliğname tarihine, temyizin kapsamına, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulunun hazırlamış olduğu işbölümü kararının Ceza Daireleri Ortak hükümlerinin 6. maddesindeki ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.’ şeklindeki düzenleme karşısında; temyizin kapsamının sanık … hakkında birlikte tehdit, kasten yaralama, hakaret, sanık … hakkında birlikte tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali, hakaret suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin olduğu, sanıklar …, … hakkında TCK’nın 106/2.c maddesinde düzenlenen birlikte tehdit suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine konu hükümlerden yaptırımı en ağır madde olmasına göre işin incelenmesi Yüksek 4. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği,”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
27.03.2014 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…Suç tarihinde şikâyetçi şüpheli … ve şikâyetçi şüpheli …’ın…’in balkon yıkaması ve…nin aracına su sıçraması yüzünden tartıştıkları … şikâyetçi şüpheli…’un diğerlerinin mutfak balkonu tarafından evlerine girmeye çalıştığı, şikâyetçi şüpheliler…, … ve Aliattin’in şüpheli…’a engel oldukları, … ihbar üzerine zabıtanın müdahale ettiği, şikâyetçi şüpheliler … ve …’ın olay yerine gelen polis memurlarına yasal işlemlerin yapılması sırasında engel oldukları, girdikleri dükkândan dışarı çıkmak istemedikleri, orantılı güç kullanılarak ekip aracına alındıkları, şüpheliler … ve oğlu…’un kendi aralarında ‘ben yaptıktan sonra sen kayda başla’ ve ardından ‘biz terörist miyiz, biz Mardinli olsak bunları yapamazsınız, sizden şikâyetçiyim, sizi Hakkari’ye sürdüreceğim’ şeklinde sözler sarf ettikleri, cep telefonu kamerası açtıkları, polis merkezine getirildiklerinde de şüpheli …’ın görevli polis memurlarına saldırdığı, aynı şekilde polis merkezinde de ‘sizi öldüreceğim, a… koyacağım şerefsizler’ gibi hakaret içerir sözler sarf ettikleri …” şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında temyizin kapsamına göre birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit, kasten yaralama, konut dokunulmazlığının ihlâli ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Öte yandan, Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğnamenin düzenlendiği 27.03.2014 tarihindeki yaptırım miktarlarına göre yapılan değerlendirmede; birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçunun yaptırımı TCK’nın 106/2-c maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis; konut dokunulmazlığının ihlali suçunun yaptırımı aynı Kanun’un 116/4. maddesi uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasından ibaret olup; birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçunun yaptırımı daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 28.02.2018 tarihli ve 16508-4067 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.