Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/217 E. 2019/254 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/217
KARAR NO : 2019/254
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 3 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 373-353

Sanık … hakkında kasten yaralama ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Selçuk (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 21.12.2010 tarih ve 94-352 sayı ile sanığın aynı suçlardan mahkûmiyetine, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi üzerine dosyayı yeniden ele alan Selçuk Asliye Ceza Mahkemesince 18.11.2014 tarih ve 373-353 sayı ile CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına ve sanığın kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 29/1, 62 ve 53. maddeleri 2 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, hakaret suçundan ise TCK’nın 125/1-4, 129, 62 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 580 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesince 21.11.2017 tarih ve 2174-15054 sayı ile;
“Dava konusu eylemler için mahkeme kararındaki yasal nitelendirmeye ve uygulanan yasa maddelerine göre; mahkemece kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi 28/06/2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa’nın 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 27/01/2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak 01/02/2017 tarihinde yürürlüğe giren 20/01/2017 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yüksek (18.) Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 02.10.2019 tarih ve 7842-13607 sayı ile;
“Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün kesin nitelikte olduğu, sadece yaralama suçundan verilen hükmün temyize tabi olması ve işbölümü kararının Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 30/01/2019 gün ve 2019/1 sayılı kararının Ceza Daireleri İşbölümüne ilişkin ortak hükümlerinin 8. fıkrasında yazılı ‘Temyiz kanun yoluna tabi olmaması nedeniyle ilk bakışta reddedilecek temyiz talepleri ile yalnızca sanık lehine vekalet ücreti hükmedilmesi istemine yönelik temyiz talepleri görevli dairenin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaz’ hükmü karşısında,
Tebliğname tarihine, temyizin kapsamına, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulunun hazırlamış olduğu işbölümü kararına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek (3.) Ceza Dairesine ait olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 3 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı iş bölümünün “Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 5. maddesinde; “Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkumiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.”, 6. maddesinde; “Temyiz incelemesine konu olan suçların ceza miktarlarında sonradan değişiklik olması halinde tebliğname tarihindeki suçun temel şekline göre ceza miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenir.”, 7. maddesinde ise; “Birden fazla suçun yer aldığı hükümlerin temyiz incelemesi, incelemeye konu suçlardan yaptırımı en ağır olanına bakmakla görevli dairece yapılır. Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır, üst sınırların eşit olması halinde ise alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu kabul edilir. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınır.” 7/2. maddesinde; “Temyiz kanun yoluna tabi olmaması nedeniyle ilk bakışta reddedilecek temyiz talepleri görevli dairenin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaz.” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğnamenin düzenlendiği 15.02.2017 tarihindeki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede, mahkûmiyet kararındaki nitelendirmeye göre kasten yaralama suçunun müeyyidesinin TCK’nın 86/2. maddesi gereğince dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası; hakaret suçunun cezası aynı Kanun’un 125/1. maddesi gereğince üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak düzenlenmiş olup bu açıdan hakaret suçunun yaptırımının fazla olduğu anlaşılmış ise de, bu suç yönünden sanık hakkında kesin nitelikte 580 TL adli para cezasına karar verildiği, verilen adli para cezasının 2017/1 sayılı iş bölümünün “Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 7/2. maddesi uyarınca ilk bakışta reddedilecek temyiz talebi niteliğinde olduğu anlaşıldığından kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinin Yargıtay 3. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarihli ve 2174-15054 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.