Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/197 E. 2019/234 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/197
KARAR NO : 2019/234
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 5 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 137-47

Görevi ihmal suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında Yıldızeli (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 07.06.2010 tarih ve 44-44 sayı ile; sanık …’nin eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğundan bahisle Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesince 27.09.2011 tarih ve 137-47 sayı ile görevi kötüye kullanma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 22.12.2015 tarih ve 15104-17621 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki 14. maddesinde, ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmü yer almaktadır. Ayrıca ‘tavsif’in ve buna bağlı olarak görevli dairenin neye göre belirleneceğine ilişkin Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 15/07/2009 gün ve 2009/7-7, 15/07/2009 gün ve 2009/8-8, 25/12/2009 gün ve 2009/13-13 sayılı ve benzeri kararlarında da belirtildiği üzere, iddianamedeki anlatım ile sevk maddeleri arasında uyumsuzluk bulunması ve sevk maddelerinin yanılgı sonucu belirlenmesi durumunda görevli dairenin yanlış belirlenmiş sevk maddelerine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerekmektedir.
İddianame içeriğine göre özetle ‘01.12.2008 günü müşteki avukatın Yıldızeli İcra Müdürlüğü’ne gelerek vekili olduğu Türk Telekomünikasyon AŞ’nin alacaklı olduğu icra takip dosyalarından bir kısmının suretlerinin kendisine verilmesini talep ettiği, icra müdürü olarak görev yapmakta olan sanığın müştekinin dilekçesini inceleyerek herhangi bir havale ya da işlem yapmadan dilekçeyi müştekiye iade ettiği’ iddia edilmiş ve sevk maddesi olarak TCK’nın 257/2. maddesi gösterilmiş ise de, niteleme ve anlatımın dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçuna ait olduğu, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve yukarıda açıklanan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarında ortaya konan ilkeler doğrultusunda, tesis edilen hükmün incelemesini yapmakla görevli dairenin belirlenmesinde, yanlış gösterilen sevk maddelerinin değil vasfı iddianame metninde açıkça anlatılan dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunun dikkate alınması gerektiği ve tebliğname tarihi de gözetilerek temyiz inceleme görevinin 18. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 22.02.2016 tarih ve 140-3066 sayı ile;
“Mahkeme kararındaki nitelendirmeye, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, tebliğname tarihine ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 5. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Gerekçeleriyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 5. Ceza Dairesince 20.06.2019 tarih ve 3818-6449 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen, tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede ve iddianame yerine geçen görevsizlik kararında eylemin; “01.12.2008 günü müşteki avukat …’ın Yıldızeli İcra Müdürlüğüne gelerek vekili olduğu Türk Telekomünikasyon AŞ’nin alacaklı olduğu icra takip dosyalarından bir kısmının suretlerinin kendisine verilmesini talep ettiği, Yıldızeli İcra Müdürlüğünde icra müdürü olarak görev yapmakta olan şüpheli …’nin müştekinin dilekçesini inceleyerek herhangi bir havale ya da işlem yapmadan dilekçeyi müştekiye iade ettiği…” şeklinde anlatılması karşısında sanık hakkında dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. Bu suça ilişkin temyiz incelemesini yapma görevi de Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait bulunmaktadır. Eylemin gerçekte hangi suçu oluşturduğu ise görevli Özel Dairece yapılacak temyiz incelemesi sonucunda belirlenebilecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 22.02.2016 tarihli ve 140-3066 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 18. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.