Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/194 E. 2019/231 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/194
KARAR NO : 2019/231
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 3 ve 19. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Sanık hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesince 15.07.2015 tarih ve 280-447 sayı ile, TCK’nın 86/1, 86/3-c, 87/1-d-son, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 19.06.2019 tarih ve 3876-13190 sayı ile;
“Oynanan futbol müsabakası sırasında kaleci olan sanığın, hakem olan katılanı kasten yaraladığı iddiası ile 3289 sayılı Kanun’un ek 1. maddesi delaletiyle kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmakla; dava konusu eylemin hükümde belirlenen kanuni niteliğine, uygulanan kanun maddelerine ve temyizin kapsamına göre; Mahkemece kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve 31.01.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı iş bölümünün ‘Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümüne İlişkin Ortak Hükümler’ kısmına göre, Yüksek Yargıtay 19. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 19. Ceza Dairesince de 09.07.2019 tarih ve 30373-10743 sayı ile;
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
11.04.2011 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6222 sayılı Kanun’un ‘Amaç’ başlıklı 1. maddesi;
‘(1) Bu Kanunun amacı; ‘müsabaka’ öncesinde, esnasında veya sonrasında ‘spor alanları ile bunların çevresinde’, taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar hâlinde bulundukları yerlerde veya müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergâhlarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesidir.
‘Kapsam’ başlıklı 2. maddesi;
‘(1) Bu Kanun; müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında, spor alanları ile bunların çevresinde, taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar hâlinde bulundukları yerlerde veya müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergâhlarında, takımların kamp yaptığı yerlerde uygulanacak güvenlik önlemlerini, şike, teşvik primi ve diğer yasak fiil ve davranışları, bunlara uygulanacak yaptırımları, spor kulüplerinin, spor kulübü yöneticilerinin, sporcularının ve diğer görevlilerinin, genel kolluk veya özel güvenlik görevlilerinin, hakemlerin, taraftarların, taraftar derneklerinin, taraftar temsilcilerinin, spor federasyonlarının, yazılı veya görsel ya da işitsel kitle iletişim kuruluşları ile mensuplarının ve diğer ilgili kişi ve kurumların spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin hususlardaki görev ve sorumluluklarını kapsar.
‘Tanımlar’ başlıklı 3. maddesi;
‘(1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Federasyonlar: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren federasyonları, bağımsız spor federasyonlarını ve Türkiye Futbol Federasyonunu,
b) Genel Müdürlük: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünü,

e) Müsabaka güvenlik amiri: Spor alanlarında güvenliğin sağlanması amacıyla mülki idare amiri tarafından görevlendirilmiş kolluk amirini,
f) Müsabaka alanı: Spor müsabakasının yapılmasına tahsis edilen alanı,
g) Spor alanı: Spor müsabakalarının veya antrenmanların gerçekleştirildiği alanlar ile seyircilere ait seyir alanları, sporculara ait soyunma odası ve bu Kanunun uygulanması kapsamında spor yapmaya elverişli alanları,
ğ) Spor güvenlik birimi: Sorumluluk alanlarına göre il ve ilçe emniyet müdürlükleri veya jandarma komutanlıkları tarafından kurulan ilgili birimi,
h) Spor kulübü: Belirli kurallara göre kurulan, amatör veya profesyonel spor dallarında faaliyette bulunan kuruluşu,
ı) Spor müsabakası: Federasyonların düzenlediği veya düzenlenmesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışmayı,
…ifade eder.’
‘Spor alanlarında taşkınlık yapılması ve tesislere zarar verilmesi’ başlıklı 17. maddesi;
‘(1) Spor alanlarında kasten yaralama suçunun veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde şikayet şartı aranmaksızın 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerine göre cezaya hükmolunur. Spor alanları ve bu alanlardaki eşya, mala zarar verme suçu bakımından kamu malı hükmündedir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren suçların işlenmesi suretiyle spor alanlarına ve bu alanlardaki eşyaya zarar verilmiş olması halinde, meydana gelen zararların tazmini hususunda zarar veren kişiler ve onların taraftarı olduğu spor kulübü meydana gelen zarardan müteselsilen sorumludur. Zararı gideren spor kulübünün sorumlu taraftarlarına rücu hakkı saklıdır.’
Hükümlerini amirdir.
Temyize konu edilen dava dosyasında yer alan iddianamede; 06.02.2011 tarihli spor müsabakasının, Gençlik Spor İl Müdürlüğü tarafından bir halı sahada düzenlenen bir turnuva niteliğinde olduğu, istem üzerine maçın hakeminin TFF il hakem kurulu tarafından geçici olarak maçı yönetmek üzere atandığı, müsabaka sırasında 3289 sayılı Kanun’a göre kamu görevlisi sayılan katılan hakemin kırmızı kart gören futbolcu ve bir kaleci tarafından kasten yaralandığı belirtilmekte, sevk maddesi olarak TCK’nın 86/2. maddesi yazmakta ve herhangi bir şekilde 6222 sayılı Kanun’dan bahsedilmemektedir. Gerekçeli kararda ise; sanığın TCK’nın 86/1,3-c ve 87/1-d, son maddeleri gereği mahkûmiyetine karar verildiği, ayrıca 6222 sayılı Kanun’da yer alan bir idari veya adli yaptırıma karar verilmediği, hükmün sadece sanık tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Suçun meydana geldiği spor müsabakasının; bir federasyon tarafından düzenlenmediği, federasyonca izin verilmediği veya düzenlenmesine bir katkıda bulunulmadığı, keza spor müsabakalarının oynandığı spor alanları etrafında özel güvenlik tedbirlerinin alınmasını da düzenleyen 6222 sayılı Kanun’un henüz suç tarihinde yürürlüğe girmediği, son olarak yukarıda anlatılan olayda meydana gelen kasten yaralama suçunun unsurlarının ayrıca ve özel bir işleniş şekli olarak 6222 sayılı Kanun’da belirtilmediği, gerek iddianamede gerekse hükümde 6222 sayılı Kanun’un uygulanmadığı, dolayısıyla Dairemizin görev alanına giren 6222 sayılı Kanun’un temyiz incelemesi ile ilgisi bulunmadığı anlaşılmakla,
Hükmün konusuna, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 ve 2019/1 sayılı iş bölümüne dair kararına göre, 5237 sayılı TCK’nın 86 vd. maddelerinde düzenlenen ‘kasten yaralama’ suçundan kaynaklı işlere bakmakla görevli dairenin Yüksek Yargıtay 3. Ceza Dairesi olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 3 ve 19. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik 14/3. maddesinin a bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddeye dayanılarak Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı iş bölümünün; “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” bölümünün 6. maddesinde; “Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkûmiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.” düzenlemesi hüküm altına alınmıştır.
Yerel Mahkemece kurulan mahkûmiyet hükmünde sanığın eyleminin TCK’nın 86/1, 86/3-c, 87/1-d-son maddeleri kapsamında kasten yaralama suçu olarak nitelendirilmesi karşısında, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 3. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 19.06.2019 tarihli ve 3876-13190 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 3. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.