Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/172 E. 2019/209 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/172
KARAR NO : 2019/209
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 13 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 406-406

Sanık … hakkında hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, sanığın eylemlerinin bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturabileceğinden bahisle Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesince 07.12.2007 tarih ve 356-916 sayı ile görevsizlik kararı verilmiş, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesince de 25.01.2008 tarih ve 20-19 sayı ile karşı görevsizlik kararı verilmesi üzerine oluşan görev uyuşmazlığının çözümü bakımından Yargıtay 5. Ceza Dairesince 26.06.2008 tarih ve 8471-6994 sayı ile Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesiyle görev uyuşmazlığı son bulmuş olup devam olunan yargılama sonucunda Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesince 29.05.2009 tarih ve 406-406 sayı ile sanığın tüm suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık müdafisi ve katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 26.02.2013 tarih ve 5544-3139 sayı ile hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından kurulan hükümlerin onanmasına, konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan kurulan hükmün ise bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 27.03.2014 tarih ve 173-113 sayı ile sanığın konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 23.03.2016 tarih ve 38597-5734 sayı ile TCK’nın 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen hükümlerin infazı aşamasında Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesince 20.03.2018 tarihli ve 406-406 sayılı ek karar ile, önceki hükümde sanık hakkında hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından hükmedilen cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de, tekerrüre esas alınan mahkeme ilamının Yargıtayın ilgili Ceza Dairesi tarafından bozulmuş olması nedeniyle, hükümlerde yer alan tekerrür uygulamasına ilişkin bölümlerin çıkarılmasına, sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka bir ilamının daha bulunduğu anlaşıldığından çıkarılan bölümlerin yerine bu ilamın yazılmasına, hükümlerin bu hâliyle tavzih edilmesine karar verilmiştir.
Sanık tarafından ek karara yönelik itiraz talebinde bulunulması üzerine Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesince 13.04.2018 tarih ve 1506 sayı ile itirazın kabulüne, sanık hakkında hükmedilen hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ibarelerin hüküm fıkralarından çıkarılmalarına karar verilmiştir.
Anılan karara karşı Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2019 tarih ve 11016 sayılı ihbarnamesi ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 13. Ceza Dairesince 27.02.2019 tarih ve 778-2876 sayı ile;
“Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2014 tarihli, 2013/173 esas ve 2014/113 karar sayılı kararının, sanık müdafisi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 23.03.2016 tarihli, 2015/38597 esas ve 2016/5734 karar sayılı kararı ile incelendiği anlaşılmakla, sanık hakkında yapılan kanun yararına bozma talebinin de aynı daire tarafından incelenmesi gerektiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 28.05.2019 tarih ve 1259-9798 sayı ile;
“Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.05.2009 tarihli ve 2008/406 esas, 2009/406 sayılı kararının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 26.02.2013 tarihli ve 2011/5544 esas, 2013/3139 karar sayılı ilâmı ile hırsızlık ve kredi kartının kötüye kullanılması suçları yönünden onanarak kesinleştiği, hükümlünün talebi üzerine Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.03.2018 tarihli ve 2008/406 esas, 2009/406 sayılı ek karar verdiği, bu karara yapılan itiraz üzerine Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli ve 2018/1506 değişik iş sayılı kararıyla itirazın kabulüne karar verildiğinin anlaşılması karşısında, kanun yararına bozma talebinin hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından verilen ek karar ve bu ek karara yönelik itiraz mercii kararına ilişkin olmasına göre, işin incelenmesi Yüksek 13. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 13 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında tekerrür hükümlerinin tavzihine ilişkin ek karara itiraz edilmesi üzerine verilen mercii kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin hangi Özel Daire tarafından incelenmesi gerektiğinin tespitine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun ile değişik, Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen, 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.”, (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2019 tarih ve 11016 sayılı ihbarnamesinde;
“…Sanık hakkında hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi sonrasında, hükümlünün talebi üzerine infazda tereddütün giderilmesi niteliğinde verilen Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.03.2018 tarihli ve 406-406 sayılı ek kararına yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığı” şeklinde anlatımda bulunulması karşısında, sanık hakkında her üç suçtan hükmedilen tekerrür hükümlerinin hüküm fıkralarından çıkarılarak yerlerine başka bir ilamın yazılmasına dair ek karara vaki itiraz üzerine Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli ve 1506 sayılı itirazın kabulü kararına yönelik kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
İhbarnamenin düzenlendiği 04.02.2019 tarihi itibarıyla dikkate alınması gereken mahkûmiyet hükümlerine göre, kanun yararına bozma talebine konu olan suçlardan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun yaptırımının TCK’nın 245/1. maddesi uyarınca üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası; konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun yaptırımının TCK’nın 116/1. maddesi uyarınca altı aydan iki yıla kadar hapis cezası; hırsızlık suçunun yaptırımın ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası iken 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 62. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin yürürlükten kaldırılarak, ilga edilen bendin metni korunmak suretiyle aynı maddenin ikinci fıkrasına (h) bendi olarak eklenmesi ve ikinci fıkradaki “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırımın “beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmesi karşısında, kanun yararına bozma incelemesinin, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebine konu suçlardan müeyyidesi en ağır olan hırsızlık suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 13. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle
1- Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 27.02.2019 tarihli ve 778-2876 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 13. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.