Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/167 E. 2019/204 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/167
KARAR NO : 2019/204
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 15 ve 7. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 311-191

Sanık … hakkında resmî belgede sahtecilik ve hırsızlık suçları ile nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında sanığın eyleminin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160/1. maddesinde düzenlenen zimmet suçunu oluşturabileceğinden bahisle Ünye Ağır Ceza Mahkemesince 06.12.2011 tarih ve 135-250 sayı ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Ordu Ağır Ceza Mahkemesince 20.09.2012 tarih ve 311-191 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 01.06.2016 tarih ve 32279-5669 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 29.12.2011 tarih ve 2011/Bşk-42-42 esas-karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Ünye Ağır Ceza Mahkemesinin 06.12.2011 tarih, 2011/135 esas, 2011/250 karar sayılı görevsizlik kararına göre, sanıkların eylemlerinin 5411 Sayılı Kanun’un 160/1 maddesi kapsamında banka zimmetini oluşturduğunun iddia edildiği ve dosyanın Ordu Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, yapılan yargılama neticesinde sanık … hakkında 5411 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan beraatine karar verildiği, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5411 sayılı Kanun’un 160. maddesinde altı yıldan oniki yıla kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezasının ise 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi gereğince iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianame yerine geçen görevsizlik kararındaki nitelendirme ve mahkemenin beraat hükümlerindeki nitelendirmesine göre, Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 7. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince 05.12.2017 tarih ve 11939-10549 sayı ile;
“Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 01.06.2016 tarih ve 2013/32279 esas, 2016/5669 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine, Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/311 esas, 2012/191 karar sayılı dosyası, temyizen incelenmek üzere Dairemize gönderilmiş ise de,
Sanık hakkında hırsızlık, nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından beraat kararı verildiği, iddianamedeki sevk ve nitelendirmeye, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi uyarınca mahkeme kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümüne ilişkin 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararına göre, inceleme görevi Yargıtay Yüksek 15. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 15. Ceza Dairesince 17.06.2019 tarih ve 9-6732 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 7. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddesinin beşinci fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
29.11.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianame ve iddianame yerine geçen görevsizlik kararında eylemin “…sanık …’nun suç tarihinde …’da çalıştığı, katılan …’a ait aktive edilmemiş suça konu çeki diğer sanıkla birlikte iştirak hâlinde hareket ederek bankanın maddi varlıklarından olan ve sanık …’ın koruma ve gözetim yükümlülüğü ile zilyetliği altında bulunan çeki uhtesine geçirmek suretiyle birlikte piyasaya sürmeleri” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında 5411 sayılı Kanun’un 160/1. maddesinde düzenlenen ve diğer suçlara göre yaptırımı daha ağır olan zimmet suçundan da kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. İddianamede anlatılan eylemin gerçekte hangi suçu oluşturacağı ise temyiz incelemesi sonucu belirlenecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 05.12.2017 tarihli ve 11939-10549 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 7. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi