Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/136 E. 2019/173 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/136
KARAR NO : 2019/173
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

Yargıtay Daireleri : 2 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 267-35

Sanık … hakkında nitelikli hırsızlık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesince 16.01.2013 tarih ve 267-35 sayı ile; sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 24.05.2017 tarih 12423-6013 sayı ile;
“Tebliğnamenin, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenmiş olmasına göre; tebliğname tarihi itibariyle, ceza daireleri arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirmenin esas alınacağı, iddianamedeki açıklama ile uyumlu olmayan sevk maddesinde her ne kadar 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi uyarınca cezalandırılması istenilmiş ise de, iddianamedeki açıklamaya göre eylemin aynı Kanun’un 155/2. maddesinde tanımlanan güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucu verilen hükme ilişkin temyiz inceleme görevi Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 20.05.2019 tarih ve 27740-5871 sayı ile;
“…Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21/01/2013 tarihli ve 2013/1 sayılı kararı ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosya içeriğine göre; hakkında beraat kararı verilen sanığın, nitelikli hırsızlık suçunu işlediği açıklanarak ve sev maddesi olarak da TCK’nın 142/1-b olduğu belirtilerek kamu davası açıldığı anlaşılmakla,
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (2.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 2 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddesinin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;

13.12.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede; “…Şüphelinin Silivri Ortaköyde faaliyet gösteren Şölen Çikolata fabrikasında muhasebe şefi olarak çalıştığı, şüphelinin muhasebe bölümünde bulunan çelik kasanın tek olan anahtarını üzerinde bulundurduğu, suç tarihinde kasadan 23,722 TL, 9831 Amerikan doları ve 41480 euro paranın hırsızlandığı, çelik kasa üzerinde yapılan incelemede muhasebe odasının kapısı ve çelik kasa üzerinde herhangi bir zorlama ve hasar izinin olmadığı, çelik kasanın anahtarı ile açıldığının, kasa üzerinde herhangi bir iz ve delil bulunmadığının tespit edildiği, şüphelinin alınan ifadesinde olayın olduğu gün iş yerinde olmadığını, atılı suçu işlemediğini, kasanın tek anahtarının bulunduğunu ve onun da kendisinde olduğunu, yedek anahtarının bulunmadığını belirttiği, şüphelinin beyanlarının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu, kasanın anahtarının tek olması bunun da şüphelide bulunması, kasada herhangi bir zorlama veya başkaca bir ize rastlanılmamış olmasının atılı suçu şüphelinin gerçekleştirdiğini gösterdiği…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Somut olayda tebliğname tarihinin 13.12.2013, temyiz incelemesine konu olan suçun ise hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma olması göz önüne alındığında, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 20.05.2019 tarihli ve 27740-5871 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.