Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2019/101 E. 2019/138 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2019/101
KARAR NO : 2019/138
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 387-185

Sanık … hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme, tehdit, hakaret, kasten yaralama ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesince 28.02.2013 tarih ve 387-185 sayı ile; sanığın konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan TCK’nın 116/1-4, 29, 62, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 3000 TL adli para cezası; tehdit suçundan TCK’nın 106/1-2. cümle, 29, 62 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca doğrudan verilen 240 TL adli para cezası; hakaret suçundan TCK’nın 125/1-4, 29, 62 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca doğrudan verilen 860 TL adli para cezası; kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 29, 62 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca doğrudan verilen 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan TCK’nın 170/1-c, 62, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, tüm suçlar yönünden aynı Kanun’un 52/4 ve 53. maddeleri uyarınca taksitlendirmeye ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
Hükümlerin Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 29.11.2018 tarih ve 33078-20716 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemler ve sevk maddeleri ile temyizin kapsamı ve Yargıtay Büyük Genel Kanununun Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne dair kararına göre, sanıklar hakkında TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesi kapsamındaki sair tehdit, 86/2. maddesindeki yaralama ve 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret, 116/1-4 konut dokunulmazlığını ihlal 170/1-c genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından hükümler kurulmuş bulunmakla, en ağır yaptırımı içeren konut dokunulmazlığını ihlal suçu olmakla, işin incelenmesinin Yüksek 18. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 13.03.2019 tarih ve 8289-4949 sayı ile;
“Tebliğname tarihine, temyizin kapsamına, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu’nun hazırlamış olduğu işbölümü kararına ve O Yer Cumhuriyet Savcısının UYAP sisteminde kayıtlı 14/03/2013 tarihli süresi içinde olduğu anlaşılan suçun vasfına yönelik temyiz dilekçesinin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 4. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Tebliğnamenin düzenlendiği 17.06.2014 tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…Şüphelinin daha önce aralarında resmi nikah olmaksızın bir müddet Kırkağaç ilçesinde birlikte yaşamalarını müteakip kendisini terkeden mağdur …’i almak için söz konusu ikametin önüne geldiği, kapı önünde şüpheliyi gören mağdurların kendisine gitmesini söyledikleri ve kapıyı açmadıkları, bunun üzerine şüphelinin kapıyı tekmelemeye başladığı, ardından mağdurların rızaları hilafına yan tarafta bulunan inşaata çıkıp oradan da ikametin müştemilatı niteliğinde olan avluya indiği, burada kendisinden gitmesini isteyen mağdur …’ı iteklediği, ‘senin bacını sinkaf edeceğim’ dediği ve bacağına tekme atarak alınan kati raporu uyarınca basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek ölçüde yaraladığı, ayrıca tüm mağdurlara hitaben ‘sizi dağa kaldıracağım’ demek suretiyle tehditte bulunduğu, bilahare beraberinde getirdiği araçla bir miktar uzaklaştıktan sonra olay mahalline geri dönerek mağdurların yanında adli emanetin 2009/456 sırasında kayıtlı av tüfeği ile havaya doğru 4-5 el ateş ettiği…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme, hakaret, kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Öte yandan, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektiren silahla tehdit suçunun yaptırımı daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir. İddianamede anlatılan eylemin gerçekte hangi suçu oluşturacağı ise temyiz incelemesi sonucu belirlenecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 29.11.2018 tarihli ve 33078-20716 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.