Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/58 E. 2018/120 K. 02.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/58
KARAR NO : 2018/120
KARAR TARİHİ : 02.05.2018

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 15. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 23.06.2011
Sayısı : 155-182

Görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesince 23.06.2011 gün ve 155-182 sayı ile; eylemin yalnızca görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın bu suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 09.02.2016 gün ve 16653-1321 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki 14. maddesinde, ‘Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Ayrıca ‘tavsif’in ve buna bağlı olarak görevli dairenin neye göre belirleneceğine ilişkin Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 15.07.2009 gün, 2009/7-7, 15.07.2009 gün 2009/8-8, 25.12.2009 gün ve 2009/13-13 sayılı ve benzeri kararlarında da belirtildiği üzere, iddianamedeki anlatım ile sevk maddeleri arasında uyumsuzluk bulunması ve sevk maddelerinin yanılgı sonucu belirlenmesi durumunda görevli Dairenin yanlış belirlenmiş sevk maddelerine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerekmektedir.
İddianame içeriğine göre özetle ‘İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın vekilliğini üstlendiği katılandan vekalet ücreti olarak anlaştıkları 2.000 Avroyu banka havalesi yoluyla peşin aldığı halde, borçlulardan haricen tahsil ettiğini söylediği 30.000 Avrodan sadece 3.000 Avro ile 8.000 Lirasını verip kalanını vermediği ve alacak tamamen tahsil edilmediği halde, müvekkilinin bilgi ve talimatı olmaksızın borçlulardan Kahraman Cüneyt Saraçoğlu adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtları üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılması için 08.02.2008 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ederek 11.02.2008 tarihinde vaki hacizleri kaldırdığı’ iddia edilmiş ve sevk maddesi olarak TCK’nun 257/1-2. maddesi gösterilmiş ise de; iddianame metninde anlatılan ve yargılamanın konusunu oluşturan suçların görevi kötüye kullanma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçları olduğu, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve yukarıda açıklanan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarında ortaya konan ilkeler doğrultusunda, tesis edilen hükmün incelemesini yapmakla görevli Dairenin belirlenmesinde tebliğname tarihi de gözetildiğinde, iddianame metninde anlatılan ve yargılamanın konusunu oluşturan en ağır suçun suç tarihi itibarıyla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma olduğu ve bu suçun dikkate alınması gerektiği, bu durumda temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”
Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 19.02.2018 gün ve 1207-1047 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II numaralı bölümün ortak hükümler başlığının 3. bendinde, ‘Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkûmiyet kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosya içeriğine göre; 02.12.2008 tarihli iddianameye göre sanık hakkında atılı eylemler tek suç olarak değerlendirilerek 5237 sayılı TCK’nun 257/1. maddesi gereğince görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açılması talep edildiği, yine Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/480 Esas – 2009/174 Karar sayısı ile TCK’nun 257/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması için son soruşturmanın açılmasına karar verildiği, yine mahkemece sanık hakkında açılan dava ve sevk maddesine göre yargılama yapılarak TCK’nun 257/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş olması, sanık hakkında yukarıda açıklandığı üzere TCK’nun 155/2. maddesi gereğince hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan son soruşturma açılmadığı ve hüküm de verilmediği anlaşılmakla;
Son soruşturma kararı ve mahkeme hükmündeki nitelendirmeye, temyizin kapsamına göre, Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 5. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen, tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” hükmüne yer verilmiştir.
31.10.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede ve iddianame yerine geçen son soruşturmanın açılması kararında sanık hakkında sevk maddeleri olarak 5237 sayılı TCK’nun 257. maddenin birinci ve ikinci fıkraları gösterilmiş ise de eylem; “…Avukat …’in, alacaklı müşteki vekili sıfatıyla takip ettiği Kadıköy 6. İcra Müdürlüğünün 2006/12237 sayılı dosyasıyla ilgili olarak bir takım usulsüz işlemler yaptığı gerekçesi ile;
– Vekalet ücreti olarak anlaştıkları 2.000 Avroyu banka havalesi yoluyla peşin aldığı halde, borçlulardan haricen tahsil ettiğini söylediği ve bunu müştekiye verdiği 30.01.2008 tarihli belgeyle de teyit ettiği, 30.000 Avrodan sadece 3.000 Avro ile 8.000 Lirasını verip kalanını vermediği,
– Alacak tamamen tahsil edilmediği halde, müvekkilinin bilgi ve talimatı olmaksızın borçulardan Kahraman Cüneyt Saraçoğlu adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtları üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılması için 08.02.2008 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ederek 11.02.2008 tarihinde vaki hacizlerin kaldırılmasına neden olduğu…” şeklinde anlatılması karşısında sanık hakkında TCK’nun 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. İddianamede anlatılan eylemin gerçekte hangi suç veya suçları oluşturacağı ise temyiz incelemesi sonucu belirlenecektir.
Temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 19.02.2018 gün ve 1207-1047 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.