Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/4 E. 2018/66 K. 02.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/4
KARAR NO : 2018/66
KARAR TARİHİ : 02.05.2018

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 8 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 20.02.2012
Sayısı : 357-103

Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda aynı suçtan iki kez mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi uyarınca hazırlanan ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 22.01.2015 gün ve 8 sayılı kararıyla kabul edilerek 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni iş bölümü nedeniyle, Daire Başkanı tarafından imzalanan 06.02.2015 gün ve 28162-7740 sayılı gönderme kararıyla dosyanın devredildiği Yargıtay 23. Ceza Dairesince 21.01.2016 gün ve 5652-486 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanunun, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 14. maddesi hükmü ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca; ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise, iddianame ve iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının ‘Ortak hükümler’ başlıklı bölümünde ise; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır’ hükümleri bulunmaktadır.
Tebliğname tarihine, iddianamedeki anlatıma ve nitelendirmeye göre, sanığa atfedilen katılan …’ya yönelik eylemin 5237 sayılı TCK’nın 245/1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna temas ettiği, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince bu suça ilişkin temyiz incelemesinin 8. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince 25.05.2017 gün ve 1902-6020 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. ve eklenen geçici 13. maddeleri uyarınca; mahkumiyet kararındaki nitelendirmeye ve temyizin kapsamına göre ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 27.01.2017 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 20.01.2017 gün ve 2017/1 sayılı kararının Ceza Daireleri İşbölümüne ilişkin ortak hükümlerin 5. fıkrası uyarınca, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 26.12.2017 gün ve 28925-29225 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 19/01/2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II numaralı bölümün ortak hükümler başlığının 3. bendinde, ‘daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, 28/06/2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkumiyet kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosya içeriğine göre; ve Torbalı Kaymakamlığında sözleşmeli personel statüsünde sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan sanık hakkında, mağdurlardan Yıldıray’a ait banka kartı bilgileri ve şifresini alıp kullanılarak para çekme eylemi; diğer mağdur …’den ise oğlunun maaşının kesilmemesi için bir miktar para alması eylemi nedeni ile, ayrı ayrı TCK’nın 157/1. maddesi gereği ‘dolandırıcılık’ suçundan cezalandırılması kararı verildiği anlaşılmış ise de; tebliğname tarihinin 14.10.2013 olduğu nazara alındığında; mağdur …’a yönelik eylem bakımından iddianamedeki ve mahkeme kabulündeki anlatım ile sevk ve kabul maddelerinin uyumsuz olması durumunda anlatıma itibar edilmesi gerektiği, iddanamedeki ve mahkeme kabulündeki anlatımın TCK 245/1. maddesinde düzenlenen, ceza alt ve üst sınırı 3 yıldan 6 yıla kadar olan ‘banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması’ suçunun unsurlarını oluşturduğu ve diğer mağdura yönelik dolandırıcılık eyleminin TCK’nın 157. maddesi gereği ceza alt ve üst sınırının 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını içerdiği anlaşıldığından,
Mahkeme kararındaki ve iddianamedeki nitelendirme, temyiz kapması ve Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 8. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 8 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
14.10.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…Şüphelinin görevi gereği özürlü maaşı olan müştekiler hakkında bilgi sahibi olduğu, yakın akrabalarının özürleri nedeni ile maaş olmakta olan müştekilerin aldığı maaşların takibi ve kesilmesi konusunda şüphelinin hiç bir yetkisi bulunmadığı halde, Ağustos 2010 tarihinde eşinin rahatsızlığı nedeni ile maaş alan müşteki Yıldıray’ın yanına giderek bakım maaşının kesilmemiş bulunmasına rağmen kesildiğini söyleyerek maaş kartı ve şifresini istediği, müştekinin maaş kartını ve şifresini şüpheliye verdiği, şüphelinin bu kart ile atm cihazından müştekinin Ağustos 2010 maaşını 540 Lira olarak çektiği, 15-20 gün sonra yeniden müştekiye giderek maaşın kesilmesi hususunda konuşmak üzere Hükümet Konağına çağırdığı, şüphelinin burada …’nun da tanık olduğu şekilde, maaşının kesilmemesi için müştekiden 500 Lira istediği, müştekinin param yok demesi üzerine 250 Liraya kadar indiği ancak müştekinin parayı vermeyi kabul etmemesi üzerine şüphelinin son eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, şüphelinin sonradan maaşın yatmaya devam edeceğini söyleyerek maaş kartını müştekiye iade ettiği, şüphelinin 11.02.2011 tarihinde bu kez özürlü gelini nedeni ile maaş alan müşteki Gülser’e giderek oğlunuz çalışıyor, üzerine motor var maaşınız kesilecek diyerek müştekiyi hükümet konağına çağırdığı, burada müştekiden maaşın kesilmemesi hususunda girişimde bulunacağını söyleyerek 500 Lirayı 14.02.2011 tarihinde müştekiden aldığı…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında dolandırıcılık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Tebliğname tarihi göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 157/1. maddesinde bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası; banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun yaptırımı aynı Kanunun 245/1. maddesinde üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası olup, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun yaptırımı daha fazla olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarına bakmakla yetkili ve görevli Yargıtay 8. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 25.05.2017 gün ve 1902-6020 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.