Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/298 E. 2019/12 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/298
KARAR NO : 2019/12
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 305-555

Sanıklar … ve … hakkında tefecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçları, sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu, sanık … hakkında tefecilik suçuna yardım etmeden açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesince 03.08.2010 tarih ve 148-112 sayı ile sanıkların eylemlerinin tefecilik suçunun yanında TCK’nın 157/1. maddesi kapsamında kalan dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosyanın gönderildiği Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesince 08.12.2011 tarih ve 305-555 sayı ile; sanıklar …, …, … ve …’in dolandırıcılık suçundan beraatlerine, sanıklar … ve …’in tefecilik suçundan, sanık …’nin ise tefecilik suçuna yardım etmeden mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanıklar … ve … müdafileri, sanık … ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 30.04.2013 tarih ve 13682-4074 sayı ile;
“İddianame içeriğine, sevke, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz incelemesi yapma görevi Yüksek 15. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 13.01.2015 tarih ve 14890-254 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 29.12.2011 tarihli ve 2011/Bşk-42-42 Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükümlerine yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2010 tarihli görevsizlik kararında anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen tefecilik suçunun cezası TCK’nın 241/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanun’un 157. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Görevsizlik kararındaki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (5.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 5. Ceza Dairesince 21.11.2018 tarih ve 1721-9247 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddesinin 5. fıkrasında “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
30.10.2012 olan tebliğname tarihi itibarıyla Ceza Dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemlerin; “Müşteki Adile (Tokman) Aytekin’in babasının 1960’lı yıllardan bu yana hac organizasyonu yaptığı ve A grubu seyahat acentası sahibi olduğu, vefatından sonra kızı müşteki Adile’nin söz konusu şirketi yeniden faaliyete geçirmeye çalıştığı, bu amaçla piyasaya borçlandığı, bankalarda kredisi kalmadığı ve mali darboğazı aşmak için piyasada tefecilik yaptığını bildiği ve Balıkesir’de tefecilikle tanınan …’ın elemanı … ile görüştüğü, …’den aldığı 90.000 TL para karşılığında aylık %20 faizle borç para alıp, yerine her biri 16.000 TL bedelli 10 adet çek verdiği, ilerleyen günlerde müşteki Adile’nin, Murat’a ödemeler yaptığı, ancak mali durumunun iyi olmaması nedeniyle ödemelerde aksamalar olduğu, müşteki Adile’nin Umre’de olduğu bir zamanda …’in tahsilat için dükkânlarına gitmesi nedeniyle, diğer müşteki eşinin de olaydan haberdar olduğu, müştekilerin borçlarını kapatmak için Balıkesir Merkez İş Bankası karşısındaki dükkânlarının mülkiyetini satışa çıkardıkları, ancak şüphelilerin alıcıları vazgeçirdiği, müştekiler ile şüpheli Murat’ın alacağı konusunda birkaç kez görüştükleri, bu görüşmelerinde müştekilerin uzaktan akrabaları olan … ve …’nu da devreye soktukları, müştekinin borçları nedeniyle şüpheli Murat’ın icra ve karşılıksız çek suçundan dolayı yasal takip baskısı altında müştekilerin şüpheli Murat ile anlaşmak zorunda kaldıkları, müştekiler ile şüpheli Murat, Özcan ve Uğur’un görüşmelerinde müştekilere ait olan ancak tapu kaydı müşteki Abdullah’ın kardeşi Gökhan’ın üzerine olan yukarıda bahsedilen İş Bankasının karşısındaki dükkânı şüpheli Murat’a vermeyi (icra takibi baskısı ve karşılıksız çek suçundan ceza baskısı altında) karşılığında şüpheli Murat’ta bulunan Adile’nin verdiği çeklerin tamamını iade edip 200.000 TL de para üzerine verme konusunda anlaştıkları, şüpheli Murat’ın, Özcan ile birlikte Tapu Dairesine gittiği, müşteki Abdullah’ın kardeşi Gökhan’ı birlikte Tapu Dairesinde karşıladıkları, Gökhan’ın tapunun devrini verirken Adile’yi arayarak şüpheli Murat’ın tapu devri sırasında para getirmediğini, parayı devirden sonra bankadan vereceğini söylediğini bildirdiği, Adile’nin de Uğur ve Özcan ile telefonla görüşüp onların akrabaları olması ve sözlü teminatlarına inanarak Gökhan’a tapu tescil işlemini yapması talimatını verdiği, şüpheli Murat’ın tapudan devir aldıktan sonra müştekilere çeklerini ve 200.000 TL parayı vermediği, müşteki Adile’nin Murat’ı arayarak sözlerini tutmadığını, arada Uğur ve Özcan’ın olduğunu söylediğinde, Murat’ın şu anda Uğur ile körfezde balık yediğini söylediğinde, şüpheli Uğur ve Özcan’ın kendilerini aldattığını anladığı, şüpheli …’in kısa sürede Sefa Çağan isimli şahsa söz konusu dükkânı piyasa değeri 400.000-450.000 TL iken 275.000 TL’ye sattığı,” biçiminde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında tefecilik suçunun yanında TCK’nın 157/1. maddesi kapsamında kalan dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 09.02.2012 tarihli ve 1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca, temyiz inceleme görevi anılan suçlar arasında en ağır yaptırımı içeren tefecilik suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 5. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 30.04.2013 tarihli ve 13682-4074 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 5. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.