Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/292 E. 2019/6 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/292
KARAR NO : 2019/6
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 13.02.2012
Sayısı : 547-64

Hakaret ve tehdit suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Ereğli (Karadeniz) 1. Asliye Ceza Mahkemesince 13.02.2012 tarih ve 547-64 sayı ile sanığın anılan suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince 12.04.2016 tarih ve 622-6950 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 18. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 15.10.2018 tarih ve 12237-12940 sayı ile;
“Tebliğname tarihine, temyizin kapsamına, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu’nun hazırlamış olduğu işbölümü kararına göre işin incelenmesi Yüksek 4. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 15.11.2018 tarih ve 7491-19747 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddesinin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
18.12.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…Aynı yerde bulunan Ereğli ilçesinde askerlik görevi yapan ve çarşı iznine çıkan …’ın her iki polis memuruna hitaben ‘saat kaç lan’ diyerek saat sorduğu, polis memurlarını bu durumdan rahatsız olmaları üzerine bu kez telefonunu kulağına alarak ‘komutanım iki tane çakal var, gereğini sen mi yaparsın, yoksa ben mi bunları denize dökeyim’ dediği, tartışmanın devamında ise ‘ulan ben içeride altı sene yattım, sizi de doğrar yatarım’ dediği…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
Tebliğname tarihi göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan hakaret suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesinde üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası; tehdit suçunun yaptırımı ise aynı Kanun’un 106//1-1 maddesinde altı aydan iki yıla kadar hapis cezası olup tehdit suçunun yaptırımı daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 622-6950 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.