Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/237 E. 2018/299 K. 28.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/237
KARAR NO : 2018/299
KARAR TARİHİ : 28.12.2018

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 319-314

Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanıklar … ve …’nın ihaleye fesat karıştırma ve resmî belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatlerine, …’nın ise ihaleye fesat karıştırma suçundan mahkûmiyetine, resmî belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Sanık … müdafisinin resmî belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yaptığı itiraz, merciince reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.
Sanık … müdafisi tarafından sanık … hakkındaki ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün, katılan vekili tarafından ise sanıklar … ve … hakkında verilen beraat hükümlerinin temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 28.10.2015 tarih ve 11181-15639 sayı ile;
“İddianame içeriğine, sevke, temyizin kapsamına ve tebliğname tarihindeki Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre, temyiz incelemesi yapma görevinin Yüksek Yargıtay 15. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 22.10.2018 tarih ve 14652-6973 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 29/05/2012 gün ve 2012/Bşk-28 Esas ve 2012/28 Karar sayılı kararında da belirlendiği gibi 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ hükmüne yer verilmiştir.
Sanıkların Denizli İlinde faaliyet gösteren Ayrancı Petrol Taşımacılık isimli şirketin ortakları oldukları, Denizli 1. Noterliği tarafından düzenlenen 29.6.2006 tarihli vekaletname ile şirket işlemlerini gayri menkul alım satım ve kredi işlemlerini ve şirketin ihale ile ilgili tüm işlemlerini takip etmek üzere sanıklardan …’yı yetkili kıldıkları, katılan EPDK tarafından petrol piyasası denetim hizmetlerinde kullanılmak üzere 232 adet araç kiralama işi için 7.6.2006 tarih ve204 sayılı ihale onay belgesi ile ihaleye çıkarıldığı, bu ihaleye 5 firma ile birlikte Ayrancı Petrol Taşımacılık isimli şirketinde teklif verdiği, sanıkların Denizli Belediyesi tarafından düzenlenen 27.6.2006 tarih ve 770 sayılı iş deneğim belgesini 13.9.2006 tarih ve 39214 yevmiye numarası ile onaylanmış noterden onaylı suretini ihale dosyasına sundukları, tüm bu işlemler sonucunda 21.9.2006 tarihinde onaylanan ihale komisyonu kararı ile hizmet alım ihalesini en ekonomik ve avantajlı teklifi veren Ayrancı Petrol Taşımacılık isimli şirketin kazandığı ve 15.11.2006 tarihinde katılan kurum ile bu firma arasında 1 yıl süreli hizmet alım sözleşmesinin imzalanarak yürürlüğe girdiği, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunca yapılan değerlendirme ve inceleme sonucu 28.12.2009 tarih ve 720 sayılı yazı ile Denizle Belediyesince düzenlenen iş deneğim belgesi ile Ayrancı Petrol Taşımacılık Kerestecilik Tekstil Tic. Ltd Şirketi tarafından katılan kuruma verilen ve sonradan noter tarafından tasdik edilen iş deneğim belgesi arasında farklılıklar bulunduğu, bu bağlamda Denizli Belediyesinden düzenlenen iş deneğim belgesinin 12. maddesinde belge tutarının 752.250.89 YTL olmasına rağmen teklif mektubu ekinde ve noter tarafından onaylanan iş deneğim belgesinin 12. maddesinin hiç yer almadığı, ayrıca belge üzerinde belgeyi düzenleyenlerin paraflarının da bulunmadığı hususlarının belirlendiği ve durumun katılan kuruma bildirilmesi üzerine, katılan kurumca sanıklar hakkında şikayette bulunulduğu, yapılan değerlendirmeye göre iş deneğimi bulunma şartını Ayrancı Petrol Taşımacılık Kerestecilik Tekstil Tic. Ltd Şirketinin taşımadığı, bu şekilde sanıkların ihaleye fesat karıştırma suçu ile sanıklar Ali ve Nedim’in ayrıca resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan olayda sanıklara atılı eylemin 5237 sayılı TCK’nın 235/1. maddesine göre ihaleye fesat karıştırma suçunu ve resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu anlaşılmakla,
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Sanıklar hakkında atılı ihaleye fesat karıştırma suçunun cezası TCK’nın 235/1. maddesi gereğince 3 yıldan 7 yıla kadar olup, resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının TCK’nın 204/1. maddesi gereğince 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olduğu anlaşılmakla;
İddianamedeki anlatım ve hükümlerindeki nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (5.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddesinin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
09.07.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…Şüphelilerin, Acıpayam Asfaltı üzeri Zeytinköy mevkii Merkez Denizli adresinde faaliyet gösteren Ayrancı Petrol Taşımacılık Kerestecilik ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ nin ortakları oldukları, …’ nun petrol piyasası denetim hizmetlerinde kullanılmak üzere 232 edat araç kiralama hizmet alımı ihale yapılması için 07.06.2006 tarih ve 204 sayılı ihale onay belgesinin onaylandığı, ihaleye şüphelilere ait olan Ayrancı Petrol Taşımacılık Kerestecilik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile birlikte beş firmanın teklif verdiği, 01.09.2006 tarihli ihale komisyonu kararı ile Ekim Tic San Ltd Şti’nin belgelerde eksikli olduğu gerekçesi ile değerlendirme dışı bırakıldığı, şüphelilere ait firma ile diğer üç firmanın bir kısım bilgi ve belgeleri tamamlanmalarına karar verildiği, şüphelilerin Denizli Belediyesi tarafından düzenlenmiş 27.06.2006 tarih ve 770 sayılı iş deneyim belgesinin 13.09.2006 tarih ve 39214 yevmiye numarası ile onaylanmış noter onaylı suretini ihale dosyasına sunduğu, müşteki kurum başkanlığınca 21.09.2006 tarihinde onaylanan 18.09.2006 tarihli ihale komisyonu karar ıile ihalenin ekonomik açıdan en avantajlı teklifi veren Ayrancı Petrol Taşımacılık Kerestecilik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi üzerinde bırakılmasına karar verildiği, 15.11.2006 tarihinde şirket ile 1 (bir) yıllık sözleşme imzalandığı,
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun 28.12.2009 tarih ve 720 sayılı yazısı ile Denizli Belediyesi’nden gönderilen iş deneyim belgesi ile Ayrancı Şirketi’nin müşteki kuruma verdiği ve sonradan noter tarafından onaylanmış belgeler arasında farklılıklar olduğu, Denizli Belediyesi’nden gelen iş deneyim belgesinin 12. Maddesinde belge tutarının 752.250,89-YTL olmasına rağmen teklif mektubu eki ile noter onaylı iş deneyim belgelerinde 12. Maddenin hiç yer almadığı ve belgeyi düzenleyenlerin paraflarının bulunmadığını tesbit edildiği, soruşturma sırasında her iki belgenin aslının alınarak Ankara Adli Emaneti’nin 2010/6004 sırasına kaydedildiği,
Ayrancı Petrol Taşımacılık Kerestecilik ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi belgeyi orijinal olarak sunmuş olması halinde iş deneyimine ilişkin belge ihale tutarının %39,5 na tekabül edeceği, dolayısıyla işin %70 i tamamlanmayan iş için iş deneyim belgesinin düzenlendiğinin anlaşılacağı firmanın teklifi 3.480,000 YTL bunun %35 i 1.218,000 YTL ‘ dir. İş deneyim belgesinin 12. Maddesinde belge tutarı olarak 752.250,89 YTL yazılı olduğu bu rakamın şartnameye göre gerekli olan %35 oranında iş deneyim şartını sağlayamadığı, üzerinde sahtecilik yapılmayan Denizli Belediye Başkanlığı’ ndan alınan iş deneyim belgesine göre Ayrancı firmasının idari şartname ve ihale ilanındaki yeterliliği taşımadığı, şüpheliler sahte iş deneyim belgesi düzenleyerek ve kullanarak ihalenin üzerlerinde kalmasını sağladıkları…” şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır.
Tebliğname tarihi göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası; resmî belgede sahtecilik suçunun yaptırımı aynı Kanun’un 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 22.10.2018 tarihli ve 14652-6973 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.