Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/236 E. 2018/298 K. 28.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/236
KARAR NO : 2018/298
KARAR TARİHİ : 28.12.2018

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 22 (13) ve 15. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 332-246

Sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesince 05.11.2009 tarih ve 332-246 sayı ile sanıkların eylemlerinin sistemi engelleme, bozma verileri yok etme veya değiştirme suçunu oluşturduğu kabul edilerek, sanık …’ın mahkûmiyetine, sanık … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükümlerin Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince 16.09.2013 tarih ve 31091-22483 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairesinde, Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2008 tarihli iddianamesiyle, sanıkların internet aracılığıyla müştekinin banka hesabındaki parayı sanık …’ın hesabına aktarıp sanık … tarafından çekilmek istendiğinin iddia olunması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.11.2009 tarih ve 193/268 sayılı kararında açıklandığı üzere 5237 sayılı TCK’nın 142/2-e maddesinde öngörülen ‘bilişim suretiyle hırsızlık’ suçu tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla, iddianamedeki anlatıma, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek (6.) Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince; 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na eklenen geçici 14. madde uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli ve 8 sayılı işbölümü kararı nedeniyle, Daire Başkanı tarafından imzalanan 18.02.2015 tarihli ve 30892-31484 sayılı devir kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 22. Ceza Dairesince 16.10.2015 tarih ve 12930-5555 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eyleme, hükmün konusuna, temyizin kapsamına ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun yapılan ve 22.01.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarih, 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış olup, tebliğname tarihinin 05/10/2012 olmasına göre, temyize konu, TCK’nın 244/4. maddesine göre bilişim sistemine hukuka aykırı girilmek suretiyle menfaat sağlanması suçundan kurulan hükme yönelik temyizi inceleme görevi Yargıtay 15. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Yargıtay 15. Ceza Dairesince 01.11.2018 tarih ve 14477-7533 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairesinde, Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine göre değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2008 tarihli iddianamesiyle, sanıkların internet aracılığıyla müştekinin banka hesabındaki parayı sanık …’ın hesabına aktarıp sanık … tarafından çekilmek istendiğinin iddia olunması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.11.2009 gün ve 193/268 sayılı kararında açıklandığı üzere 5237 sayılı TCK’nun 142/2-e maddesinde öngörülen ‘bilişim suretiyle hırsızlık’ suçu tavsif edilerek dava açılmıştır.
02.06.2008 tarihinde düzenlenen tebliğnameye, hükmün konusuna ve Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesine göre temyiz incelemesinin görevsizlik kararı veren hırsızlık suçlarına bakmakla görevli olan 22. Ceza Dairesinin görevinde olduğu ancak dairenin kapanması nedeniyle aynı suçlara bakmakla görevli olan Yüksek (13.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”
Kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 22 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur”. düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
05.10.2012 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianame ve görevsizlik kararında eylemin; “Şikayetçi Paksoylar İnşaat Mak. Elekt. Ltd. Şti.’ye ait, Yapı Kredi Bankası Antalya Meydan Şubesinde bulunan 67874076 nolu hesaplarından, şüpheli …’a ait Yapı Kredi Bankası Sarıyer Şubesindeki 64454831 Nolu hesabına, 07.05.2008 tarihinde şikayetçinin bilgisi dışında, bilişim sistemleri kullanılmak sureti ile havale işlemi yapıldığı, sanık … ile birlikte diğer sanıklar … ve Alaattin Eren’in de bu suçu işlemek amacı ile, kendilerince Şahin isimli şahıs tarafından kendileri ile konuşulduğunu, açılan hesaba karşılık verilecek banka kartı karşılığı kendilerine para verileceği iddia edildiği, bu amaç çerçevesinde her 3 sanığın değişik bankalarda hesaplar açmaya çalıştığı, buradan banka kartı alarak açık kimliği tespit edilemeyen Şahin isimli şahsa kartların verildiği, bu yapılan işlemler çerçevesinde şikayetçinin hesabından bilgisi dışında para havalesi yapılarak şüpheli …’ın Sarıyer’deki hesabına gönderildiği, …’ın Sarıyer’de Yapı Kredi bankasından parayı çekmeye çalışırken yakalandığı, bilahare yer göstermesi sonucu diğer sanıkların da ele geçirildiği…” şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. Buna göre hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 22. Ceza Dairesine ait ise de;
23.07.2016 tarihli ve 29779-2 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun’la 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na eklenen geçici 15. maddenin 12. fıkrasına dayanılarak, 05.08.2016 tarihli ve 29792 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.07.2016 tarihli ve 263 sayılı Kararı ile Yargıtay 22. Ceza Dairesinin kapatılmasına ve tüm işlerin hırsızlık suçlarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2, 13 ve 17. Ceza Dairelerine üçte bir oranında devrine karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca 23.11.2006 tarihli ve 6-6 ile 03.03.2005 tarihli ve 1-1 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere dosyanın görevsizlik kararlarını veren Ceza Dairelerinden başka bir Ceza Dairesine gönderilmesi de mümkündür.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 22. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesinin yapılması için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 16.10.2015 tarihli ve12930-5555 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 13. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.