Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/157 E. 2018/219 K. 13.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/157
KARAR NO : 2018/219
KARAR TARİHİ : 13.09.2018

2018/Bşk-157 2018/219 2011/56426
Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 21 ve 5. Ceza

Sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda aynı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili ile sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi uyarınca hazırlanan ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 22.01.2015 tarihli ve 8 sayılı kararıyla kabul edilerek 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni iş bölümü nedeniyle, Daire Başkanı tarafından imzalanan13.02.2015 tarihli ve 3732-12410 sayılı gönderme kararıyla dosyanın devredildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince 05.05.2015 tarih ve 284-721 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
03.06.2009 tarihli iddianamede, ‘Yalvaç Halk Eğitim Merkezi Müdür vekili olarak görev yapan şüphelinin 06.08.2007-24.02.2009 tarihleri arasında müştekileri usta öğretici göstererek kurs açtığı ya da açılmış olup, devam etmeyen kursları devam ediyor gösterip, ek ders ücret çizelgeleri düzenlediği, bu çizelgelere kurum müdürü olarak imza atmış olup, çizelgeleri düzenleyen hanesindeki memur imzalarını zaman zaman taklit ederek imzaladığı ve bu çizelgelere istinaden Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenecek ödeme emri belgelerinde banka hesap numarası olarak kendisine, kuruma ve eşine ait hesap numaralarını vererek ek ders ücretlerinin kendi hesabına yatırılmasını sağladığını ve bu şekilde toplamda 29.449,29 TL kamu zararına sebebiyet verdiğinden’ demek suretiyle ‘zimmet ve sahtecilik’ suçları tavsif edilmiştir.
Bu itibarla, iddianamedeki anlatıma, tavsifin ağırlığına, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 5. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince de 17.05.2018 tarih ve 7008-3708 sayı ile;
“İddianame içeriğine, sevke, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. madde uyarınca oluşturulan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından hazırlanan ve 09/02/2012 gün ve 2012/1 sayılı kararına ve tebliğnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre, temyiz incelemesi yapma görevi Yüksek 11. Ceza Dairesine ait bulunduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 21 ve 5. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
13.01.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin “…Şüphelinin 06/08/2007 tarihinden 24/02/2009 tarihine kadar yukarıda adları yazılı şikâyetçi ve mağdurların adına, kendilerini usta öğretici göstererek kurs açtığı ya da açılmış olup, devam etmeyen kursları devam ediyor gösterip, ek ders ücret çizelgeleri düzenlediği, bu çizelgelerde kurum müdürü olarak imza atmış olup, çizelgeleri düzenleyen hanesindeki memur imzalarını zaman zaman taklit ederek imzaladığı (29/08/2008, 29/09/2008, 30/01/2009, 27/02/2009 tarihli çizelgeler), diğer ek ders ücret çizelgelerindeki düzenleyen hanesinde adları yazılı Yalvaç Halk Eğitim Müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yapan Hüseyin Tolga Aşçı’ya ve …’e iş yoğunluğu sırasında kontrol ettirmeksizin imzalattığı, bu çizelgelere istinaden Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenecek ödeme emri belgelerinde banka hesap numarası olarak kendisine, kuruma ve eşine ait hesap numaralarını vererek ek ders ücretlerinin kendi hesabına yatırılmasını sağladığını ve bu şekilde toplamda 29.449,29 TL kamu zararına hile ve desise kullanarak dolandırıcılık suçunu işlediği, şüphelinin gerek dolandırıcılık gerekse evrakta sahtecilik suçları açısından, eylemlerini yukarıda yazılı suç tarihleri arasında 48 kez gerçekleştirdiği…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasını gerektiren kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun yaptırımı daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 21. Ceza Dairesince yapılması gerekmekte gerekmekte ise de; 23.07.2016 tarih ve 29779-2 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun’la 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na eklenen geçici 15. maddenin 12. fıkrasına dayanılarak, 30.12.2016 tarihli ve 29934 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 tarihli ve 398 sayılı Kararı ile Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 13.04.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasına ve anılan kararın 4. maddesi gereğince kapatılan Yargıtay 21. Ceza Dairesine ait tüm işlerin anılan tarih itibarıyla Yargıtay 11. Ceza Dairesine devrine karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 23.11.2006 tarih ve 6-6 ile 03.03.2005 tarihli ve 1-1 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere dosyanın görevsizlik kararlarını veren Ceza Dairelerinden başka bir Ceza Dairesine gönderilmesi de mümkündür.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle
1- Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 05.05.2015 tarihli ve 284-721 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.