Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/146 E. 2018/208 K. 13.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/146
KARAR NO : 2018/208
KARAR TARİHİ : 13.09.2018

2018/Bşk-146 2018/208 2012/36013
Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 11 ve 7. Ceza

Sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 09.11.2015 tarih ve 13047-30717 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
21.01.2011 tarihli iddianame ile; Citibank A.Ş.’nin Göztepe şubesi müdürü … ve müdür yardımcısı …’ın sahte olarak düzenledikleri opsiyon işlem talimat formu ve virman talimat formunu kullanarak mağdurun vadeli hesabında bulunan Türk Lirası ile döviz alım – satımı yaptıkları ve yapılan işlemler sonucunda 1.498,97 TL zarara sebebiyet verdikleri iddiasıyla kamu davası açılması karşısında, iddianamedeki anlatıma, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre ‘banka zimmetinden’ açılan davaya bakma ve temyiz inceleme görevinin Yüksek 7. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince de 16.05.2018 tarih ve 27538-5414 sayı ile;
“5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesindeki düzenlemeye göre, bu Kanun’da belirtilen suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması, kurum veya fon tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlı olup, bu başvuru muhakeme şartı niteliğindedir. Dosya kapsamıyla bu suç ile ilgili bir şikâyet ve başvuru bulunmaması sebebiyle zimmet suçundan açılmış bir davadan bahsedilemeyeceği açıktır.
Sanıklar hakkında müşteki banka vekili tarafından özel belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulması neticesinde, özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılarak sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, iddianamedeki sevk ve nitelendirmeye, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi uyarınca mahkeme kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümüne ilişkin 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararlarına göre, inceleme görevinin Yargıtay Yüksek 11. Ceza Dairesine ait bulunduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 11. Ceza Dairesince 04.06.2018 tarih ve 3847-5260 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 7. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen, tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…müşteki …’ın suç tarihinde şüphelilerden …’in şube müdürü, …’ın müdür yardımcısı olarak çalıştıkları Citibank A. Ş. Göztepe şubesinde 18.05.2006 tarihinde hesap açtırdığı, bir gazetede yazılan haber ve müştekinin hesaplarında gerçekleştirilen işlemlere dair itirazlarını içeren dilekçeler ile Citibank A. Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan inceleme sonucu 03.11.2009 tarih ve 2009-022 sayılı soruşturma raporu düzenlendiği, soruşturma raporunda ve eklerinde yapılan incelemede anapara tutarı 120.000 TL olan vadeli mevduat hesabında 18.05.2006 ile 27.11.2008 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş vadeli TL mevduat, hazine bonosu, yatırım fonu, vadeli Euro mevduat ve gecelik vadeli TL mevduat işlemlerinden toplam 25.557,50 TL tutarında kâr elde ettiği, 9 adet opsiyon tercihli mevduat (DCA) ve 14 adet döviz alım-satım/arbitraj işlemlerinden ise toplam 10.022,33 TL tutarında zararın olduğu, böylece toplam elde ettiği getirinin 15.555,17 TL olduğu tespit edilmiştir.
Müfettiş incelemesi sırasında …’a ait hesaplardaki 07.12.2007 tarihi ile 17.10.2008 tarihleri arasındaki 22 adet opsiyon işlem talimat ve dekontu ve Citibank virman talimat formu ile 25.03.2008 tarih, 72.08 USD tutarlı Citibank virman talimat formu ekran görüntüsü çıktısı üzerinde bilirkişi inceleme yaptırıldığı, belge inceleme (Grafoloji ve sahtecilik) uzmanı Mehmet Mete tarafından düzenlenen 26.10.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre; incelenen belgelerden 31.01.2008, 04.03.2008, 16.05.2008 ve 29.05.2008 tarihli opsiyon işlem talimat ve dekontları ile 25.03.2008 tarihli virman talimat formu ekran görüntüsü çıktısındaki …’a ait imzaların kendi eli mahsulü olmayıp, şahsın gerçek imzaları patron alınarak oluşturulan sahte imzalar oldukları belirlenmiştir.
Bahse konu 4 adet opsiyon tercihli mevduat işlem talimatı üzerindeki imza doğrulamalarının … tarafından yapıldığı, 31.01.2008 ve 04.03.2008 tarihli 2 adet evrak üzerinde ayrıca …’in de kontrol eden sıfatıyla imzasının bulunduğu, 1 adet döviz alım talimatı üzerindeki imza doğrulamalarının da yine … tarafından yapıldığı görülmüştür. Bu işlemler neticesi bankadaki mevcut varlıklarının işlemlerinin gerçekleştiği tarihte vadeli mevduat TL’de değerlendirildiği varsayılarak müşteki …’ın 1.498,97 TL tutarında zararının gerçekleştiği hesaplanarak şüphelilerden alınarak müştekiye ödenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Müşteki … Cumhuriyet Başsavcılığımızdaki imza incelemesi yapılan 5 adet belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını, değişik tarihlerde yaptığı işlemler neticesi hesabında ne kadar para olduğunu bilmediğini, değişik tarihlerde hesabından para çektiğini ancak miktarını hatırlamadığını, banka tarafından kendisine 1.500 TL civarında ödeme yapıldığını, şüphelilerin bu işlemlerde herhangi bir menfaatinin olmadığını ve kimseden şikâyetçi olmadığını beyan etmiştir.
Yukarıda yazılı deliller ile şüpheliler … ve …’ın özel belgede sahtecilik suçunu işledikleri…” şeklinde anlatılması karşısında sanıklar hakkında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesinde düzenlenen zimmet suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. Bu suça ilişkin temyiz incelemesini yapma görevi de Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay 7. Ceza Dairesine ait bulunmaktadır. Eylemin gerçekte hangi suçu oluşturduğu ise görevli Özel Dairece yapılacak temyiz incelemesi sonucunda belirlenebilecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 16.05.2018 tarih ve 27538-5414 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 7. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.