Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/128 E. 2018/190 K. 13.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2018/128
KARAR NO : 2018/190
KARAR TARİHİ : 13.09.2018

2018/Bşk-128 2018/190 2012/94640
Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 18. Ceza

Sanıklar … ve … hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli ve tehdit suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesince 01.11.2011 tarih ve 270-1105 sayı ile atılı suçlardan beraatlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin şikâyetçi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 08.03.2016 tarih ve 40611-4380 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 18. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 04.05.2018 tarih ve 8508-6776 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, 6572 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu’nun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulunun hazırlamış olduğu, 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı iş bölümü kararına, tebliğname tarihine ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 4. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
01.12.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemlerin; “Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı müşteki ile şüphelilerden Nurettin arasında alacak borç ilişkisinin olduğu, 31.03.2011 tarihinde şüpheli Nurettin’in yanında diğer şüpheli….’de olduğu hâlde müştekinin evine gittikleri, aralarında çıkan tartışmada şüpheli Nurettin’in müştekiye yönelik ‘seni burada boğarım, öldürürüm’ demek suretiyle tehdit ettiği, yine 01.04.2011 tarihinde ise her iki şüphelinin alacak meselesi nedeniyle müştekinin evine gündüzden sayılan saat 09:00 sıralarında geldikleri, müştekinin kapıyı açtığında şüphelilere içeriye girmemelerini söylemesine rağmen kapıyı iterek zorla müştekinin konutuna girdikleri” şeklinde anlatılması karşısında sanıklar hakkında cebir kullanılmak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlâli ve tehdit suçlarından dava açıldığı kabul edilmelidir.
Öte yandan, Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Tebliğname tarihinin 01.12.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan tehdit suçunun yaptırımı TCK’nın 106/1-1. maddesinde altı aydan iki yıla kadar hapis; cebir kullanılmak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun yaptırımı TCK’nın 116/4. maddesinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olup cebir kullanılmak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun cezası, tehdit suçunun cezasından fazla olduğundan, hükümleri temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca konut dokunulmazlığının ihlâli suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 18. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 04.05.2018 tarihli ve 8508-6776 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 18. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.