Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/94 E. 2017/114 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/94
KARAR NO : 2017/114
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 13. ve 8. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 02.03.2016
Sayısı : 259-52

Nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26.06.2013 gün ve 180-150 sayı ile; sanığın eyleminin banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 15.10.2015 gün ve 1052-22795 sayı ile;
“I- Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun oluşması için, başkasına ait bir banka veya kredi kartının veya kart bilgilerinin her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması ve sahibinin rızası olmaksızın kullanılarak çıkar sağlanması gerekmektedir.
Somut olayda; mağdur kendine ait kredi kartını ATM cihazına yerleştirmiş ve şifresini kendisi girmiş, para yatırma işlemi yapmak istediği sırada yardımcı olmak bahanesiyle yanına gelen sanık bir kısım tuşlara basarak mağdura farkettirmeden 2000 TL para çekme işlemini gerçekleştirmiş ancak para alınan bölüme eli ile bastırarak ATM’nin para vermesini geciktirmiştir. Sanık, mağdura yanlış tuşa bastığını söyleyerek yandaki ATM’ye yönlendirmiş, mağdur yandaki ATM’ye kartını tekrar takıp şifresini girererek sanığın yardımıyla 200 TL para yatırma işlemini yapmış ve olay yerinden ayrılmış, sanık ise tekrar ATM’ye gelerek para çekme hazne kapağını sökerek haznedeki 2000 TL parayı alarak olay yerinden uzaklaşmıştır.
Mağdura ait kredi kartını ele geçirmeyen ve elinde bulundurmayan sanığın eyleminde TCK.nun 245/1. maddesinde yazılı suçun yasal unsurları oluşmayıp mağdurun işlem yaptığı sırada mağdura farkettirmeden 2000 TL para çekme işlemini yapan ve daha sonra parayı alan sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
II- Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
2- Hükmolunan adli para cezası taksitlendirilirken aylık taksit miktarı belirlenmek suretiyle infaz yetkisinin sınırlanması,
3- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan ise 2. fıkra gereğince cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesince 02.03.2016 gün ve 259-52 sayı ile; sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesince 27.12.2016 gün ve 6226-17176 sayı ile;
“İddianamedeki nitelendirmeye, sevk maddesine, temyizin kapsamına, işin daha önce Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararı ile muktezaya bağlanmış olması ile Yargıtay Kanununun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun iş bölümüne ilişkin kararına göre, işin incelenmesinin Yüksek 8. Ceza Dairesine ait olduğu”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince de 23.01.2017 gün ve 7-613 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değişik 14. ve eklenen geçici 13. maddeleri uyarınca; mahkumiyet kararındaki nitelendirmeye, temyizin kapsamına, tebliğname tarihine ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 26.02.2016 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı kararının Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümlerinin 4 no’lu fıkrasının 2. bendinin 2. cümlesi ve 7 no’lu fıkrası uyarınca, temyiz inceleme görevinin Yargıtay Yüksek 13. Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 13. Ceza Dairesince 15.03.2017 gün ve 1275-2552 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 13 ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6572 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi gereğince hazırlanıp, 26.02.2016 tarih ve 29636 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 günü yürürlüğe giren ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı iş bölümünün; “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” kısmının ikinci maddesinde;
“Bu iş bölümündeki düzenlemeler yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere teblignamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup, temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.”
Dördüncü maddesinde;
“Ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderilen işleri sonuçlandırır. İşin birden fazla dairece temyiz incelemesinin yapıldığı hallerde ise temyiz incelemesi işi daire dışına gönderen dairece yapılır.
Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları mevcut halleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olmuş bulunan dosyaların tekrar Yargıtaya gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır” hükmü getirilmiştir.
2016/1 sayılı iş bölümüne göre bir dairenin bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderdiği ve kendi görev alanına girmeyen bir suça yeniden bakma zorunluluğu, bu suçun dairenin temyiz inceleme görevine giren bir suç ile birlikte geri gelmesi durumunda söz konusu olacaktır.
İncelemeye konu dosyada, yerel mahkemece kurulan ilk hükmün, Yargıtay 8. Ceza Dairesince incelenerek 15.10.2015 gün ve 1052-22795 sayı ile bozulmasına karar verilmiş ise de, bozmaya uyularak kurulan ve temyize konu olan hırsızlık suçundan kurulan hükmü temyizen inceleme görevi, tebliğnamenin düzenlendiği 17.04.2016 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı iş bölümü uyarınca Yargıtay 13. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 15.03.2017 gün ve 1275-2552 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 13. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.