Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/74 E. 2017/94 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/74
KARAR NO : 2017/94
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 21.05.2013
Sayısı : 906-674

Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın aynı suçlardan mahkûmiyetine ilişkin Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.05.2013 gün ve 906-674 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine 14.11.2013 gün ve 906-674 sayılı ek kararla temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.06.2015 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 09.09.2015 gün ve 12299-28359 sayı ile;
“14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava, daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın, daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre; sanığın sahte kimlik ve Şanlıurfa 1. Noterliğinde düzenlenen sahte vekaletname ile suça konu aracı şikâyetçiye sattığı, suçun işlenmesinde kullanılan ve sahte olduğu tüm dosya kapsamına göre sabit olan noter belgelerinin niteliği itibarıyla kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, nitelendirilmesi yapılan resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/3. maddesinde üç yıldan yedi yıl altı aya kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezasının, aynı kanunun 158/1-d maddesinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası olduğu dikkate alındığında;
İddianamedeki anlatım ve mahkûmiyet kararındaki nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (11.) Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğu”
Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 01.03.2017 gün ve 7670-1458 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6545 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesindeki ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır. Yine aynı Yasanın 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır.
18.06.2012 günlü iddianamede; sanığın müştekilerden Abdurrahman Bulutay’a ait kimlik bilgilerini kullanarak müşteki …’tan kiralamak suretiyle elde ettiği ….plaka sayılı aracı sahte düzenleme şeklindeki vekaletnameler ile sattığı anlatımına yer verilmiş, oluş mahkemece de bu şekilde kabul edilerek sanık hakkında TCK’nın 157/1. gereği hüküm kurulmuşsa da eylemin kamu kurumlarından olan nüfus idaresinin maddi varlıklarından sayılan sahte nüfus cüzdanı bilgilerinin kullanılması suretiyle gerçekleştirilmiş olması dolayısıyla TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen ‘kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ suçuna temas ettiği ve bu suçun cezasının ‘iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası’ olması ve Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 2016/23 sayılı kararına göre de TCK’nın 204/3. maddesinin temel ceza değil arttırım içerdiği, ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde arttırım maddelerinin dikkate alınmayacağı hususu karşısında, görevsizlik kararındaki bahsin aksine TCK’nın 204/3. maddesinden daha ağır cezayı gerektireceği açıktır.
Bu itibarla, iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yargıtay 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu ”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 28.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla değişik, Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen, 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır”, (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
20.06.2015 olan tebliğname tarihi itibarıyla sanığın temyiz taleplerinin kapsamı karşısında ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken hükümler sanık hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkûmiyet kararlarıdır.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Temyiz incelemesine konu olan suçlardan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis, dolandırıcılık suçunun cezası aynı Kanunun 157. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası olduğu gözönüne alındığında resmi belgede sahtecilik suçunun cezası daha ağır olduğundan temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 11. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 01.03.2017 gün ve 7670-1458 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.