Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/57 E. 2017/77 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/57
KARAR NO : 2017/77
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 17.07.2012
Sayısı : 232-201

Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan kamu davasınında yapılan yargılama sonucunda sanığın aynı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 25.11.2014 gün ve 8252-11534 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki 14. maddesinde, ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmü yer almaktadır. Ayrıca ‘Tavsifin’ ve buna bağlı olarak görevli dairenin neye göre belirleneceğine ilişkin Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 15/07/2009 gün, 2009/7-7, 15/07/2009 gün 2009/8-8, 25/12/2009 gün ve 2009/13-13 sayılı ve benzeri kararlarında da belirtildiği üzere, iddianamedeki anlatım ile sevk maddeleri arasında uyumsuzluk bulunması ve sevk maddelerinin yanılgı sonucu belirlenmesi durumunda görevli dairenin yanlış belirlenmiş sevk maddelerine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerekmektedir.
İddianame içeriğine göre özetle ‘sanığın, icra müdür yardımcısının elindeki tutanağı tutarak yırtmak istediği bu şekilde görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği’ iddia edilmiş ve sevk maddesi olarak TCK’nın 265/1. maddesi gösterilmiş ise de, niteleme ve anlatımın resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçuna yönelik olduğu, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve yukarıda açıklanan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarında ortaya konan ilkeler doğrultusunda, tesis edilen hükmün incelemesini yapmakla görevli dairenin belirlenmesinde, yanlış gösterilen sevk maddelerinin değil vasfı iddianame metninde açıkça anlatılan resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun dikkate alınması gerektiği ve bu durumda temyiz inceleme görevinin tebliğname tarihine göre Yüksek 11. Ceza Dairesine ait olduğu”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince 15.02.2017 gün ve 15-1035 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6545 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesindeki ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır. Yine aynı yasanın 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
01.12.2011 günlü iddianamede; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 265. maddesinde düzenlenen suç anlatılarak kamu davası açıldığı gibi mahkeme tarafından da bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulmuş olup, 5237 sayılı TCK’nun 205/1. maddesindeki suçtan açılmış bir kamu davası bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 5. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülebilmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgeledeki nitelendirme esas alınır” hükmü getirilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
02.05.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede sanığın eyleminin; “26.10.2011 tarihli Geyve İcra Müdürlüğünün suç duyurusu yazısı ile; 25.10.2011 tarihinde alacaklısı Akdoğan Tarım Kredi Kooperatifi olan 2011/86 esas sayılı dosyasından, borçlu Selami Avcı’nın Karacaören Köyünde bulunan adresine gidildiği, borçlunun adreste bulunmadığı, icra görevlilerinin haciz işlemi yapmak istediklerinde borçlu Selami AVCI’nın, eşi …, kız kardeşi …’nın haciz yapılacak olan evin kapısını kilitleyerek haciz işlemini yerine getirecek görevlilere engel oldukları, bu esnada borçlunun annesi …’nın evin hemen arkasından elinde bulunan yaklaşık 2 metre uzunluğundaki odun ile Geyve İcra Müdürlüğü görevlileri ve haciz mahallinde bulunun Jandarma ekibinin üzerine yürüyerek ‘şerefsizler, hepinizi öldürürüm’ şeklinde sözler saf ettiği, yine borçlu Selami Avcı’nın, babası olan …’nın ise İcra Müdür Yardımcısının elinde bulunan tutanağı tutarak yırtmak istediği, haciz mahallinde çilingir temin edilemediğinden haciz işleminin yapılamadığı,
Şüphelilerden …’nın ifadesinde; olay günü haciz için gelen görevlilere … ile birlikte evin kapısının önünde durarak ve kimsenin içeriye girmesine izin vermeyerek engel olduklarını, kendisinin evin kapısının önünden ısrarla çekilmediğini beyan ettiği,
Şüphelilerden …’nın ifadesinde; olay günü …’nın İcra Memurlarının eve girmesine izin vermediğini, olay yerinde kendisinden başka …, …, … ve …’nın olduğunu, İcra Memurlarını asıl eve sokmayan şahısların … ve … olduğunu beyan ettiği, şüphelilerden …’nın ifadesinde, İcra Müdürünün elindeki kağıdı alıp almadığıyla ilgili olarak, müdürün elini tutmuş olabileceğini beyan ettiği,
Şüpheli …’nın ifadesinde, olay günü …’nın evin kapısının önünde durarak icra görevlilerinin içeri girmesine izin vermediğini, annesi …’nın evin ön tarafına doğru geldiği esnada elinde sopa olduğunu, …, … ile birlikte kendisinin de icra görevlilerinin içeri girmesine izin vermediklerini beyan ettiği,
Şüpheli …’nın ifadesinde, İcra Müdürünün elini tutmuş olabileceğini, olay yerinde Mevlüde Avcı, …’nın olduğunu gördüğünü beyan ettiği,
Şüphelilerden …’nın ifadesinde, olay günü haciz esnasında ne dediğini hatırlamadığını, elinde sopa bulunmadığını beyan ettiği,” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında TCK’nun 265/1 maddesinde düzenlenen “görevi yaptırmamak için direnme” suçundan kamu davası açıldığının kabulünün gerektiği, bu nedenle temyiz incelemesinin görevi yaptırmamak için direnme suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 5. Ceza Dairesince yapılması gerekmekte ise de; 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevlerine ilişkin bölümünde; “5. Ceza Dairesinin arşivinde bulunan TCK’nun 265. maddesinde düzenlenen suçlara ait dava dosyalan, yeni kurulan dairelerin başkanlan, üyeleri ve tetkik hâkimlerinin belirlenmesi tarihinden itibaren on gün içinde işbölümü değişikliği nedeniyle 18. Ceza Dairesine” devredileceğinin belirtilmesi karşısında; temyiz incelemesinin Yargıtay 18. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. CD’nin görevsizlik kararının kaldırılması ve yargılama konusu suçla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 18. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 25.11.2014 tarih ve 8252-11534 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 18. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.