Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/402 E. 2018/24 K. 02.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/402
KARAR NO : 2018/24
KARAR TARİHİ : 02.05.2018

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 18. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 17.04.2012
Sayısı : 92-71

Sanıklar …, … ve … hakkında tehdit, mühür bozma, imar kirliliğine neden olma, suçu bildirmeme suçları ile ayrıca sanık … hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan açılan ve birleştirilerek görülen kamu davasında yapılan yargılama sonucunda tüm suçlardan sanıkların beraatlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılanlar …, …, …, … ve … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 18.01.2016 gün ve 32813-588 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 18. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 21.11.2017 gün ve 517-13277 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, gerek tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 23.01.2013 tarihli işbölümüne, gerekse 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulunun hazırlamış olduğu, 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı iş bölümü kararına, tebliğname tarihine ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 4. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” biçiminde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
09.10.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken 15.09.2009 gün ve 159-69 sayılı iddianamede eylemlerin; “Müşteki Uzungöl Beldesi Çamlık Mahallesi muhtarı …’nın 07.08.2009 tarihinde alınan ifadesinde müşteki …’ın 10.08.2009 tarihinde alınan ifadesinde benzer nitelikte şikâyette bulunup şüpheli …’ın Çaykara ilçesi, Uzungöl Beldesi Çamlık Mahallesinde mühürlenen inşaatına devam ettiğini, Uzungöl Belediye Başkanı …’ün herhangi bir işlem yapmayıp ihbarda bulunmadığını beyan ettikleri, olayla ilgili şüpheli …’ün alınan beyanında şüpheli …’ın inşaata devam edip etmediği konusunda bilgisi olmadığını, inşaata devam edilmediğini, edilseydi müdahalede bulunulacağını beyan ettiği, şüpheli …’ın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, inşaata henüz devam etmediğini, tadilat projesinin işlemde olduğunu, bunun sonucuna göre inşaata devam edeceğini beyan ettiği, 06.08.2009 tarihli jandarma tutanağında …’ın inşaata devam ettiğinin, inşaatın devamı konusunda uyarıda bulunan Çamlık Mahallesi muhtarına şühpeliler … ve …’ın ‘sen bu işe karışma, seni ilgilendirmez, bu senin görevin değil, sen kendi işine bak’ şeklinde bağırdıklarının belirlendiği, şüpheli …’nın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, müşteki …’nın 07.08.2009 tarihinde jandarmada alınan ifadesinde şüphelilerin kendisine ‘sen bu işe karışamazsın, bu senin görevin değil, seni dereye atarım’ şeklinde tehditte bulunduğunu ve şikâyetçi olduğunu beyan ettiği” şeklinde anlatılarak tehdit, suçu bildirmeme, mühür bozma ve imar kirliliğine neden olma suçlarından dava açıldığı; yargılama aşamasında birleştirilen 07.05.2010 gün ve 113-53 sayılı iddianamede de eylemlerin; “Müşteki Uzungöl Çamlık Mahallesi muhtarı …’nın 04.05.2010 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığımıza hitaben yazmış olduğu dilekçesinde hukuka ve kanuna aykırı olarak inşaat yaparak köy yoluna müdahalede bulunan şüpheli …’ın cezalandırılması ve söz konusu inşaatın yıkılmasını talep ettiği, mevcut dilekçede diğer köy sakinleri müştekiler Mustafa Sekmen, …, İsmail Kocaman, …, …, Sait Kartal, Mustafa Aygün ve İsmail Karaca’nın imzalarının da bulunduğu, müştekilerin alınan beyanlarının aynı doğrultuda olup, kaçak inşaat yapan ve köy yoluna müdahalede bulunan …’dan şikâyetçi olduklarını beyan ettikleri, … hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2009/399 soruşturma ve 2009/159 esas sayısı ile aynı yere ilişkin dava açıldığı ve soruşturma yürütüldüğü, suça konu yerde yapılan keşifte dosyaya sunulan bilirkişi raporunda şüphelinin ilk müdahalesinin olduğu ve davanın açıldığı tarihten keşif tarihi olan 26.04.2010 tarihleri arasında da inşaata devam ederek mührün konuluş amacına aykırı hareket ettiğinin tespit olunduğu, yine söz konusu inşaatın köylünün ortak kullanımında bulunan yola müdahalede bulunduğu ve kullanımını engellediği” şeklinde anlatılarak mühür bozma, imar kirliliğine neden olma ve hakkı olmayan yere tecavüz suçlarından dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Tebliğname tarihinin 09.10.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan tehdit suçunun yaptırımı TCK’nun 106/2. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; suçu bildirmeme suçunun yaptırımı TCK’nun 279/1. maddesinde altı aydan iki yıla kadar hapis; hakkı olmayan yere tecavüz suçunun yaptırımı TCK’nun 154/2. maddesinde altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası; mühür bozma suçunun yaptırımı TCK’nun 203/1. maddesinde altı aydan üç yıla kadar hapis; imar kirliliğine neden olma suçunun yaptırımı ise aynı Kanunun 184/1. maddesinde bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, tehdit suçunun cezası, diğer suçların cezasından fazla olduğundan, hükümleri temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca tehdit suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 4. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 18.01.2016 gün ve 32813-588 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.