Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/39 E. 2017/59 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/39
KARAR NO : 2017/59
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 11 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 03.06.2009
Sayısı : 134-121

Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 30.03.2008 gün 1125-468 ve 1129-466 sayılı iddianameleri ile; sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından TCK’nun 158/1-e, 204/1, 43/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca, Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 28.04.2008 gün ve 1292-601 sayılı iddianamesi ile de; sanık … hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nun 158/1-e, 43/1, 204/2, 43/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davalarının birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonucunda, Muş Ağır Ceza Mahkemesince 03.06.2009 gün ve 134-121 sayı ile;
Sanık …’ın atılı suçlardan beraatine, sanık …’ın değişen suç vasfına göre görevi ihmal suçundan 765 sayılı TCK’nun 230/1, 80, 59. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ve CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanık …’ın 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e, 62, 53/1; 204/1, 62, 53/1; 765 sayılı TCK’nun 342/3, 59/2 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili ve sanık … tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 28.04.2014 gün ve 17392-8096 sayı ile;
“İddianamedeki sevk ve tavsife, temyizin kapsamına, Başkanlar Kurulu Kararlarına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 08.02.2017 gün ve 11731-5765 sayı ile;
“6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 04/02/1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verildiği,
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İddianamede, sanık … hakkında; 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesi gereğince cezalandırılması amacıyla kamu davası açıldığı ve bu suçtan sanığın beraatine karar verildiği; incelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanun’un 158/1-e maddesi uyarınca üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri, nitelendirme ve Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
04.06.2012 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede sanık …’in eylemi; “…Malazgirt Kadastro Mahkemesinde davalı durumda bulunan 251, 252 ve 532 parsel sayılı taşınmazların onaylı suretleri üzerinde bu taşınmazların yüz ölçüm değerlerini arttıracak şekilde tahrifat yapıldığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince; yapılan bu tahrifatın Adliye Yazı İşleri Müdürü … tarafından yapıldığı kanaatine varıldığı, …’ın üzerine atılı suçlamayı reddettiği ve tahrifat yapmadığını belirttiği, dava dosyasından tapulama tutanakları aslını talep eden …’ın alınan beyanında; tapulama tutanakları üzerindeki tahrifatı … ve …’in yaptığını belirttiği, …’ın tahrifatı …’le birlikte yaptığı yönünde tevil yollu ikrarda bulunduğu, …’in ise söz konusu sahteciliği … ve …’ın yaptığını belirttiği, şüphelilerin bu yöndeki beyanlarının diğer şüpheli Dilaver’i suçtan kurtarmaya yönelik olduğu; şöyleki ilk beyanlarında suçlamayı kabul etmeyip daha sonraki beyanlarında suçu birbirlerinin üzerine attıkları ve sonunda ikrar ettikleri, bu nedenle şüphelilerin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği ve inandırıcı bulunmadığı, şüphelilerin, şüpheli Dilaver’in özgü suç niteliğinde olan resmi belgede sahtecilik suçuna azmettiren sıfatı ile iştirak ettikleri, ayrıca Aslankaya Köyünde kain davalı durumdaki 251, 252 ve 532 parsel sayılı taşınmazların tapulama tutanaklarının asıllarının ve İlçe Tarım Müdürlüğüne ibraz edilen aynı taşınmazlara ilişkin sahte tapulama tutanaklarının …’ın mukayese amaçlı samimi ve huzurda alınan rakam örnekleriyle birlikte kriminal incelemeye gönderildiği; ancak yapılan kriminal inceleme sonucunda düzenlenen ekspertiz raporuyla; tapulama tutanaklarının asılları üzerinde silinme veya kazınma yapılıp yapılmadığı ve İlçe Tarım Müdürlüğüne ibraz edilen sahte tapulama tutanaklarının yüz binler hanesindeki rakamların şüpheli … eli ürünü olup olmadığı yönünde müspet veya menfi bir tespitin yapılamadığı; fakat, bu yöndeki ekspertiz raporunun şüpheli Dilaver’in işlemiş olduğu sahtecilik suçunun şekli ve oluşunun tespiti yönünden bir katkısı ve öneminin bulunmadığı, şöyle ki; şüpheli Dilaver’in ve diğer şüphelilerin iddia ettiği gibi kayıtlar üzerindeki tahrifatın diğer şüpheliler tarafından yapılması halinde, şüpheli Dilaver tarafından kendi imzası ve mahkeme mührü ile tasdiklenmiş onaylı suretindeki tahrifatlı rakamın ıslak yazıyla yazılması gerektiği, oysa ki bu belge üzerinde yapılan incelemede; tüm rakamların fotokopi şeklinde olduğu, bu durumun da her ne şekilde olursa olsun tahrifat yapıldıktan sonra belgenin şüpheli Dilaver tarafından imzalanıp onaylandığını gösterdiği, şüpheli Dilaver’in bu suçu üç ayrı şekilde işleyebileceği, bunlardan birincisinin tapu kayıtlarındaki asıl rakamların kurşun kalemle yazılmış olmasından faydalanarak asılları üzerinde kurşun kalemle rakam eklemek ve değiştirmek suretiyle fotokopisini çekip onaylayıp, daha sonra aslı üzerindeki kurşun kalemle yazılmış rakamı silebileceği, ikinci olarak tapulama kayıtlarının fotokopisini çekerek diğer şüphelilere verip şüpheliler tarafından tahrifat yapıldıktan sonra bunu onaylayıp imzalayabileceği, üçüncü ve son olarak ise ilk önce tahrifat yapmaksızın aslının fotokopisini çekerek bu fotokopi üzerinde tahrifat yapıp tekrar tahrifat yapılmış fotokopiyi çoğaltarak onaylayıp imzalayabileceği, böylece şüphelinin bu seçeneklerden birini kullanarak sahte tapu kayıtları düzenlediği ve bu kayıtları kullanarak diğer şüphelilerin haksız DGD almalarını kolaylaştırmak suretiyle dolandırıcılık suçuna iştirak ettiği” şeklinde anlatılmış olup sanık … hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından TCK’nun 158/1-e ve 204/1. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde 5000 güne kadar adli para cezası; resmi evrakta sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı Kanunun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımının resmi belgede sahtecilik suçundan fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan işbölümü kararı uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 08.02.2017 gün ve 11731-5765 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.