Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/374 E. 2017/394 K. 26.12.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/374
KARAR NO : 2017/394
KARAR TARİHİ : 26.12.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 18 ve 12. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 20.06.2012
Sayısı : 555-1023

Sanık … hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, tehdit ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda aynı suçlardan beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 02.06.2014 gün ve 27117-13485 sayı ile;
“İddianamede sanığın, müştekinin Facebook ve Msn şifrelerini kırmak suretiyle kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçirdiğinin iddia edilmesi karşısında, iddianamedeki anlatımın TCK’nın 243/1. maddesinde tanımlanan bilişim sistemine girme suçuna ilişkin olduğu anlaşılmakla,
İddianamedeki sevk ve anlatıma, sevkteki ağırlığa, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmüne göre, Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca hazırlanan 24.01.2014 gün ve 2014/1 sayılı sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu hükmün incelenmesinin Yargıtay Yüksek 4. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Yargıtay 4. Ceza Dairesince 18.03.2015 gün ve 35945-24726 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih, 2015/8 sayılı kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 18. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Yargıtay 18. Ceza Dairesince 12.05.2016 gün ve 30612-10323 sayı ile;
“Yargıtay Yüksek 4. Ceza Dairesinin 18.03.2015 tarih ve 2015/24726 sayılı kararı ile dosya görev yönünden Dairemize gönderilmiş ise de; iddianamede açıklanan eylemlere, 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun geçici 14. maddesi uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulunun hazırlamış olduğu, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararına, tebliğname tarihine ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yargıtay Yüksek 12. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesince de 18.10.2017 gün ve 9336-7648 sayı ile;
“İddianamede sanığın, müştekinin Facebook ve Msn şifrelerini kırmak suretiyle kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçirdiğinin iddia edilmesi karşısında, iddianamedeki anlatımın TCK’nın 243/1. maddesinde tanımlanan bilişim sistemine girme suçuna ilişkin olduğu anlaşılmakla,
İddianamedeki sevk ve anlatıma, sevkteki ağırlığa, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki; “Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.” hükmüne göre, Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca hazırlanan 24.01.2014 gün ve 2014/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu hükmün incelenmesi Yargıtay Yüksek 18. Ceza Dairesine ait bulunduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 18 ve 12. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemler; “…şüphelinin bilgisayar tamir işi yapması nedeniyle, müştekinin bilgisayarını program yüklemesi için şüpheliye götürdüğü, bilgisayar ile ilgili şifreleri verdiği, daha sonra aralarının bozulması nedeniyle şüphelinin müştekiye ait bilgisayara girmek suretiyle Facebook ve Msn şifrelerini kırdığı, bu olay üzerine kendisine telefon açan müştekiye telefonda, ‘ananı sinkaf edeyim, ben Kürdüm, ben Diyarbakırlıyım, a…koyarım, görürsün sana neler yapacağım, sana dünyayı dar ederim” gibi hakaret ve tehdit içeren kelimeler kullandığı, ayrıca müştekinin Facebook ve Msn şifrelerini kırmak suretiyle kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçirdiği…” şeklinde anlatılıp, bu anlatımla uyumlu olacak şekilde sevk maddelerinin de 5237 sayılı TCK’nun 125/1-2, 106/1-1. cümle ve 136/1. maddeleri olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
İddianamedeki sevk maddeleri ile metni arasında bir uyumsuzluğun bulunmaması, sevk maddelerinin bir yanılgı sonucu değil, aksine bilinçli bir hukuki değerlendirmeye dayalı olarak belirlenmiş olması, tebliğname tarihinin 06.06.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede ise bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasını gerektiren verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 12. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir. Eylemin gerçekte hangi suçu oluşturduğu ise görevli Özel Dairece yapılacak temyiz incelemesi sonucunda belirlenebilecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 18.10.2017 gün ve 9336-7648 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.