Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/360 E. 2017/380 K. 26.12.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/360
KARAR NO : 2017/380
KARAR TARİHİ : 26.12.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 12 ve 18. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 18.03.2014
Sayısı : 592-130

Sanıklar hakkında özel hayatın gizliliğini ihlâl, reşit olmayanla cinsel ilişki ve şantaj suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda aynı suçlardan beraatlerine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 21.10.2015 gün ve 2700-16071 sayı ile;
“Sanıklar … ve … hakkında özel hayatın gizliliğini ihlâl suçlarından dolayı TCK’nun 134/2, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 12.06.2012 tarihli iddianame ile, sanık … hakkında şantaj ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarından TCK’nun 104/1 ve 107/2, 53, 63. maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 21.03.2012 tarihli iddianamede; ‘sanık …’in, suç tarihinde 26.01.1996 doğumlu olup 18 yaşından küçük katılan mağdur ile arkadaş oldukları, arkadaşlık ilişkisi devam ederken katılan mağdur …’ın kendi rızasıyla sanık …’e ait evde cinsel ilişkiye girdiği, sanık …’in cinsel ilişki anını telefonuna kaydettiği, sanık …’in mağdurla ikinci kez cinsel ilişkiye girebilmek için, mağdur ile kendisine ait cinsel ilişki videolarını yayacağını söyleyerek şantajda bulunduğu ve ikinci kez cinsel ilişkiye girdiği, daha sonra diğer sanıklar Kani ve Hasan Hüseyin’e bahse konu cinsel ilişki görüntülerini dağıtarak ifşa ettiği, sanıklar Kani ve Hasan Hüseyin’in de, mağdura ait cinsel ilişki görüntülerini Gölmarmara ilçesinde dağıttıklarının’ iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki anlatımın içeriğinden, şantaj ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarının yanında, TCK’nun 226. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı anlaşılmakla,

Katılan vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilen eylemlere ilişkin iddianamelerdeki sevk ve anlatıma, atılı eylemler için TCK’da öngörülen ceza miktarlarına, tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 14. maddesindeki; ‘Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne göre, Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca hazırlanan 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul kararı gereğince temyize konu hükümlerin incelenmesinin Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 18. Ceza Dairesince de 08.11.2017 gün ve 44997-12619 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen Geçici 14. madde uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu’nca hazırlanan 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararına ve temyizin kapsamı ile tebliğname tarihine göre, işin incelenmesinin Yüksek 12. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 12 ve 18. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin a bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır” ve “İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli ceza dairesine gönderilir” hükümleri getirilmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Somut olayda tebliğname tarihinin 23.02.2015 olduğu göz önüne alındığında, iddianamede nitelendirmesi yapılan ve temyiz incelemesine konu en ağır suçlardan özel hayatın gizliliğini ihlâl ile reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarının ceza miktarının alt ve üst hadlerinin aynı olduğu, bu halde görevli dairenin tebliğnamenin düzenlendiği daire olacağı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.02.2015 tarihli tebliğnamesinin Yüksek 12. Ceza Dairesine hitaben düzenlenmesi karşısında; temyiz incelenmesinin Yargıtay 12. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 21.10.2015 gün ve 2700-16071 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 12. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.