Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/331 E. 2017/351 K. 26.12.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/331
KARAR NO : 2017/351
KARAR TARİHİ : 26.12.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 07.09.2011
Sayısı : 77-51

Sanık … hakkında kamu kurumu zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda aynı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.12.2015 gün ve 19087-32441 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 29.12.2011 tarih ve 2011/Bşk-42-42 Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
Sanığın, yanında serbest muhasebeci olarak çalışan … aracılığı ile, herhangi bir hizmet akdi olmadan işe giriş bildirgeleri tanzim ederek ilgili kuruma ibraz ettiği, temyiz dışı sanık …’nun da, aldığı sağlık hizmeti sebebiyle kurum zararına sebebiyet verdiği, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanığın, suç tarihinde serbest muhasebeci olan kişi ile birlikte hareket ederek gerçeğe aykırı olarak sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlemesi eyleminin, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2-A maddesinde belirtilen ‘Muhasebecilik ve Mali Müşavirlik mesleğinin konusu’ kapsamındaki işlerden olduğunun anlaşılması karşısında, aynı Kanunun 47. maddesi aracılığıyla 5237 sayılı TCK’nun 204/2 ve 38. maddesindeki suçunu oluşturacağı belirlenmek suretiyle yapılan incelemede;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 204/2. maddesinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezasının ise 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e. maddesi uyarınca üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki anlatım ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 12.10.2017 gün ve 9983-6643 sayı ile;
“Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 2016/299 sayılı kararına, iddianamedeki nitelendirme ve sevk maddesine, temyizin kapsamına, tebliğname tarihine ve Yargıtay Kanununun 14. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce yürürlükte olan 20.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı işbölümüne göre, temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemler; “Şüpheli …’nın … ile evli olmadıkları, ancak evli gibi birlikte yaşadıkları, …’nın buz imalatı alanında faaliyet gösteren iş yerinde …’nu çalışıyormuş gibi gösterdiği, …’nun gerçekte bu iş yerinde çalışmadığı, buna rağmen …’nın 01.07.2005-31.03.2010 tarihleri arasında …’nu kendi iş yerinde çalışan bir işçisi gibi gösterdiği, gerçeğe aykırı bir şekilde iş yeri bildirgesi isimli evrakları düzenleyip Sosyal Güvenlik Kurumu’na sunduğu, bu evrakların … ve … tarafından imzalandığı, öte yandan …’nın bu iş yerini 20.11.2009 tarihinde bir başka kişiye devretmiş olduğu bilinmesine rağmen …’nın bu tarihten sonra bile sahte bildirimlerini yapmaya devam ettiği, bu şekildeki eylemi ile …’nın ve …’nun zincirleme bir şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri anlaşılmaktadır. Öte yandan şüphelilerin gerçeği aykırı belgeler düzenleyerek …’nun sigortalı olarak gösterilmesini sağladıkları, …’nun sigortalı olarak Sosyal Güvenlik Kurumundan yararlandığı…” şeklinde anlatılıp, bu anlatımla uyumlu olacak şekilde sevk maddelerinin de 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e ve 204/1. maddeleri olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
İddianamedeki sevk maddeleri ile metni arasında bir uyumsuzluğun bulunmaması, sevk maddelerinin bir yanılgı sonucu değil, aksine bilinçli bir hukuki değerlendirmeye dayalı olarak belirlenmiş olması, tebliğname tarihinin 06.06.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası; resmi belgede sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı Kanunun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi, resmi belgede sahtecilik suçundan fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine aittir. Eylemin gerçekte hangi suçu oluşturduğu ise görevli Özel Dairece yapılacak temyiz incelemesi sonucunda belirlenebilecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 21.12.2015 gün ve 19087-32441 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.