Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/265 E. 2017/285 K. 26.12.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/265
KARAR NO : 2017/285
KARAR TARİHİ : 26.12.2017

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 09.02.2010
Sayısı : 2-75

Sanıklar …, … ve … hakkında dolandırıcılık, dolandırıcılık suçuna teşebbüs, tehdit ve şantaj suçlarından cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesince sanıkların eylemlerinin TCK’nun 158/1-b maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle; Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesince de sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nun 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararı verilmiş, dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 01.12.2009 gün ve 13166-13309 sayı ile; Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesince 09.02.2010 gün ve 2-75 sayı ile; sanık …’nün dolandırıcılık, dolandırıcılık suçuna teşebbüs, tehdit ve şantaj, sanıklar … ve …’in tehdit ve şantaj suçlarından mahkûmiyetlerine hükmedilmiştir.
Hükümlerin sanıklar … ve … müdafileri ile sanık … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 11.11.2014 gün ve 7710-32608 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 07.06.2017 gün ve 23883-13640 sayı ile;
“Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II numaralı bölümün ‘Ortak Hükümler’ başlığının 3. bendinde, ‘Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır’ hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosya içeriğine göre; tebliğname tarihinin 30.12.2012 tarihi olduğunun anlaşılması karşısında; temyiz incelemesine konu suçlardan birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçunun cezası, TCK’nın 106/2-c maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; basit dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanun’un 157/1. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki anlatım ve nitelendirme ile Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 4. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu “
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2797 sayılı Kanunun, 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki; “Ceza dairelerinde; Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” düzenlemesi gözetildiğinde ve iddianamede yargılama konusu eylemler “…Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan tutuklanan Veysel Kaya isimli şahsın, kardeşi olan müşteki … ile önce bir ankesörlü telefondan bilahare suç örgütüne ait olan 506 811 73 98 no.lu telefondan aramak sureti ile irtibata geçtikleri, şüpheli….’in, kendisini savcı olarak tanıtmak sureti ile kardeşinin serbest bırakılması karşılığında 2000 Lira talep ettiği, paranın Nişantaşı’nda bulunan …. nolu daire önünde bulunan paspasın altına bırakılmasını istediği, şüpheli….’in, bu görüşme sonrası parayı alması amacı ile teslim yerine şüpheli …’i gönderdiği, şikâyetçi …’nın, tedarik ederek kendisine izah edilen yere götürdüğü parayı, bu arada tekrar arayan şüpheli….’in yönlendirmesi ile teslim noktasına bıraktığı, şikâyetçi ……’in bıraktığı paranın, muhtemelen şüpheli … tarafından teslim alındığı, bu olay sonrasında, şüpheli….’in, şikâyetçiyi tekrar arayarak, Bakırköy Adliyesine giderek ‘burada Cumhuriyet savcısı İmdat ile görüşün’ dediği, şikâyetçinin, yanında yakını olan …..da olduğu halde Cumhuriyet savcısı İmdat Kaçan ile görüşmek üzere odasına girdiği, Cumhuriyet savcısının, anlatılanlar karşısında, şikâyetçiyi dolandırılmış olduğu konusunda uyararak olay ile ilgili olarak şikâyetçi olması hususunda yönlendirdiği,…
Şüphelilerin Kasım 2008 tarihinde adam öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanan ve Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinde atılı suçtan tutuklu olarak yargılaması devam eden ….. isimli şahsın yakınlarını da yine bu suretle dolandırmak ortak iradesi ile …..’nın kız kardeşi olan şikâyetçi … ve annesi olan … ile irtibata geçtikleri, şüpheli….’in, …..’nın evini telefon ile arayarak, kendisini hâkim olarak tanıtmak sureti ile …..’nın serbest bırakılması için 2.000 Lira istediği, bu görüşmeden sonra şikâyetçi …’nın cep telefonuna, örgüte ait 506 915 49 67 no.lu telefondan çağrı atan şüphelilerin, çağrı üzerine arayan şikâyetçi Nazan’a parayı Kartal Adliyesine getirmesini söyledikleri, bu durum üzerine iyice şüphelenen şikâyetçinin, yanına annesi …’yı da alarak, …..’nın yargılamasını yürüten Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesine gittiği, burada durumu mahkeme hâkimlerine izah eden şikâyetçi Nazan’ın, mahkeme hâkimlerinin dolandırıldığı yönündeki uyarısı ve durumu tutanak ile tespit ederek, şikâyetçiyi Başsavcılığımıza göndermeleri üzerine paranın teslim edilmediği, şüphelilere atılı dolandırıcılık suçunun bu suretle teşebbüs aşamasında kaldığı…
Şüphelinin, şikâyetçi …..’ı çıplak olarak resimlediği, hatta zaman zamanda şikâyetçi ile girdikleri cinsel ilişkiyi resimlediği, şikâyetçinin kısa süren bu ilişki sonrası, şüphelinin hareketlerinden rahatsız olarak, şüpheli ile görüşmek istemediği, bunun üzerine şüpheli …’nün, şikâyetçiye gönderdiği SMS mesajları ile bazen de yüz yüze görüşmek sureti ile kendisi ile birlikte olmaya devam etmediği takdirde kendisini ve aile bireylerini öldüreceği şeklinde müteaddit defalara ölüm tehdidinde bulunduğu, şikâyetçinin ölüm tehditlerine boyun eğmemesi üzerine, şikâyetçi ile birlikte olduğu zamanlarda çektiği, şikâyetçiye ait çıplak görüntüler ile kendisi ile cinsel ilişkilerini gösteren resimleri çevreye dağıtmak ve ailesine göndermek ile tehdit ederek, şikâyetçiden 10.000 dolar istediği…
Şüpheli …’nün, şikâyetçi…..’ı, yeğeni olan…..’a istemek üzere şikâyetçinin evine gittiği, şikâyetçi ve şüphelinin ilk kez bu şekilde tanıştıkları, şikâyetçi…..’ın bu kez de teklifi reddetmesi üzerine, şüpheli …’nün örgüte ait telefonlardan bizzat aramak veya örgüt üyesi olan diğer şüpheliler ……, …. ve…..’e aratmak sureti ile şikâyetçiyi,….. ile evlenmediği taktirde öldüreceği ve aile bireylerine zarar vereceği şeklinde, müteaddit defalar tehdit ettiği…” biçiminde anlatılmış olup sanıklar hakkında dolandırıcılık, dolandırıcılığa teşebbüs, tehdit ve şantaj suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. İddianamede anlatılan eylemin gerçekte hangi suçu oluşturacağı ise temyiz incelemesi sonucu belirlenecektir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu olan ve iddianamede anlatılan suçların tebliğnamenin düzenlendiği tarihteki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektiren TCK’nun 106/2-c maddesinde düzenlenen tehdit suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 11.11.2014 gün ve 7710-32608 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.