Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/252 E. 2017/272 K. 26.12.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/252
KARAR NO : 2017/272
KARAR TARİHİ : 26.12.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 11 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 07.03.2011
Sayısı : 110-96

Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 204/1, 156/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın eylemlerinin resmi belgede sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 80. maddeleri gereğince, dolandırıcılık suçundan ise 5237 sayılı TCK’nun 157/1 ve 43. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince 02.07.2015 gün ve 8655-27820 sayı ile;
“İddianamedeki tavsife, Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.02.2010 tarihli görevsizlik kararına, temyizin kapsamına, Başkanlar Kurulu kararlarına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 25.05.2017 gün ve 12978-11801 sayı ile;
“Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 29.12.2011 gün ve 2011/Bşk-42-42 sayılı kararında belirlendiği gibi; 2797 sayılı Yargıtay Yasasının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır,
İncelenen dosya içeriğine göre; resmi belgede sahtecilik suçu bakımından suç tarihinin 01.06.2005 tarihinden önce olduğu anlaşıldığından;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi olan Mayıs 2005 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 342/1. maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirme ile suç tarihine göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır, açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
Bu bakımdan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 28.06.2014 tarihinden önce tanzim edilen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
Tebliğname tarihinin 05.04.2013 olduğu göz önüne alındığında, sanık hakkında düzenlenen iddianame yerine geçen görevsizlik kararında sevk maddelerinin 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d ve 204/1. maddeleri olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, görevsizlik kararında anlatılan ve bu anlatıma uygun olarak gösterilen sevk maddelerindeki ceza miktarları karşılaştırıldığında;
1- 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesinde 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para,
2- 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası, öngörülmüştür.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Şu halde temyiz incelemesine konu suçlardan dolandırıcılık suçunun cezası hapis cezasının üst sınırı itibarıyla diğer suça göre daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 25.05.2017 gün ve 12978-11801 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.