Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/16 E. 2017/36 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/16
KARAR NO : 2017/36
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 08.11.2012
Sayısı : 7-416

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda, sanık …’ın atılı suçlardan beraatine, sanık …’in nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu kabul edilerek mahkûmiyetine ilişkin, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.11.2012 gün ve 7-416 sayılı, mahkûmiyet hükmünün sanık … ve katılan vekili, beraat hükümlerinin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.03.2014 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 12.12.2016 gün ve 8627-9426 sayı ile;
“Sanıklardan …’ün nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından beraatına ilişkin hükümler katılan vekili tarafından; resmi belgede sahtecilik suçundan sanık …’ın mahkumiyetine dair hüküm ise katılan vekili ile sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
İncelenen dosya içeriğine göre; serbest muhasebecilik yapan sanık …’ın, kendisiyle birlikte temyiz dışı Hürü ve …’ı, muhasebeciliğini yürüttüğü diğer sanık …’ün işyerinde çalışıyor olarak göstermek suretiyle düzenlediği sahte belgelerle kurumu zarara uğrattığının iddia edilmesi karşısında, adı geçen sanık …’in eylemlerinin sübutu halinde 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik ve Mali Müşavirlik Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetildiğinde;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun ise aynı kanunun 158/1-e-son maddesi uyarınca 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki anlatıma göre, Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesi gereğince temyiz inceleme görevinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu…”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 28.12.2016 gün ve 12807-8882 sayı ile;
“Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
Suç tarihinde serbest muhasebeci olarak görev yapan sanık …’ın temyiz dışı diğer sanıklar …, … ile kendisini, muhasebeciliğini yürüttüğü sanık …’ün işyerinde çalışıyormuş gibi göstermek için sahte işe giriş bildirgesi düzenleyip Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi biçiminde gerçekleşen olayda; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2-A maddesinde belirtilen ‘muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu’ kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Yasanın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, sahtecilik eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 207/1 maddesi kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve iddianamede TCK’nun 204. maddesinin 2. fıkrası kapsamında bir kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik eyleminden dolayı açılmış bir dava bulunmaması karşısında; TCK’nın 158/1-e maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun ceza miktarına, tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, hükümlerin konusuna, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu…”
Gerekçeleriyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemler; “…şüphelilerden …’ün Mahfesığmaz Mah… adresinde … Bar isimli işyerini Ziyapaşa Vergi dairesinin 704… sayılı vergi sicil no’su ile 2003 yılına kadar işlettiği, faaliyette bulunmadığının tespiti üzerine 30.07.2009 tarihinde vergi dairesince resen vergi kaydının terk ettirildiği, SGK ile yapılan yazışmalar sonucunda kurumun 16.06.2011 tarih ve 200/N.E sayılı cevabi yazıya göre belirtilen işyerinde herhangi bir faaliyeti bulunmadığı halde …’ın 30.07.2005 tarihine kadar, şüpheli …’ın 31.10.2006 tarihine kadar, şirket muhasebecisi …’ın ise 25.09.2009 tarihine kadar sigortalı olarak çalışıyormuş gibi gösterildikleri ,
SGK’nın 13.12.2011 tarihli yazılarına göre …’ın kurumu 42.003,72 Lira, …’ın 9.388,20 Lira zarara uğrattıkları,
SGK’nın 26.08.2011 tarihli yazılarına göre şüphelilerin işe giriş çıkış bildirgelerinin internet üzerinden yapıldığı anlaşılmakla işyeri sahibi … ile şirket muhasebecisi …’ın zincirleme şekilde belgede sahtecilik ve zincirleme şekilde kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri, şüpheli …’ın kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu, …’ın ise kamu kurumu zararına dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işledikleri” şeklinde anlatılıp bu anlatımla uyumlu olacak şekilde sevk maddelerinin de 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e ve 207/1. maddeleri olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
İddianamedeki sevk maddeleri ile metni arasında bir uyumsuzluğun bulunmaması sevk maddelerinin bir yanılgı sonucu değil, aksine bilinçli bir hukuki değerlendirmeye dayalı olarak belirlenmiş olması ve tebliğname tarihinin 18.03.2014 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası; özel belgede sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı kanunun 207/1. maddesinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi, özel belgede sahtecilik suçundan fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine aittir. Eylemin gerçekte hangi suçun oluşturduğu ise görevli Özel Dairece yapılacak temyiz incelenmesi sonucu belirlenebilecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12.12.2016 gün ve 8627-9426 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.