Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2017/15 E. 2017/35 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2017/15
KARAR NO : 2017/35
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 09.11.2012
Sayısı : 269-399

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle 158/1-e ve 204/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıkların aynı suçlardan beraatlerine ilişkin, Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.11.2012 gün ve 269-399 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 14.11.2016 gün ve 7453-8593 sayı ile;
“İncelenen dosya içeriğine göre; serbest muhasebecilik yapan sanık …’ın, diğer sanıklar … ve …’yu çalışmadıkları halde, muhasebeciliğini yürüttüğü diğer sanık …’ın işyerinde çalışıyor olarak göstermek suretiyle düzenlediği sahte belgelerle kurumu zarara uğrattığının iddia edilmesi karşısında, adı geçen sanığın eylemlerinin sübutu halinde 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik ve Mali Müşavirlik Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetildiğinde;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun ise aynı kanunun 158/1-e-son maddesi uyarınca 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki anlatıma göre, Yargıtay Kanunu’nun değişik 14.maddesi gereğince temyiz inceleme görevinin Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğu”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 22.12.2016 gün ve 12681-8713 sayı ile;
“Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır. Suç tarihinde serbest muhasebeci olarak görev yapan sanık …’ın diğer sanıklar … ve …’yu, muhasebeciliğini yürüttüğü …’ın işyerinde çalışıyormuş gibi göstermek için sahte işe giriş bildirgesi düzenleyip Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi biçiminde gerçekleşen olayda; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 2-A maddesinde belirtilen ‘muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu’ kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, sahtecilik eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 207/1 maddesi kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve iddianamede TCK’nın 204. maddesinin 2. fıkrası kapsamında bir kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik eyleminden dolayı açılmış bir dava bulunmaması karşısında; TCK’nın 158/1-e maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun ceza miktarına, tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, hükümlerin konusuna, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” biçiminde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
09.03.2014 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “Şüphelilerden …’ın SGK Mersin Sigorta İl Müdürlüğünde 2.4120.111053244.33 sayılı dosya ile kaydı bulunan … İnşaat Taahhüt İşleri adlı işyerinin sahibi, şüpheli …’ın ın bu işyerinin muhasabecisi olduğu, 05.01.2006 ile 20.02.2007 tarihleri arasında … İnşaat Taahhüt İşleri adlı işyerinde hiç çalışmadığı halde;
1- Şüpheli …’ın, 05.01.2006 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği ve şüphelinin bakmakla yükümlü olduğu yakınları…., …. ve ….. adına sağlık karnesi çıkardığı,
2- Şüpheli …’ nın 21.12.2006 tarihinde işi giriş bildirgesinin verildiği ve 26.12.2006 tarihinde işten ayrıldığının bildirildiği, 20.02.2007 tarihinde yeniden işe giriş bildirgesinin verildiği ,
3- Şüpheli …’in 26.12.2006 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği,
4- Şüpheli …’in 27.12.2006 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği ve bu şahıs adına 62,12 TL masrafın yapıldığı,
5-Şüpheli …’ün 26.12.2006 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği, anlaşılmakla;
Soruşturma sırasında SGK Mersin Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ile yapılan yazışmada şüphelilerden sadece …’ın bakmakla yükümlü olduğu yakınları adına sağlık karnesi aldığı, şüpheli …’in kurum aleyhine 63,20 Lira masrafa yol açtığı bildirilmiştir.
Soruşturma neticesinde; … İnşaat Taahhüt İşleri adlı işyerinin sahibi …’ın işyerinin muhasebecisi ….. ile birlikte diğer şüphelileri adı geçen şirkette hiç çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi işe giriş bildirgesi vererek sigortalı gösterdikleri ve sigortalı olmaktan doğan haklardan yararlanmalarına çalışıldığı, … dışındaki şüphelilere kurum tarafından masraf yapılmadığı bu nedenle … dışındaki şüphelilerin dolandırıcılık eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, şüpheli Birsen Doğa’nın işe giriş bildirgesi vermek ve sağlık karnesi çıkarmak suretiyle zincirleme, şüpheli Mahmut Kurun’nun ayrı ayrı tarihlerde işe giriş bildirgesi vermek suretiyle iki kez, şüpheli …, … ve …’ün ise birer kez işe giriş bildirgesi vermek suretiyle bir kez resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği, şüpheliler … ve …’ın ise tüm bu suçlara iştirak ettikleri…” şeklinde anlatılarak nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Tebliğname tarihinin 09.03.2014 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası; özel belgede sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı kanunun 207/1. maddesinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi, özel belgede sahtecilik suçundan fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 14.11.2016 gün ve 7453-8593 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.