Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/99 E. 2016/99 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/99
KARAR NO : 2016/99
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 23 ve 8. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Dolandırıcılık ve mühürde sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanıkların güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06.02.2015 gün ve 31348-8569 sayılı gönderme kararı ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 23. Ceza Dairesince 23.06.2015 gün ve 6481-2821 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’, (b) bendinde de; ‘çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
19.01.2015 tarih ve 2015/8 tarihli Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararına göre, tebliğname tarihi 28.06.2014 tarihinden önce olan dosyalarda, görev hususunda iddianamenin dikkate alınacağının belirtildiğinden incelenen dosya içeriğine göre, temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen ‘mühürde sahtecilik’ suçunun cezası TCK’nun 202/1. maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; ‘dolandırıcılık’ suçunun cezası ise aynı Kanunun 157/1. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddelerine göre, Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (8.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu” ,
Dosyanıın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince 29.02.2016 gün ve 11834-2354 sayı ile;
” Tebliğname tarihinin 28.06.2014 tarihinden önce olduğu anlaşılarak yapılan incelemede; 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesinde ‘… mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ hükmü, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesinde ise ‘Ceza Dairesinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamenin sevk maddesi her ne kadar TCK’nun 202/2. maddesi olarak gösterilmiş ise de; anlatım resmi belgede sahtecilik suçuna yönelik olup, resmi belgede sahtecilik suçundan dava açılmış olmasına, temyizin kapsamına, muhtelif suçlara ait temyiz incelemesinin suçlardan en ağırını incelemeye yetkili Daireye ait bulunmasına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek (23.) Ceza Dairesine ait olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 23 ve 8. Ceza Daireleri arasındaki uyuşmazlık temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinin tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan hali; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca yeni oluşan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde de; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgeledeki nitelendirme esas alınır” hükmü kabul edilmiştir.
Öte yandan, ilkeleri Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.11.2014 gün ve 2455-281 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere; Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “Hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere idari nitelikte bir işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki düzenlemelerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek Yargıtay’ın ilgili kurullarına aittir.
Bu bakımdan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Buna göre; iddianamede “sanıkların sahte araç tescil plakası taktıkları kamyonlarla taşımacılık yaptıkları izlenimi uyandırarak, yük sahiplerinin mallarını teslim etmedikleri” şeklinde açıklanan eylemlerinin resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğunun kabul edilmesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunun tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki;
“Ceza dairelerinde;
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, iddianamede gösterilen ve temel ceza miktarı dikkate alınması gereken suçların en ağırı olan nitelikli dolandırıcılık suçlarına ilişkin olarak verilen hükümleri temyizen inceleme görevi Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay 23. Ceza Dairesine aittir.

Bu itibarla, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın 23. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 23.06.2015 gün ve 6481-2821 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 23. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.