Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/98 E. 2016/98 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/98
KARAR NO : 2016/98
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 21 ve 15. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık … hakkında görevi kötüye kullanma ve nitelikli dolandırıcılık; sanık … hakkında ise resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Hınıs Ağır Ceza Mahkemesince 12.11.2009 gün ve 48-58 sayı ile; sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma, sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 11.011.2013 gün ve 8341-17154 sayı ile;
“14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun ceza dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava, daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın, daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalı, ayrıca görevli ceza dairesi belirlenirken, suçun ağırlaştırıcı nedenleri de göz önünde bulundurulmayacaktır.
Dosya içeriğine göre; 29.06.2009 tarihli iddianamede, Karaçoban Mal Müdürlüğünde gelir servis memuru olarak çalışan sanık …’un diğer sanık … için sahte borcu yoktur belgesi düzenlemek suretiyle evrakta sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunması karşısında eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde düzenlenen memurun resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu da gözetilerek yapılan incelemede;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezasının, aynı Kanunun 158/1-e. maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasını gerektirdiği dikkate alındığında;
İddianamedeki sevk maddeleri, anlatım ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince 17.02.2015 gün ve 24696-17612 sayı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı gereği dosya Yargıtay 21. Ceza Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 21. Ceza Dairesi de 24.02.2016 gün ve 5424-1681 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinde, Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararalarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Hınıs Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.06.2009 tarihli iddianamesi ile;
1-Karaçoban Mal Müdürlüğü’nde gelir servisi memuru olarak görev yapan sanık …’nun
a) 27.03.2008 tarihinden itibaren EVDO sistemi üzerinde çeşitli hileler yaparak çeşitli tarihlerde ilgili mükelleflerden yaptığı toplam 61.918,07 TL’lik tahsilatı vezneye intikal ettirmediği,
b) Mal Müdürlüğü mükelleflerinden sanık … adına 20.217,11 TL’yi, sistem üzerinde yaptığı hileli davranışlarla ödenmiş gibi gösterdiği,
2- Sanık …’un, sanık …’ın aslında vergi borcu bulunduğu halde, 23.02.2009 ve 24.02.2009 tarihli iki adet ‘borcu yoktur belgesini’ mal müdürünün dikkatsizliğinden istifade ile ona imzalattığı, sanık …’ın ise bu belgeleri kamu kurumlarında yapılan ihalelerde kullandığı,
İddia edilerek; sanık …’un 1 numaralı eylem nedeniyle, TCK’nın 158/1-e, 257/1, 43/1-2; 2 numaralı eylemi nedeniyle 204/2 (iki kez); sanık …’ın ise sanık …’un eylemlerine iştirak ettiğinden bahisle, TCK’nın 37/1. maddesi göndermesiyle, 1 numaralı eylem nedeniyle 158/1-e; 2 numaralı eylem nedeniyle ise 204/2 (iki kez) maddeleriyle cezalandırılmaları istemiyle kamu davaları açılmış ise de;
Sanık … hakkında 2 nolu eylem nedeniyle, sanık … hakkında ise 1 nolu eylem nedeniyle açılan davalardan beraate hükmedildiği ve bu hükümler temyiz edilmediği cihetle, temyiz incelemesine konu edilmediği,
Buna göre incelemenin, sanık … hakkında 1 nolu eylemden, sanık … hakkında ise 2 nolu eylemden kurulan hükümlere hasren yapıldığı,
İddianamedeki anlatıma bakıldığında; 1 nolu eylemin TCK’nın 158/1-e maddesinde düzenlenmiş bulunan nitelikli dolandırıcılık suçunu, 2 nolu eylemin ise, sanık …’un sözkonusu belgeleri düzenlemekle görevli olmadığı cihetle TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenmiş olan (kamu görevlisi olmayanın) resmi belgede sahtecilik suçu oluşturma ihtimalinin bulunduğu,
Bu durumda, her iki suçtan daha ağır olan nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmü incelemekle yetkili Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevli olduğu”, gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 21. ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiştir.
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
02.12.2014 gün ve 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde uyarınca da;
“Yeni oluşan Birinci Başkanlık Kurulu iş durumunu dikkate alarak daireler arasındaki iş bölümünü yeniden belirler ve buna ilişkin karar derhâl Resmî Gazete’de yayımlanır. Bu karar, yayım tarihinden itibaren on gün sonra uygulanmaya başlanır. …
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun iş bölümü kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.”
Bu maddeye dayanılarak Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararının “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde;
“Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
31.05.2012 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede sanık …’ın eylemi; “Karaçoban Malmüdürlüğünde Gelir Servisi Memuru olarak görev yapan şüpheli …’nun, Karaçoban Malmüdürlüğü mükelleflerinden … adına 23.02.2009 ve 24.02.2009 tarihlerinde vergi borcu olduğu halde iki adet borcu yoktur belgesi hazırladığı, şüpheli …’un, şüpheli … tarafından hazırlanan 23/02/2009 ve 24/02/2009 tarihli vergi borcu yoktur belgelerini Karaçoban İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Karaçoban İlçe Hastanesince yapılan akaryakıt ihalelerinde kullandığı, şüpheli …’un bu eyleminin, şüpheli …’nun işlediği iddia olunan ‘Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği’ Suçuna İştirak suçunu oluşturacağı, şüpheli …’un bu suçu 23.02.2009 ve 24.09.2009 tarihlerinde olmak üzere iki defa işlediği’ şeklinde anlatılmış olup sanık … hakkında TCK’nun 204/2. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde 5000 güne kadar adli para cezası; görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı 257/1 maddesinde altı aydan iki yıla kadar hapis cezası; resmi evrakta sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı kanunun 204/2. maddesinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası olup, resmi belgede sahtecilik suçunun yaptırımının nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarından fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan işbölümü kararı uyarınca resmi belgede sahtecilik suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 21. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 21. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 24.02.2016 gün ve 5424-1681 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 21. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

.