Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/97 E. 2016/97 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/97
KARAR NO : 2016/97
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 15 ve 21. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Basit dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanıkların her iki suçtan beraatlerine ilişkin, Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.06.2009 gün ve 705-422 sayılı hükmün katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 19.09.2013 gün ve 209-13608 sayı ile;
“Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla bulunan 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde iki yıldan 5 yıla kadar hapis; basit dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanunun 157/1. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu…”,
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi gereğince hazırlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararı uyarınca, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen ve yalnızca Daire Başkanı tarafından imzalanan 17.02.2015 gün ve 23060-17327 sayılı tevdi kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince 02.03.2016 gün ve 5141-1923 sayı ile;
“12.11.2008 havale tarihli iddianame ile; sanıkların şikayetçi adına sahte senet düzenleyip icra yoluyla tahsil etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia olunması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d ve 204/1. maddelerinde öngörülen ‘kamu kurumu aracı kılınarak dolandırıcılık’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçları tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla, tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu…”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 21. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; basit dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, sanıkların aynı suçlardan beraatlerine ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına dair kararı Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca yeniden oluşturulan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmî Gazetede yayımlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” bölümünde de; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır” hükmü kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınmalı ve tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilip üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
Buna göre;
22.12.2011 olan tebliğname tarihinde ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede yargılama konusu dolandırıcılık eyleminin; “…Şüphelilerin resmi belge niteliğindeki sahte senedi icraya koyarak tahsil için kullandıkları ve 1.000,00 YTL miktarındaki parayı tahsil ettikleri…” şeklinde anlatıldığı ve sevk maddesi olarak 5237 sayılı TCK’nun 157/1. maddesinin gösterildiği görülmektedir. Ancak iddianamedeki anlatımın içeriği göz önüne alındığında, sanıklar hakkında kamu kurumu olan icra dairesini aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesi uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Temyiz incelemesine konu suçlardan nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve adli para; resmi belgede sahtecilik suçunun cezası ise, aynı kanunun 204/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi daha ağır olduğu, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan ve tebliğname tarihi itibariyle uygulanması gereken 12.05.2011 tarih ve 2011/1 sayılı iş bölümü kararı gereği, nitelikli dolandırıcılık suçunu temyizen inceleme görevinin Yargıtay 15. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 19.09.2013 gün ve 209-13608 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.