Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/85 E. 2016/85 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/85
KARAR NO : 2016/85
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 11 ve 3. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Kasten yaralama, resmi belgede sahtecilik ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın aynı suçlardan mahkûmiyetine ilişkin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.12.2012 gün ve 927-1092 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 09.12.2015 gün ve 11585-31685 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasasının tebliğname tarihinde yürürlükte olan 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmü yer almaktadır. Kanun, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu iddianamede anlatılan suçlardan sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu, sanığın üzerine atılı kemik kırığına neden olacak şekildeki silahla yaralama suçunun ise aynı Kanunun 86/1-3(e), 87/3. maddeleri ile düzenlendiği ve ceza miktarının resmi belgede sahtecilik suçundan daha ağır olduğu anlaşılmakla:
İddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına, Başkanlar Kurulu kararlarına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 3. Ceza Dairesine ait olduğu…”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesince de 27.01.2016 gün ve 35245-1789 sayı ile;
“Dava konusu eylem için iddianamedeki yasal nitelendirmeye ve uygulanması istenilen yasa maddelerine, suçun nitelendirilmesinde cezanın artırılmasına yönelik yasa maddelerinin Yargıtay Ceza Dairelerinin görevinin belirlenmesinde gözönüne alınmayacağına dair Yargıtay Başkanlar Kurulunun önceki uygulamalarına göre, TCK’nun 204/1. maddesi ile TCK’nin 86/1. maddesinin karşılaştırılmasının gerekmesine, bu takdirde ise; mahkemece kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 11. Ceza Dairesine ait bulunduğu…”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 3. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; kasten yaralama, resmi belgede sahtecilik ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, sanığın aynı suçlardan mahkûmiyetine ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin tespitine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına dair kararı Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca yeniden oluşturulan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmî Gazetede yayımlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” bölümünde de; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır” hükmü kabul edilmiştir.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
Buna göre;
30.04.2014 olan tebliğname tarihinde ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede anlatılıp sevk maddeleri gösterilen sahtecilik suçunun yaptırımı, 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis, kasten yaralama suçunun yaptırımı aynı Kanunun 86/1. maddesi uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis, ruhsatsız silah taşımak suçunun yaptırımı ise bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adli para cezasından ibaret olup, olayda sevk maddesi gösterilip nitelemesi yapılan neticesi sebebiyle ağırlamış yaralama suçunu düzenleyen TCK’nun 87/3. maddesinin temel ceza değil artırım içerdiği, ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde artırım maddelerinin değerlendirilemeyeceği, dolaysıyla en ağır yaptırım içeren suçun resmi belgede sahtecilik suçu olduğu hususu göz önüne alındığında, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan ve tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereği, resmi belgede sahtecilik suçlarını temyizen inceleme görevinin Yargıtay 11. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 09.12.2015 gün ve 11585-31685 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.