Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/49 E. 2016/49 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/49
KARAR NO : 2016/49
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 8 ve 13. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve nitelikli hırsızlık suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanıkların banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan beraatlerine, nitelikli hırsızlık suçundan ise mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 15.10.2014 gün ve 10773-22401 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairesinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesiyle; sanıkların şikâyetçiye ait interaktif banka hesabına internet aracılığıyla girerek kendi hesabına transfer ettikleri parayı bu hesaptan çektiğinin iddia olunması ve sanığın TCK.nun 142/2-e maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilip asgari hadden az ceza tayin olunduğu gerekçesiyle katılan tarafından hükmün aleyhe temyiz edilmiş olması karşısında; iddianamedeki anlatıma, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre muhtelif suçlara ait temyiz incelemesinin suçlardan en ağırını incelemeye yetkili Daireye ait bulunmasına göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 13. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Yargıtay 13. Ceza Dairesince de 24.11.2015 gün ve 33631-18475 sayı ile;
“Dosya kapsamında yer alan ve kararı temyiz eden katılan bankadan alınan güvenlik inceleme raporlarına göre; banka müşterisi olan müşteki …’in Akbank İzmit Şubesi nezdindeki 66-247681 numaralı hesabına bağlı banka kartının ‘eş kartı üretilerek’ BTM yoluyla; 12.11.2008 günü saat 16:09’da Akbank’ın İstanbul/Beşyüzevler-1 Şubesine ait BTM’sinden, sanıklardan …’ın Akbank Yüzevler/Adana Şubesindeki hesabına 10.000 TL havale yapıldığı, yine aynı tarih ve saatte aynı BTM’den 1.000 TL nakit çekim işleminin yapıldığı, sanık … tarafından 12.11.2008 günü saat 16:17’de Adana/Yüzevler Şubesi’nden 9.985 TL’nin nakit olarak çekildiğinin belirtildiği, dolayısıyla somut olayda ‘bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık’ suçuna konu herhangi bir fiil bulunmadığı gibi, gerek katılan banka vekili tarafından verilen 21.01.2009 havale tarihli şikayet dilekçesinde, gerekse Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11.09.2009 tarih ve 2009/19931 numaralı iddianamesinde, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 15.10.2014 tarih ve 2014/10773-22401 E.-K. sayılı görevsizlik kararına konu edilen ‘müştekinin interaktif banka hesabına internet aracılığıyla’ girildiğine ilişkin herhangi bir açıklamanın da yer almadığı, 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi gereğince ‘Ceza Dairesinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü de gözetildiğinde, ceza dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınacağından ve dosya kapsamı ile iddianamedeki anlatıma göre sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nun 245/2-3 maddelerinde düzenlenen ‘banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması’ suçuna girme ihtimali de bulunduğundan; dosyayı inceleme ve esastan neticelendirme görevi Yüksek 8. Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 8 ve 13. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin tespitine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına dair kararı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca yeniden oluşturulan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” bölümünde de; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır” hükmü kabul edilmiştir.
İlkeleri Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.11.2014 tarih ve 245-281 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere; Yargıtay Ceza Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolup, kamu düzenine ilişkin olan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere idari nitelikte işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki hükümlerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek Yargıtay’ın ilgili kurullarına aittir.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
31.03.2014 olan tebliğname tarihinde ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede, yargılamaya konu eylem; “Müşteki …’in Akbank’ta hesabının bulunduğu, 12.11.2008 tarihinde bu hesaptan 1.000 YTL’nin bizzat çekildiği (kredi kartı ile) ve 10.000 YTL’nin ise Adana Yüzevler Şubesinde hesabı bulunan …’ın hesabına havale yapıldığı ve bu paranın 15 YTL havale bedeli düşülmek sureti ile 9.985 YTL olarak … tarafından çekildiği, bu hususun banka kamera kayıtları ile tespit edildiği” şeklinde anlatılarak banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan Yargıtay Kanunun 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki;
“Ceza dairelerinde;
Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır, açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklindeki kanuni düzenleme birlikte değerlendirildiğinde iddianamede anlatılan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin hükmü temyizen inceleme görevi, Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca hazırlanan işbölümü kararına göre Yargıtay 8. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15.10.2014 gün ve 10773-22401 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 8. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.