Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/404 E. 2017/10 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/404
KARAR NO : 2017/10
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 21. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 19.02.2013
Sayısı : 1007-119

Sanık hakkında, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nun 204/1 ve 157/1. maddeleri kapsamında resmi belgede sahtecilik ve basit dolandırıcılık suçlarını oluşturabileceğinden bahisle Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 19.02.2013 gün ve 1007-119 sayı ile; aynı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Sanık tarafından hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2014 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 05.11.2014 gün ve 13493-18103 sayı ile;
“6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza Dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
19.02.2013 tarihli kararda, sanığın, 5237 sayılı TCK’nun 204/1. ve 157/1. maddeleri gereğince resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiş olmakla,
6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğe göre; temyiz incelemesine konu suçlardan nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para; resmi belgede sahtecilik suçunun cezası ise aynı Kanunun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Mahkûmiyet kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararı nedeniyle, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen ve Daire Başkanı tarafından imzalanan 18.02.2015 gün ve 21616-20436 sayılı tevdii kararıyla dosyanın devredildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince 19.12.2016 gün ve 9677-7781 sayı ile;
“6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ancak 6545 sayılı Yasanın 37. maddesi ile 2797 sayılı Kanuna eklenen geçici 13. maddesi uyarınca da ‘Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı derhal Resmi Gazetede yayımlanır ve yayım tarihinden itibaren on gün sonra uygulanmaya başlanır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.’ hükmüne yer verildiği, yapılan değişiklik üzerine alınan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 17.07.2014 gün ve 2014/2 sayılı iş bölümüne ilişkin kararının ise 20.07.2014 gün ve 29066 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca yayımı tarihinden itibaren on gün sonra uygulanmaya başlanacağı, iş bölümüne ilişkin kararın, ceza daireleri işbölümü ortak hükümler kısmının 1. maddesinde de ‘Bu iş bölümündeki düzenlemeler yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerlidir’ denilmesi karşısında;
Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmü ile Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere görevli dairelerin tayininde iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2012 gün ve 2012/3698 sayılı iddianamesi ile sanığın, muayene yaptırmadığı halde kamu kurumlarından trafik tescil müdürlüğünün maddi varlıklarından olan ruhsat üzerinde sahte muayene işlemi yaparak müştekiden ücret almak suretiyle, yüklenen dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia olunması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 204/1 ve 158/1-d maddelerinde öngörülen ‘resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık (nitelikli dolandırıcılık)’ suçları tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla, tebliğname tarihine, iddianamedeki anlatıma, temyizinin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 21. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
10.06.2014 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken dava açan belge niteliğindeki Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararında eylemin “…sanığın vize yaptırmamasına rağmen vize ücretini alarak müştekiyi dolandırdığının belirtildiği, ancak müşteki ve sanık beyanlarında müştekinin sonra vize ücreti verdiğine dair bir açıklamasının olmadığı, dolandırıcılık suçunun olması için hileli hareketlerle bir menfaat temin edilmesinin gerektiği, sanığın müştekiden vize ücreti aldığı kabul edilse dahi eylemin basit dolandırıcılık olarak değerlendirileceği” açıklaması ve 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçu ile aynı Kanunun 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçlarını oluşturabileceğinin belirtilmiş olması karşısında sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve basit dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Temyiz incelemesine konu olan suçlardan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis, dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanunun 157/1. maddesi uyarınca 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası olduğu gözönüne alındığında, resmi belgede sahtecilik suçunun cezası daha ağır olduğundan temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 21. Ceza Dairesince yapılması gerekmekte ise de;
23.07.2016 gün ve 29779-2 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanunla 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 15. maddenin 12. fıkrasına dayanılarak, 30.12.2016 gün ve 29934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 gün ve 398 sayılı Kararı ile Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 13.04.2017 tarihinde geçerli olmak üzere kapatılmasına ve anılan kararın 4. maddesi gereğince kapatılan Yargıtay 21. Ceza Dairesine ait tüm işlerin Yargıtay 11. Ceza Dairelerine devrine karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca 23.11.2006 gün ve 6-6 ile 03.03.2005 gün ve 1-1 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere dosyanın görevsizlik kararlarını veren Ceza Dairelerinden başka bir Ceza Dairesine gönderilmesi de mümkündür.
Bu itibarla Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılması ve temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 19.12.2016 tarih ve 9677-7781 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.