Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/35 E. 2016/35 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/35
KARAR NO : 2016/35
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Dairesi : 16. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık …’in kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1-2. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiştir.
Anılan karara karşı Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararı nedeniyle, Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen ve Daire Başkanı tarafından imzalanan 23.02.2015 gün ve 4977–3975 sayılı tevdii kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 16. Ceza Dairesince 20.10.2015 gün ve 3822–3210 sayı ile;
“Suçun nitelendiriliş biçimi ile sevk maddesine, kanun yararına bozma talebinin konusuna ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi hükmüne, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararındaki iş bölümüne göre, işin incelenmesi Yüksek 9. Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca açıklığa kavuşturulması gereken husus, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yönelik kanun yararına bozma talebinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin tespitine ilişkin ise de, öncelikle olumsuz görev uyuşmazlığı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Olumsuz görev uyuşmazlığının doğması için, karşılıklı olarak iki dairenin kendisini görevsiz sayması, başka bir anlatımla iki dairenin karşılıklı görevsizlik kararı vermesi gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından dosyanın Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunla eklenen Geçici 14. maddeye istinaden yalnızca Daire Başkanınca imzalanan tevdi kararı ile Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunla eklenen Geçici 14. madde gereği, Dairelerin işbölümüne ilişkin olarak Yargıtay Başkanlar Kurulunca hazırlanarak Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından onaylanmasının ardından 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 20015/8 sayılı kararın “Ceza Dairelerine İlişkin Ortak Hükümler” bölümüne göre verilerek, yalnızca Daire Başkanı tarafından imzalanan tevdi kararlarının görevsizlik kararı olarak kabulü mümkün değildir.
Bu durumda Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen bir görevsizlik kararı olmadığından, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca çözülmesi gereken görev uyuşmazlığı da yoktur.
Bu itibarla, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı uyarınca dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 20.10.2015 gün ve 3822–3210 sayılı görevsizlik kararı uyarınca dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine TEVDİİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.